Gazetecilik ince bir sanat işidir…

Zahmetli yollardan geçmeyi, hiciv sanatını işlemeyi ve daha neler neleri bilmeyi gerektiren bir meslektir, gazetecilik.

Ancak öyle bir ayrıntı vardır ki, başarının gizli olduğu nokta işte bu ayrıntıda gizlidir.

Nedir bu ayrıntı ve "nokta"

Bunu öğrenmek için Egemen'i (www.egemengazetesi.com) ve diğer Ulusal anlamda faaliyet gösteren arkadaşlarımızı, takip etmek ve okumak yeterli olur sanıyoruz.

"Haberi Gelecekte Aramak, Bulmak ve Yayınlamak"

Her ortamda, sevdiklerime, mücadele arkadaşlarıma tek önemli söylemim ve tavsiyem şudur; her şey gelir geçer, makamdan, mevkiden, paradan, puldan altından daha değerli tek şey vardır o da istihbarattır.

Günlük hayatta siyasal alanda her ne kadar istihbaratın varlığını hissetmesek de aslında olan biten her şeye yön veren şey istihbarattır. İstihbarat aynı Mevlana’nın sözünü ettiği “elif” gibidir. Elif’le başlayan besmelede baştaki “elif” harfi okunmaz. Ama elif olmadan da besmele dile gelmez. İstihbarat da böyledir. Her şeyde o vardır ama hiçbir şeyde görünmez. İstihbarat kurumlarına gereken önemi vermeyen ülkelerin karar mekanizmasındaki insanlar, el yordamıyla yönünü tayin etmeye çalışan körler gibidirler. İstihbarat sadece casusluk operasyonlarıyla çok gizli bilgiler elde etmek değildir. İstihbarat sadece bilmekle alakalı bir şey değildir. İstihbarat analiz etmektir, geleceği görmektir, yeri geldiğinde hissetmektir. (M.N.S.)

İşte ayrıntı budur.

Geleceği görebilmektir. Haberi yakalayabilmektir.

Daha önce yapılan haberlerde Cumhuriyet Üniversitesi Rektörlüğü Yönetiminin ilginç ve bir o kadar yıldırıcı, mide bulandırıcı girişimlerinden, icraatlarından bahsedilmiş ve insanlarımıza verdiği rahatsızlıktan söz edilmişti ve edilmeye de devam edilmektedir.

Nihayet bu ilginç ve bir o kadar rahatsızlık veren uygulamalar insanlarımızın canına tak dedirmiş olacak ki bu uygulamadan olumsuz etkilenen vefakâr, cefakâr insanlarımız feryat etmeye ve bazı yürekli, korku imparatorluğuna boyun eğmemiş, teslim olmamış kadrolarının harekete geçtiğini görüyoruz.

Lütfen iyi okuyup, iyi izleyelim!

Öyle ki acı sonuç Ulusal medyaya da yansıdı ve yansımaya da devam edecek!

Ondan sonra adeta telefonlarımız kilitlendi. Mail yağmuruna tutuluyoruz.

Demek ki haklı olunan bir dava dile getirildiğinde ve bu davanın ilerleyen zaman diliminde ki çözümsüzlük üreten safhalarında insanlarımız çileden çıkabiliyor!

İnsanlarımızın feryatlarına kulak verdiğimiz zaman anlıyoruz ki, yine basiretsiz kararlarla hareket edildiğinde çözüm makamı olması gereken yerler sadece sorun üretebiliyor. Bu yazılarımızla sadece bizlerin mi etkilendiği düşünüldüğünde yanıldığımızı da gördüğümüz zamanlar oluyor.

Ama insanlarımızın feryatları "ne oluyor" dedirtiyor. Bir gemi düşünün ki, dümeni yok! veya dümeni var kaptan yok! Adeta gelen dalgalara mağlup olmak için yan dönmüş vaziyette! Ne olacak peki?

Ne olacak? Bu gemi batacak!

Gerçek olan? Bizler, eş dost bu gemi içindeyiz!

Çare;

Ya idareyi ele alacağız! Ya da idarenin basiretli kişilerin eline geçmesi için dua edeceğiz. Çünkü demokratik olan, Hukuksal olan bütün yollar denenmiş ve bir kurtuluş yolu bulunamamıştır.

Sonuç;

Tüm girişimlerin yapılmış ve idarenin basiretli ellere geçişi şimdiye kadar sağlanamamıştır.

Gelin hep birlikte dua etmeye başlayalım.

Bu arada bir gerçekten bahsedelim.

"İnsanlar layık oldukları şekilde yönetilirler"

A n l a y a n a !!!

Diyorlar ki, Sivas ve Üniversite yıpranıyor!

Ne yapalım? Yıpranıyor diye, duymayalım, görmeyelim, yazmayalım mı?

Yılmayacağız, Yazacağız!

Önemli bilgiler ve görüntüleri de kamuoyu ile paylaşmaya devam edeceğiz!

Yani bir sonuç alınıncaya kadar!

Üzülmeye mi? tabi ki devam edeceğiz.