Sivas'ta, 2 Temmuz 1993'te Madımak Otelinin yakılması ve 37 kişinin ölümüne ilişkin davadan dosyası ayrılan 3 firari sanık hakkındaki davanın görülmesine devam edildi Mahkeme, Suudi Arabistan'da bulunduğu belirtilen sanık Karataş'ın, tespit ve temini için Adalet Bakanlığı ve ilgili kolluk kuvvetlerine yazı yazılmasına karar verdi Almanya'nın, sanıklar Sonkur ile Ceylan'ı iade etmemesine ilişkin gönderdiği belgenin orijinalinin, Adalet ve İçişleri Bakanlığından istenmesine ve sanıkların, kırmızı bültenin gereği olarak mahkemede hazır edilmesine karar verdi.
Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesindeki davanın ikinci duruşmasına, müdahil avukatları ve olayda hayatını kaybedenlerin yakınları katıldı.
Mahkeme Başkanı Tekman Savaş Nemli, sanıklar Murat Sonkur, Eren Ceylan ve Murat Karataş hakkında çıkarılan yakalama emrinin infaz edilmediğini tutanağa geçirdikten sonra, müdahil avukatlarından Şenal Sarıhan söz aldı.
Almanya'da bulunan Sonkur ve Ceylan'ın, Türkiye'ye iade edilmemesine ilişkin yazının asıllarının Adalet ve İçişleri Bakanlığından istenmesini talep eden Sarıhan, Sivas İl Jandarma Komutanlığınca, Suudi Arabistan'da bulunduğu belirtilen Karataş hakkındaki yakalama emrinin infaz edilmesini istedi.
Sarıhan, ayrıca, olayda hayatını kaybeden bazı kişilerin yakınlarının davaya katılma talebini iletti.
Cumhuriyet Savcısı Beşir Çiflik de yıllardır firari olan sanıkların yakalanması ve iadesi için Dışişleri ve Adalet Bakanlığına yazı yazılmasını, davaya katılma taleplerinin kabul edilmesini istedi.
MAHKEMENİN KARARI
Sanıklar Murat Sonkur, Murat Karataş ve Eren Ceylan'ın gıyabi tutukluluklarının ve infazlarının beklenmesini kararlaştıran mahkeme, Suudi Arabistan'da bulunduğu belirtilen Karataş'ın, tespit ve temini için Adalet Bakanlığı ve ilgili kolluk kuvvetlerine yazı yazılmasına karar verdi.
Almanya'nın, Sonkur ve Ceylan'ı iade etmemesine ilişkin gönderdiği belgenin orijinalinin, Adalet ve Dışişleri Bakanlığından istenmesini uygun gören mahkeme, sanıkların, kırmızı bültenin gereği olarak mahkemede hazır edilmesini kararlaştırdı.
Katılma taleplerini kabul eden mahkeme, duruşmayı erteledi.
İDDİANAME ve YARGI SÜRECİ
İddianamede, sanıkların "terör örgütü üyesi olmak ve propagandasını yapmak" suçlarından cezalandırılmaları talep ediliyor.
Sivas ana davasında Ankara 1 Nolu DGM'de tutuklu yargılanan sanıklardan Sonkur, 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet suçundan 3 yıl, Karataş ve Ceylan ise "Madımak Oteli'ni yakarak 35 kişinin ölümüne neden olmak" ve "45 kişiyi yangın çıkartmak suretiyle öldürmeye kalkışmak" suçundan 15'er yıl hapse mahkum edildi.
Sanıkların tahliyelerine karar veren mahkeme, haklarındaki hükmün Yargıtay'da bozulmasının ardından tekrar görülen davada, bulunamadıkları gerekçesiyle bu sanıklar hakkındaki dosyayı ana dava dosyasından ayırdı.
"DEVLET ÇARKINA GÜVENİMİZ YOK"
Duruşmanın ardından, müdahil avukatlarından Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, basın mensuplarına açıklamada bulundu. Sivas'ta ailelerin acısının dinmesi için adaletin yerini bulması gerektiğini dile getiren Feyzioğlu, davanın başından bu yana sistemli bir şekilde sanıkların korunduğunu, adaletin engellenmeye çalışıldığını iddia etti.
Daha önce Polonya'da yakalanan bir sanığın, Türkiye'den belge gönderilmediği ya da yanlış belge gönderildiği için serbest bırakıldığını öne süren Feyzioğlu, "Bugün meslektaşlarım, yurt dışına gönderilen belgelerin ve gelen cevapların asıllarını istediler. Bu davada, sisteme, sistemi işletenlere güvenimiz yok. Devlet çarkına güvenimiz yok. Bu çarkın mağdurları değil, sanıkları korur, adaletten kaçırır şekilde çalıştığını defalarca gördük" dedi.
Bilim ve Kültür Merkezi yapılan Madımak Oteli'nin "Anı Köşesi"nde, Sivas olaylarında hayatını kaybedenler ile ölen iki göstericinin isimlerinin bir arada bulunmasına karşı bir dava açtıklarını belirten Feyzioğlu, "Dünyanın neresinde katillerle, katledilenleri birlikte anmak ve katilleri onurlandırmak yapıcılıktır? Biz katliamdan sorumlu olan göstericilerin isimlerini o binada istemiyoruz" diye konuştu.
Avukat Şenal Sarıhan da duruşmada 1 yılı aşkın bir süredir hala Alman makamlarının verdiği yanıta ulaşamadıklarını kaydederek, bunun yanıtını bulduklarında, gerçeğe ulaşmak için bir kapının aralanacağını söyledi.