Türkiye Gazeteciler Federasyonu, koronavirüs salgını nedeniyle 63. Başkanlar Konseyi toplantısını interaktif ortamda gerçekleştirdi. Sivas’tan Türkiye Gazeteciler Federasyonu Denetleme Kurulu Başkanı Hakan Sezerer’in katıldığı toplantıda, basına destek paketinin şart olduğu vurgulandı.
KONSEY TOPLANDI
Başkanlar Konseyini toplayan Türkiye Gazeteciler Federasyon (TGF), basının yaşadığı sıkıntıları masaya yatırdı. Sivas’tan TGF Denetleme Kurul Başkanı Hakan Sezerer’in katıldığı toplantıda bir kez daha destek paketi talep edildi.
Salgın nedeniyle interaktif ortamda gerçekleştirilen ve TGF yönetim kurulu, Basın Vakfı ve federasyona üye cemiyet başkanlarının katıldığı toplantının açılış konuşmasını yapan TGF Genel Başkanı Yılmaz Karaca, gazete, televizyon ve radyoların sıkıntılı bir süreç geçirdiğine işaret etti.
Basına destek paketinin şart olduğunu vurgulayan Karaca, “Salgından en çok etkilenen meslek guruplarından biri de gazetecilerdir. Sağlık ve emniyet çalışanlarının ardından aşı talebimiz ne yazık ki karşılık bulmadı. Birçok esnaf gruplarına destek paketi açıklanırken gazeteciler bunun dışında kaldı. Gazeteler maaş vermekte, çalışanlar da maaş almakta zorlanıyorlar. Televizyon ve radyolar da zor durumdalar, uydu bedellerinde herhangi bir iyileştirmede bulunulmadı. Gazete sahiplerine de çalışanlarına da mutlaka destek sağlanmalıdır” dedi.
“BASIN MAĞDUR”
Ülke genelinde basın çalışanlarının basın kartlarında büyük sorun yaşadığını da sözlerine ekleyen Karaca, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın basın kartları konusundaki tutumunu eleştirdi.
Kart yenilemelerinin 1 yılı bulduğunu belirten Karaca, günün en önemli maddelerinden biri olan internet gazeteciliğine yönelik yasa çıkması gerektiğini kaydetti.
TGF Genel Başkanı Karaca, açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi; “En büyük sıkıntımız internet gazeteciliğiyle ilgili yasanın çıkmaması. Her geçen gün kötü duruma gidiyor mutlaka yasası çıkmalı. Bunu defalarca siyasi partilere ilettik. Koronavirüs öldürmese de bu dertler öldürecek gibi. Basın ilkelerine uygun bir şekilde görevlerini yapan meslektaşlarımızı ayrı tutuyoruz, onlar da mağdur oluyorlar. Hem haksız rekabete uğruyorlar hem de basın kartı, yıpranma payı gibi haklardan yararlanamıyorlar. Bu sorun, adeta bir veba gibi ve mutlaka kurtulmamız gerekiyor. İnternet gazeteleri de resmi ilan, çalışanları da basın kartı alabilmeli. Bununla birlikte gazetecilik adı altında bu kutsal mesleği lekeleyenlere de izin verilmemeli. Siyasiler de şikayetçi ama çıkarılması için çaba harcamamaları da ilginç.”
