Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’nden mide kanseriyle mücadelede çığır açacak bir gelişme geldi. TÜBİTAK desteğiyle yürütülen projede, laboratuvarda geliştirilen yeni bir ilaç adayı, hem mide tümörlerini küçülttü hem de kanseri “susturan” geni baskıladı. Bu başarı, Türkiye’de ilk kez Sivas’ta uygulanan özel canlı deneylerle doğrulandı.
Bir Milyon Kişiyi Etkileyen Hastalığa Yerli Çözüm
Dünya genelinde her yıl yaklaşık 1 milyon kişiyi etkileyen mide kanseri, ölüm oranı en yüksek kanser türlerinden biri. Bu büyük tehdide karşı, Türkiye’den umut verici bir atılım geldi. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Koray Sayın’ın yürütücülüğünü yaptığı proje, TÜBİTAK 1001 Programı kapsamında destekleniyor.
Yeni Nesil İlaç Adayı: Akıllı, Hedefe Yönelik, Etkili
Projede geliştirilen "HDAC inhibitörü" tipi yeni ilaç adayı, önce bilgisayar ortamında binlerce molekül arasından seçildi. Ardından sentezlenip laboratuvar testlerinden geçirildi. En umut vadeden bileşik, in vitro (laboratuvar ortamında) başarı gösterdikten sonra, Türkiye’de ilk kez Sivas’ta kullanılan “nude fare” modelinde test edildi.
Sonuç: Sadece tümörü küçültmekle kalmadı, aynı zamanda hastalığın yayılmasında kritik rol oynayan geni de baskıladı. Bu da molekülün yalnızca etkili değil, aynı zamanda hedefe yönelik, yani "akıllı" bir ilaç adayı olduğunu gösterdi.
Türkiye’den Küresel Bilime Katkı
İlacın geliştirilmesi sürecinde Marmara Üniversitesi, Yozgat Bozok Üniversitesi ve Erciyes Üniversitesi’nden bilim insanları da projeye destek verdi. Bu çok disiplinli ve üniversiteler arası işbirliği, Türkiye’de bilimsel üretimin geldiği noktayı ve potansiyelini gösteriyor.
Prof. Dr. Koray Sayın, projenin Türkiye'nin sadece dışa bağımlı bir tüketici değil, aynı zamanda kendi tedavi yöntemlerini geliştiren bir ülke olabileceğini ortaya koyduğunu önemli vurguladı.
Sivas’ta Bir İlk: Canlı Modelde İlaç Deneyi
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, bu projeyle birlikte tarihinde ilk kez canlı model üzerinde (in vivo) ilaç testi gerçekleştirdi. Bu adım, sadece proje için değil, aynı zamanda üniversitenin gelecekteki biyotıp çalışmalarında da yeni bir kapı aralıyor.