Gündem
Giriş Tarihi : 21-11-2020 16:26

AKP'de neler oluyor? Çiçek'ten, Arınç'a destek

Habertürk yazarı Nagehan Alçı, dün Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu (YİK) üyesi Cemil Çiçek'le telefonda görüştüğünü aktardı. Cemil Çiçek, bir açıklama da Hürriyet'ten Sedar Ergin'e yaptı. Cemiş Çiçek, "Anayasa Mahkemesi kararları bağlayıcıdır. Verdiği kararları fikren tasvip etmemek ayrı bir konudur ama herkesi bağlar. Bunu hâlâ tartışıyorsak ortada bir ahlaki sorun var demektir...’ dedi. CHP'li Enis Berberoğlu için Anayasa Mahkemesinin verdiği kararı yerel mahkeme tanımamıştı...

AKP'de neler oluyor? Çiçek'ten, Arınç'a destek

Bülent Arınç ve İslami kesim içi muharebe' başlığıyla yayımlanan yazısında sözlerine "Habertürk TV’de Perşembe akşamı yaptığımız Bülent Arınç yayını çok büyük yankı yarattı. Arınç’ın açıklamaları ortalığı birbirine kattı" diye başlayan Alçı, şöyle devam etti:

"Olayın benim özellikle ilgimi çeken diğer bir tarafı yine Bülent Bey gibi eski TBMM Başkanı olan Cemil Çiçek’in de büyük oranda Arınç’a destek vermesi.

Arınç İslamcı Milli Görüş geleneğinden, Çiçek ise koyu milliyetçi-muhafazakar, Yeniden Milli Mücadele Hareketi geçmişinden geliyor.

Fakat iki ayrı ekolden iki ak saçlı AK Partili benzer noktada birleştiler. Arınç’ın bu açıklamaları kimseyi şaşırtmamalı. Zira özellikle son 2 yıldır aynı minvalde fikirlerini zaman zaman dile getiriyor zaten.

Fakat Cemil Çiçek’in son dönemde açık ettiği tavrı daha da ilginç ve ezberlere ters.

Ben dün Sayın Çiçek ile telefonda yarım saati aşkın konuştum. Detaylı ve samimi bir şekilde yargıdaki problemleri, esas meselenin kanunlar değil, zihniyetten kaynaklandığını, tutukluluğun istisnai ve tedbir amaçlı olmaktan çıkmasının verdiği zararları anlattı. Arınç’a destek veriyor. Somut olarak Selahattin Demirtaş ya da Osman Kavala ile ilgili konuşmak istemiyor ama Türkiye’nin özgürlükçü demokratik hukuk devleti olmasının Türk milletinin istikbali için şart olduğunu yine milliyetçi bir lisanla bana tane tane izah etti.

Hayat ne garip… Özgürlükçü-demokrat çizgide yazarlar olarak bizler eskiden en çok Cemil Bey’e kızardık. İslamcı kalemlerin de yıldızı Sayın Çiçek ile barışmazdı. Çünkü özellikle Kürt meselesinde çok şahin ve sert tavırları vardı. Laiklik dışındaki tüm konularda Kemalist statüko ile uyumlu bir çizgiye sahipti.

O zaman 'Kürdistan diye ayrı bir eyalet olmalı' gibi argümanları savunan ve Cemil Çiçek’e faşist demeye getiren kimi İslamcı ve seküler kalemler bugün kendisine nerdeyse ‘vatan haini’ muamelesi yapacaklar. İnanılmaz bir saf değişmesi var. Burada artık bir fikir kavgası yok. Bu başka bir şey."

Çiçek bir açıklama da Hürriyet'ten Sedat Ergin'e yaptı. Bize topyekun bir tevbe-i nasuh lazım" ifadesiyle gündem olan Cumhurbaşkanlığı YİK Üyesi Çiçek, sözlerine açıklık getirdi.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “ekonomi, demokrasi ve hukuk seferberliği” ve Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün “yargıda reform” mesajları üzerine Cemil Çiçek dikkat çeken açıklamalarda bulunmuştu. Çiçek, “Bize topyekün bir tevbe-i nasûh lazım. Reform kelimesi çok aşındı, kimse bir şey beklemesin” demişti.

SEDAT EGİN'E DE KONUŞTU

Hürriyet yazarı Sedat Ergin, gündem olan sözleri üzerine Cemil Çiçek’le konuştu. Konuyu köşesinde kaleme alan Ergin, Çiçek’in “Yargı reformu işi aşındı, heyecan uyandırmıyor” dediğini aktardı.

İşte Sedat Ergin’in yazısında ilgili bölümler:

“Cemil Çiçek, ‘Siyaset nezaket içerisinde yapılan bir iştir. Bir siyasi parti genel başkanına, kendisini tasvip edin etmeyin, bu üslupla hakaret edilmesi, kime yapılırsa yapılsın, asla tasvip edilecek bir husus değildir’ diye söze girdikten sonra ekliyor:

‘Bunun aması, fakatı, özel gerekçesi olamaz. Doğru bulmuyorum...’

Çiçek ile dün yargı reformu konusundaki tartışmalar ve kendisinin bu konudaki son beyanlarıyla ilgili sohbet ettik. Bir sorum üzerine konu Alaattin Çakıcı’nın CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef alan açıklamalarına geldi. 

Eski TBMM Başkanı, ’Böyle bir hakaret varsa savcılığın zaten kendiliğinden soruşturma açması gerekiyor. Kaldı ki, Kemal Bey’in avukatının da bir müracaatı var’ diye konuştu.

Çiçek’in bu sözlerinden kısa bir süre önce Çakıcı’nın tehditleriyle ilgili olarak Cumhuriyet Savcılığı’nın soruşturma açtığı AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan tarafından gazetecilere açıklanmıştı.

Peki, organize suç örgütü lideri olduğu gerekçesiyle yargılanıp 20 yıl hapis cezasına çarptırılan ve infaz yasasında yapılan son değişikliklerden yararlanarak serbest bırakılan bir hükümlünün ülkedeki siyasi tartışmanın bir parçası haline gelmesini Cemil Çiçek nasıl değerlendiriyor?

Çiçek, ‘Ben senelerdir kayıt dışı siyaset diye bir kavramdan söz ediyorum. Bunun birçok alternatifi var. Bu da sözünü ettiğim kayıt dışı siyasetin bir tezahürüdür’ diye yanıtlıyor.

KAYIT DIŞI DİN VE EKONOMİYE DE DİKKAT

Çiçek, bu noktada ‘kayıt dışı siyaset’ konusuna açıklık getiriyor. ‘Türkiye’de siyaseti yalnızca vatandaşın gördüğü siyasetçi yapmıyor. Faklı yapılar da yapıyor’ dedikten sonra şunları söylüyor:

‘Bakın, Türkiye’de işler yolunda gitsin isteniyorsa, adalet reformu da dahil üç şeyin kesinlikle şeffaf, öngörülebilir olması ve kamuoyu tarafından bilinebilir olması lazım. Bunlardan birincisi ekonomidir. Hâlâ ekonominin üçte biri kayıt dışıdır.

İkincisi, siyasette de kayıt dışılık var. Anayasamıza göre siyaseti kim yapar? Siyasi partiler yapar ama Türkiye’de anayasaya göre görevi siyaset olmadığı halde siyaset kurumundan çok daha etkili olan kurumlar oldu. Anayasa Mahkemesi’nin 367 kararı bunun örneğidir. 27 Nisan bildirisi bunun bir başka örneğidir. TSK’nın görevi siyaset yapmak değildir.

Kayıt dışılığın üçüncü boyutu da kayıt dışı dindir. Yani aslında dinde yeri olmayan din. Bununla mesela son aylarda kamuoyunu meşgul eden malum konuları, bir kısım tarikat şeyhleri, Adnan Oktar gibi durumları kastediyorum. Bunların hiçbiri dinde yeri olan şeyler değildir. Ama Türkiye’nin psikolojisini bozuyorlar.’

YARGI REFORMU İŞİ AŞINDI, HEYECAN UYANDIRMIYOR

Peki Çiçek son yargı reformu tartışmalarını nasıl değerlendiriyor? Eski Adalet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı olması, geçmişte TBMM Başkanlığı gibi kritik bir görevi yürütmesi ve halihazırdaki Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyeliği Çiçek’in bu konuda yapacağı değerlendirmeyi de önemli kılıyor.

Şöyle yanıtlıyor:

‘Yapılacak iyi işler varsa, atılacak olumlu adımlar varsa, bunlara karşı çıkmam, bunları küçümsemem. Ama ben demek istiyorum ki, doğru adımlar atabilmek için yeteri kadar kanun çıktı zaten. Ama biz hâlâ çözümü yeni kanunlar çıkarmakta arıyoruz. Dokuz binden fazla kanun var. Mesele kanun çıkarmak değil...’

Nedir mesele peki? Çiçek, ‘Kanunların uygulanması...’ diye yanıtlıyor ve ekliyor: ‘Her gün bin tane reform lafı geçiyor, biz 50 senedir reform, reform diye söylüyoruz. Sonuçta bu iş aşınıyor, heyecan uyandırmıyor...’

YARGI KARARLARI VE AHLAKİ BİR SORUN

Yargı reformu tartışmaları bağlamında Çiçek’in şu sözlerinin de altını çizmek gerekiyor:

‘Türkiye’de hukuki konularla ilgili bir kısım değerlendirmeleri yaparken işin ahlaki boyutunu da dikkate alırsak daha isabetle hareket etmiş oluruz. Yargının kararlarına uyacaksınız. Anayasa’ya göre yargı kararlarının uygulanması gerekir. Kararlara uyulmaması aynı zamanda bir ahlaki sorundur... Örneğin, Anayasa Mahkemesi kararları bağlayıcıdır. Verdiği kararları fikren tasvip etmemek ayrı bir konudur ama herkesi bağlar. Bunu hâlâ tartışıyorsak ortada bir ahlaki sorun var demektir...’

TEVBE-İ NASUH KAVRAMIYLA NEYİ KAST ETTİ

Cemil Çiçek ekseninde dün çok tartışılan bir konu, Karar gazetesinden Ahmet Taşgetiren’le sohbetinde ’Bize yargı reformundan önce insan ve ahlak reformu lazım’ dedikten sonra kullandığı ’Bize topyekun bir tevbe-i nasuh lazım’ şeklindeki sözleri oldu.

Kendisine ’tevbe-i nasuh’ ifadesiyle neyi kastettiğini sorduğumda şu yanıtı aldım:

‘Nasuh, samimiyeti anlatıyor. Tevbe-i nasuhla tövbenin samimi olması gerektiğini belirtiyorum. Bu kavramı kullanmakla şunu kastediyorum. Siyaset kurumu, toplumun siyasete yön veren, siyasetten beklentisi olan önde gelen kişi ve kurumlarının hepsinin birlikte samimi bir tövbeye ihtiyacımız var. Tövbe edip aynı günahları işleyeceksek bu kabul edilir olmaz.’

Çiçek, ‘Tövbe ancak samimiyetle yapıldığı zaman bir anlam taşır...’ diye ekledi.

Tabii, herkes Cemil Çiçek’in bu sözlerini istediği gibi yorumlamakta serbesttir.’”

AdminAdmin