Cumhuriyet Üniversitesi Haberleri
Giriş Tarihi : 17-08-2016 03:36

KİM BU REKTÖR?

Üniversitelerde FETÖ yapılanmasını anlatan AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk’ün “Bir üniversite rektörü 14 Temmuz günü saat 11.00’da o şehrin kalkışmasının en önemli ismi şuan tutuklu bulunan generali ile 4 saat toplantı yapıyor. O da yetmiyor kamera kayıtlarını sildiriyor” şeklindeki açıklaması kafalarda soru işareti oluşturdu.

KİM BU REKTÖR?

 

Dün TBMM’de bir televizyonun canlı yayınına katılan AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, Fethullahçı Terör Örgütü’nün üniversitelerde nasıl örgütlendiğine dair çarpıcı açıklamalar yaptı. Üniversitelerde FETÖ ile mücadele konusunda çözüm önerilerini anlatan Milletvekili Külünk, ilk etapta tüm rektörlerin görevden alınması gerektiğini belirtirken, “Rektör Yardımcılarının tamamı gözden geçirilmeli. Gerekirse görevden el çektirilmeli. Ardından yeni atamalar yapılmalı” dedi.


AK Parti’li Külünk’ün açıklamasında en çarpıcı bölüm ise ismini vermediği bir rektör ile ilgili paylaştığı bilgi oldu. Külünk, “Bir üniversite rektörü 14 Temmuz günü saat 11.00’da o şehrin kalkışmasının en önemli ismi şuan tutuklu bulunan generali ile 4 saat toplantı yapıyor. O da yetmiyor kamera kayıtlarını sildiriyor. O rektör hala görevde” şeklindeki açıklaması kafalarda soru işareti bıraktı.


Tokat Haber gazetesinin 4 Ağustos 2016 Perşembe tarihli sayısında “Yaver’in sır dolu Tokat Ziyareti’ başlığıyla manşet haber olarak gündeme getirdiğimiz haberde FETÖ Darbe Girişimi sonrası tutuklanan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başyaveri Albay Ali Yazıcı’nın 11-14 Temmuz tarihleri arasında bulunduğu Tokat’ta, gizli bir toplantı yaptığı ve bu toplantının kamera kayıtlarının silindiği yönünde iddiaları gündeme getirmiştik. Başyaver’in sır dolu Tokat ziyaretinde kimlerle görüştüğü halen gizemini korurken Külünk’ün açıklamasında bahsettiği söz konusu görüşmenin de kamera kayıtlarının silinmiş olduğu yönündeki açıklama benzer iki olay arasında bir bağlantı olup olmadığı konusunu gündeme getirdi. Şimdi bu sorular cevap arıyor.


İşte AK Parti’li Vekil Külünk’ün üniversitelerde FETÖ yapılanmasına dair yaptığı o çarpıcı açıklamalardan önemli satır başları:


“TÜM REKTÖRLER GÖREVDEN ALINMALIDIR”


“Türk Silahlı Kuvvetleri’nin içindeki bu hain yapılanma ne kadar tehlikeli ise diğer kurumlardaki örgütlenme ne kadar tehlikeliyse üniversitelerdeki yapılanmalar da o yapılanmalarla eşdeğer oranda tehlikeye sahiptir. Ve üniversitelerde henüz olması gereken yapılmamaktadır. Alt düzeydeki memurla 2 tane asistanı göndererek olmaz bu iş. Gelecek 50 yılımız ipotek altında, gelecek 50 yılımız gasp ediliyor. Eğer üniversitelerde bu silahlı terör örgütünün çelik çekirdeği dağıtılmazsa, asistan olabilmek için 2010 yılından buyana, 2016 yılında iptal edilen asistan alım modeli tekrar gözden geçirilmezse, bu örgütün mensupları köklü bir şekilde ayıklanmazsa, yurt dışına gönderilen doktora, yüksek lisans öğrencilerinin sınavları kontrol edilmezse, ALES sınavları tekrar gözden geçirilip gerekirse o sınavlar üzerinden yolsuzluğun tespit edilmesinden itibaren bu terör örgütü mensuplarının kökü kurutulmazsa önümüzdeki 10 yılda bu milletin karşısına bu tehdit tekrar çıkacaktır. Onun için teklifim şudur; YÖK tamamen kapatılmalıdır. Bu süreç doğrudan devlet başkanımıza bağlı bir ekip tarafından yönetilmelidir.  Üniversitelerdeki tüm rektörler görevden alınmalıdır. Atama usulüyle rektör tayini yapılmalıdır. Bu örgütle bağlantı şüphesi olanlar da dahil olmak üzere, bu örgütün içerisinde bir fiil olanlar değil, kripto dediğimiz şüphesi olanlar da dahil tüm üniversite rektörleri görevden alınmalı, yerlerine yeni rektör atanmalı. Ha! Mücadele eden rektör varsa tekrar atanmalı. Mevcut üniversitesinde bu örgütle hiçbir bağı yok, mücadele ediyor evet, o yerinde kalmalı. Ama tüm rektörlerin önce tamamı görevden alınmalı, var olanların içerisinde bu örgütle mücadele edenler görevlerine devam etmeli. Genel Sekreterler topyekün gözden geçirilmeli. Bu örgütün üniversitelerdeki asıl güç merkezi rektör yardımcılarıdır. Bunlar üniversitelere nasıl yerleşiyor; Rektör seçilmeden 1 yıl önce çalışmalara başlıyorlar. Kim başlıyor? O ilin imamı, bölge imamı çalışmalara başlıyor. Muhtemel adayları işaretlemeye başlıyorlar, o adayların etrafını kuşatmaya başlıyorlar. Bir müddet sonra ya kendi adamları Rektör adayı olarak öneriliyor veya teslim aldıkları adayları. Nasıl teslim alıyorlar? Teslim almanın en önemli yöntemi bireysel zafiyetlerdir. O koltuk uğruna A6 Audi’ler  uğruna, makamlar uğruna, üniversitenin sahip olduğu güç uğruna. Çünkü üniversitelerin ciddi güçleri var. Şehirlerin en güçlü mekanizmaları üniversitelerdir. Şehirde bir güç merkezidir. Yani yemekhanesi var, fotokopisi var, yurtları var. Bu güç uğruna bu hain örgütle işbirliği yapıyorlar. Bir kısmı bu şekilde uzlaşıyor. Bir kısmı da teslim oluyor. Bir kısmı zaten bu örgütün kripto elemanı. Yani bu örgütün elemanlarının kimse sakalına kanmasın. Bu örgütün kripto elemanlarının Pensilvanya’daki haine küfür etmelerine de kimse kanmasın. Hazırlık yapıyorlar bir de bakıyorsunuz o adayın işte bu eski Milli Görüşçü, bu eski Ülkücü… Halbuki bakıyorsunuz işte teslim olmuş. Sen eski Milli Görüşçüsün, eski Ülkücüsün ama teslim olmuşsun. Şimdi sen eski kimliğin üzerinden bu hainlerle ittifakını örtmek istiyorsun. Bunlar fırsatçı, kariyerist tipler. Yani kariyerleri uğruna bugün bu örgütten olurlar, her kalıba girerler. Tabiki üniversite rektörleri içerisinde son derece saygın isimler var. Son derece değerli rektör hocalarımız var. Onların hepsini istisna tutuyorum. Onları incitmekten asla Allah’a sığınırım. Ama bunun dışında modeli anlatıyorum ben. Ondan sonra Rektör kendilerinden oluyor, kendilerinden değilse kontrol altına alıyorlar. Diyor ki; ‘Bak biz seni seçtireceğiz ama rektör yardımcılıkları bizim olacak.’ Diyorlar. Hangi Rektör Yardımcıları; ‘İnsan Kaynaklarından Sorumlu, Mali ve İdari işler bizim olacak’ diyorlar. Neden? İnsan Kaynakları! Üniversitelerin kadrolarını kim belirliyor? Kadroyu kim istiyor YÖK’ten? Dolayısıyla bu şekilde bir örgütlenme var. Rektör Yardımcılarının tamamı gözden geçirilmeli. Gerekirse görevden el çektirilmeli. Ardından yeni atamalar yapılmalı. Çünkü açık söylüyorum mevcut kadroların; bu hain örgütle mücadele eden hocalarımı selamlıyorum. Ayakta alkışlıyorum. Bakın hala daha Rektör isimleri yukarıya bildirilenlerin içerisinde çocukları daha 15 Temmuz’dan sonra bunların okullarından alınmış isimler var.Yani üniversitelerde rektörlüğü ele geçiriyorlar sonra da bütün gücü, şehirdeki bu örgütün kadrolarıyla bölge imamları üzerinden finans kaynaklarını güçlendiriyorlar”


“ÜNİVERSİTELERDE FETÖ İLE HAK EDİLDİĞİ GİBİ MÜCADELE EDİLMİYOR”


“Bu örgütle üniversitelerde hak edildiği gibi mücadele ediliyor mu? Hayır edilmiyor. Edilmediği için direk çözüm odaklı söylüyorum. Açıkça söylüyorum; 1- YÖK kapatılmalıdır. 2- Tüm üniversite rektörleri görevden alınmalıdır. Mücadele edenler görevine verilmeli. Çünkü üniversitelerdeki tehlike diğer kurumlardan daha büyük. Bakın ÖYp sınavı üzerinden üniversiteye, Anadolu’ya öğretim üyesi olmuşların yüzde 80’i bu örgütten. Doktora ve yüksek lisans için yurtdışına gönderilenlerin yüzde 80’i bu örgütten. Hala birileri beni telefonla arayıp ‘biz mücadele ediyoruz’ diyor. Etmiyorsunuz kardeşim. Mesela dün bir üniversite için bir milletvekili beni arıyor ‘bu benim yakınım, dokunmayın’ diyor. Bir mütevelli heyeti başkanı, örgütün doğrudan adamı belli ‘ Bunu görevden almayın bu benim yakınım’ diyor. Arkadaşlar bir şeye karar verelim. 240 tane şehit var. Ömer Halisdemir, bağrına 30 kurşun yemeyi kabullenerek bu devletin bekası için mücadele etti. Sizin yakınlarınız uğruna bu devletin bekasını, sizin aidi at ilişkinize kurban ettirmeyiz”


14 TEMMUZ GÜNÜ BİR REKTÖR İLE GENERAL’İN 4 SAATLİK BULUŞMASI


“Gerekirse bütün üniversitelerde demokrasi nöbeti tutulur. Mücadele eden bütün rektörlerimize diyorum ki cesur olun. Bakın ben de bir bilgi var henüz paylaşmıyorum. Bir üniversite rektörü 14 Temmuz günü saat 11.00’da o şehrin kalkışmasının en önemli ismi şuan tutuklu bulunan generali ile 4 saat toplantı yapıyor. O da yetmiyor kamera kayıtlarını sildiriyor. O rektör hala görevde. Kamera kayıtlarını sildiriyor, 4 saat toplantı yapıyor ardından tüm il dışı seyahatlerini iptal ettiriyor.  Sonra da dönüyor aynı adam paralelle öyle bir mücadele ediyormuş rolü biçiyor ki kendine. Bizi kimse kandırmaya kalkmasın.”  

AdminAdmin