Politika
Giriş Tarihi : 18-12-2022 22:48

Erdoğan: Üzüntü verici hadiselerin bu muhteşem tabloya halel getirmesine izin veremeyiz

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, "Türkiye Yüzyılı-Değerlerin Yüzyılı" programında "Ülkemizin yakın tarihinde yaşanan kimi üzüntü verici hadiselerin bu muhteşem tabloya halel getirmesine izin veremeyiz" açıklamasında bulundu.

Erdoğan: Üzüntü verici hadiselerin bu muhteşem tabloya halel getirmesine izin veremeyiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye Yüzyılı, bu vatan toprakları üzerinde hayatını sürdüren, ona sadakatle bağlı olan, geleceğini burada gören her bir insanımızın yüzyılıdır.” dedi.

Erdoğan, bir otelde düzenlenen, “Türkiye Yüzyılı-Değerlerin Yüzyılı” programında yaptığı konuşmada, binlerce yıllık tarihiyle medeniyetler havzası olan Mardin’in Türkiye’nin adeta bir özeti olduğunu söyledi.

Türk, Kürt, Arap, Süryani, Ezidi’nin bir arada yaşadığı Mardin’in, İstanbul ve Hatay ile birlikte hoşgörü başkentlerinden biri olduğunu aktaran Erdoğan, aynı şekilde, Anadolu’nun dört bir yanında, farklı mezheplerden Hristiyan ve Musevi vatandaşların da huzur içinde hayatlarını sürdürdüğünü belirtti.

Erdoğan, şöyle konuştu:

Mardin, zamana meydan okuyan, asırlık medrese ve camileriyle aynı zamanda medeniyetimizin aynasıdır. Böylesi bir değere, Mardin gibi muazzam bir hazineye sahip olmak millet olarak hepimiz için büyük bir gurur kaynağıdır. Mardin’i bu topraklardaki ebedi ve ezeli kardeşliğimizin kalesi olarak görüyoruz. Bu aziz şehre her gelişimizde, Anadolu’nun beşeri, kültürel ve tarihi açıdan o büyük zenginliğine bizzat şahitlik ediyoruz. Sadece etrafa şöyle bir bakmak bile Mardin’in sahip olduğu hazineleri görmemiz için kafidir. Hemen yanı başımızda Süryani vatandaşlarımızın 1600 yıllık şaheseri Deyrulzafaran Manastırı var. Hemen ötede Hristiyan vatandaşlarımızın binlerce yıldır yaradana dua ettiği Kırklar Kilisesi bulunuyor. Yaklaşık 8 buçuk asırdır minarelerinden Ezan-ı Muhammedilerin eksilmediği Ulu Cami’miz tüm zarafetiyle bu iki ibadethaneye komşuluk yapıyor. Bu eserlerin hepsi, Mardin ile beraber ortak vatanımız Anadolu’nun ahengini, barışını, hoşgörüsünü, köklü birikimini temsil ediyor.

'İNANCIMIZIN AYDINLIK YÜZÜ OLMAYA DEVAM EDECEKTİR'

Erdoğan, batılı ülkeler başta olmak üzere dünyada tahammülsüzlük artarken Mardin’in bir barış ve huzur şehri olarak tüm insanlığa örnek teşkil ettiğini dile getirdi.

Onca gelişmişliğe rağmen halen insanı, dilinden, dininden, renginden kültüründen dolayı ötekileştirenlerin Mardin’den alacağı çok ders olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

Lafa gelince sürekli insan hak ve özgürlüklerinden dem vurup, kendileri dışında kimseye hayat hakkı tanımayanları buradaki hoşgörü ikliminden ibret almaya davet ediyorum. Güya, din adına ibadethanelere saldıran gözü dönmüş canilerin de vahşi eylemlerine bahane aramak yerine Mardin’in temsil ettiği insani ve İslami değerlere iyi bakması gerekiyor. Mardin, bizim inancımızda ve medeniyetimizde insan onuruna, hayatına, din ve vicdan hürriyetine verilen önemin tarih ve estetikle yoğrulmuş, mücessem sembolüdür. Ne İslam’ı kendi aşırılıklarına maske yapanlar ne de bunlar üzerinden Müslümanlara husumet besleyenler bu hakikati değiştirebilecektir. Mardin, asırlardır olduğu gibi bugün ve yarın da inancımızın aydınlık yüzü olmaya devam edecektir.

'BU TOPRAKLARIN ÜZERİNDEKİ HER ŞEYİ BİZLER BİRLİKTE İNŞA ETTİK'

Erdoğan, bu şehirden aldıkları ilhamla, ülkede, bölgede ve dünyada “önce insan”, “insanı yaşat ki devlet yaşasın” demeyi, mazlumların ve mağdurların umudu olmayı sürdüreceklerini belirtti. Erdoğan, şöyle konuştu:

Dünyanın siyasi ve ekonomik olduğu kadar, sosyal kaosların sancısıyla da kıvrandığı bir dönemde, Mardin’in en mümtaz örneğini teşkil ettiği Türkiye’nin asil duruşu, giderek daha kıymetli hale gelecektir. Gelişmiş diye sınıflandırılan ülkelerin aslında kendi güvenlik ve refahları dışında bir dertlerinin olmadığı görüldükçe coğrafyamızın binlerce yıllık insan merkezli birikiminin önemi daha iyi anlaşılacaktır. Ülkemizin yakın tarihinde yaşanan kimi üzüntü verici hadiselerin bu muhteşem tabloya halel getirmesine izin veremeyiz. Çünkü bu ülkenin, bu toprakların üzerindeki her şeyi bizler birlikte inşa ettik. Tarih boyunca bu ülke, bu topraklara değer katan hizmetlerde bulunan tüm inançlardan insanlarımızı saygıyla, tazimle yad ediyorum.

Erdoğan, dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın, hala bu topraklarla ve bu toprakların değerleriyle gönül bağı olan herkese, kucaklarının da kalplerinin de sonuna kadar açık olduğunu dile getirdi.

Anadolu’nun mümbit ve şefkatli kollarının herkesi sarıp sarmalamaya, yaşatmaya yeterli olduğunu söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:

Edirne’den Kars’a, Trabzon’dan Hatay’a hala bu ortak ve kadim tarihin sayısız mimari eserine, kültür varlığına, bestesine, türküsüne şahit oluyorsak eğer, geleceğimizi de beraberce kurabiliriz demektir. Türkiye Yüzyılı, bu vatan toprakları üzerinde hayatını sürdüren, ona sadakatle bağlı olan, geleceğini burada gören her bir insanımızın yüzyılıdır.

'SEN ÖNCE GEL DİYARBAKIR ANNELERİYLE HELALLEŞ'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’un köken ve inanç bakımından en zengin muhitlerinin birinde doğup, büyüdüğünü belirterek, beraber büyüdüğü arkadaşlarını sadece insan olarak gördüklerini, hiçbirinin inancına ve kökenine bakmadıklarını anlattı. Erdoğan, şöyle devam etti:

Şimdi birileri, ‘helalleşmeye’ gelecekmiş. Sen önce helalleşmeye gideceksen, gel Diyarbakır Anneleriyle helalleş. Eğer helalleşmeye geleceksen, önce 10, 11, 12, 13, 14, 15 yaşındaki kızları Kandil’e kaçıranlar var ya onlarla kol kola gezmeyi bırak, onlarla beraber olmayı bırak. Bir taraftan onlarla dirsek temasında olacaksın, bir taraftan onlarla beraber seçime girmenin hazırlığında olacaksın, bir taraftan altılı masanın altına da onları sokmaya çalışacaksın. Bu nasıl helalleşme? Kimi aldatıyorsun? Kimi kandırdığını zannediyorsun? Bu millet artık bunları yutmaz ve 2023 bunun cevabı olacak.

Türkiye’yi yönetme sorumluluğunu üstlendikleri günden beri, milletle hep gönül diliyle konuşabilmeyi, bu birikim ve tecrübeye borçlu olduklarını dile getiren Erdoğan, insanları sadece Allah için sevdiklerini vurguladı.

'ÜSTÜNLÜK ANCAK TAKVA İLE OLUR'

Üstünlüğün, kimsenin etnik kimliğiyle değil, ancak takva ile olacağını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:

Takva nedir? Kim ki Allah’a daha yakındır, o en üstündür. Bunun dışındakiler hikaye. Şimdi biz, 20 yıllık iktidarlarımız döneminde hiçbir zaman insanlarımız ve şehirlerimiz arasında ayrımcılık yapmadık. Hep bu kardeşiniz ne dedi? Batıda ne varsa, doğuda da o olacak dedi. Ve bunu yaptık mı? Yaptık. Yapıyor muyuz? Yapıyoruz. İşte 26 havalimanı ile yola çıktık, şimdi 57 tane havalimanımız var. Şu anda Ağrı’da, Kars’ta, Hakkari’de havalimanlarımız var mı? Var. Bizden önce niye yoktu? Onlar niye yönetmediler bu ülkeyi? 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol vardı, şimdi 28 bin kilometre bölünmüş yol var.

Kendisini dinleyen gençlerin sevgi gösterisinde bulunması üzerine Erdoğan, “İnanıyorum ki bu gençlik 2023’te sandıkları çökertecek ve biz, gençlerimizle, kadınlarımızla, ana kademeyle gümbür gümbür geliyoruz ve geleceğiz.” dedi.

'BEN SÖYLEMİYORUM, DÜNYA LİDERLERİ SÖYLÜYOR'

Hangi inanca, kültüre, kökene mensup olursa olsun, 85 milyonun tüm fertlerini samimiyetle bağırlarına bastıklarını dile getiren Erdoğan, “Yasakların değil, tüm vatandaşlarımızın inancını özgürce yaşayabildiği, kendini özgürce ifade edebildiği bir Türkiye’yi inşa etmeye çalıştık.” diye konuştu.

Erdoğan, şu anda tüm dünyada, altyapısıyla, üstyapısıyla örnek bir Türkiye olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:

Bunu ben söylemiyorum, dünyanın liderleri söylüyor. Halka hizmeti hakka hizmet gören tasavvurumuzla, milletimize hizmetkar olmayı en büyük şeref payesi saydık. Biz, milletimize efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. Son 20 yıldır ekonomiyle birlikte demokrasimizi de güçlendirmek, özgürlüklerin önündeki engelleri kaldırmak için canla başla çalışıyoruz. Türkiye’yi hak ve hürriyetler alanında dünyada parmakla gösterilen bir konuma getirmenin zorlu mücadelesini veriyoruz. Allah’a hamdolsun, bu uzun süreçte karşılaştığımız onca engele, maruz kaldığımız onca saldırıya rağmen, milli iradeyi güçlendirme yolunda pek çok başarıya imza attık. Daha evvel bırakın fiiliyata dökmeyi, telaffuz etmenin bile büyük bir cesaret gerektirdiği, adına ‘sessiz devrimler’ dediğimiz reformları tek tek hayata geçirdik. Tek parti faşizminden başlayarak, 27 Mayıs’tan 28 Şubat’a kadar, toplum hafızamızda derin yaralar açan acıları iyileştirmenin çabasında olduk.

Eski Türkiye’nin inkarcı, dışlayıcı, hak ve özgürlükleri kısıtlayıcı, nobran yaklaşımını tüm izleriyle ortadan kaldırmak için çalıştıklarını aktaran Erdoğan, “Bunun yerine, devlet-vatandaş ilişkisinde daha kucaklayıcı, daha kapsayıcı, daha saygılı bir bakış açısını ikame ettik.” dedi.

'DİNİ VE KÜLTÜREL MİRASIN KORUNMASI İÇİN ÇALIŞMALAR YAPTIK'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gayrimüslim vatandaşların dini vecibelerini yerine getirebilmelerine yönelik yapılanlar ile dini ve kültürel mirasın korunması için yaptıkları çalışmaları hatırlattı.

Cemaat vakıfları konusunda 2003 ve 2008’de kabul edilen yasal değişikliklerle önemli iyileştirmeler gerçekleştirdiklerini anlatan Erdoğan, bu kapsamda şimdiye kadar 1015’ten fazla araziyi ve 21’den fazla taşınmaz malı gayrimüslim cemaatlere ait kurumlara devrettiklerini belirtti.

Erdoğan, sadece Mardin’de dört ayrı Süryani vakfını, 55 taşınmazın mülkiyetine yeniden kavuşturduklarını, Ermeni Cemaati Vakfına iade edilen gayrimenkullerin sayısının 400’ü aştığını söyledi.

Batman Gercüş’te 100 yıldır ibadete kapalı olan Aziz Aho Manastırı’nın, restorasyonunu yaparak, 2018’de yeniden hizmete girmesini temin ettiklerini kaydeden Erdoğan, Trabzon Sümela Manastırı’nda 95 yılın ardından yeniden ibadet yapılabilmesini sağladıklarını aktardı.

Van Akdamar Kilisesi’ni, 2010’daki restorasyonun ardından kullanıma açtıklarını da anımsatan Erdoğan, bunu, Türkiye Cumhuriyeti’nin hazinesinden ödeyerek gerçekleştirdiklerini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa’nın en büyük sinagogu Edirne Büyük Sinagogu’nu 46 yıl sonra restore ederek Yahudi vatandaşların hizmetine sunduklarını anlattı.

Erdoğan, aralarında Aya Yorgi Kilisesi, bölücü örgütün saldırıları sonucu zarar gören Surp Giragos ve Mar Petyun Keldani kiliselerinin de bulunduğu 100’den fazla kilise ve sinagogu restore ederek, tekrar ibadete açılmasını sağladıklarını da bildirdi. 

AdminAdmin