Bölgesel
Giriş Tarihi : 15-08-2011 15:03

HEY GİDİ ANADOLU AJANSI HEY

Ulu Önder Musatafa Kemal Atatürk'ün emri ile, binbir zahmetle kurulan ve kısa sürede dünyanın saylı haber ajanslarından biri olan Anadolu Ajansı'nın; AKP iktidarı sonrası düştüğü cemaatleşme ve dinci kadrolaşma; her geçen gün kendisni çok daha fazla hissettirmeye devam ediyor. Özellikle AKP'ye ve Bülent Arınç'a çok yakın isimlerin torpili ile doldurulan haber kadrolarınan, her geçen gün fiyasko olarak nitelendrilebilinecek haberler geçilmeye devam ediliyor.

HEY GİDİ ANADOLU AJANSI HEY

 

Ulu Önder Musatafa Kemal Atatürk'ün emri ile, binbir zahmetle kurulan ve kısa sürede dünyanın saylı haber ajanslarından biri olan Anadolu Ajansı'nın; AKP iktidarı sonrası düştüğü cemaatleşme ve dinci kadrolaşma; her geçen gün kendisni çok daha fazla hissettirmeye devam ediyor. Özellikle AKP'ye ve Bülent Arınç'a çok yakın isimlerin torpili ile doldurulan haber kadrolarınan, her geçen gün fiyasko olarak nitelendrilebilinecek haberler geçilmeye devam ediliyor.

Bu haberlerden biri de, geçtiğimiz günlerde, görme engellilerin iftar yapmasına yönelik olarak yazılan bir haberle karşımıza çıktı.

Çanakkale'de Anadolu Ajansı muhabirliği yapan Burak Akay ve Mehmet Bayer imzası ile geçilen 'Gönül Gözüyle İftar' başlıklı haberde; görme engellilik, iftar ve şükürcülük gibi kavramlar; saçma sapan bir biçimde haberleştirilip, tüm dünyaya servis eliddi.

'ÇANAKKALE'DE KÜÇÜK YAŞLARDA GEÇİRDİĞİ HASTALIK NEDENİYLE GÖRME YETİSİNİ KAYBEDEN GÜLŞEN GÜNERİ İLE YÜZDE 40 GÖRME KABİLİYETİ BULUNAN EŞİ GÜRCAN GÜNERİ, ENGELLERİNE RAĞMEN ORUÇLARINI BIRAKMIYOR -İFTAR YAKLAŞTIKÇA HUMMALI BİR HAZIRLIĞA GİRİŞEN GÜNERİ ÇİFTİ, 7 YAŞINDAKİ KIZLARI VE YAKINLARIYLA EZANIN OKUNMASIYLA ORUÇLARINI AÇIYOR -GÜLŞEN GÜNERİ: ''İNANCIM OLMASAYDI ZATEN BU HALE GELEMEZDİM Kİ BEN. İSYAN EDERDİM, ALLAH'A ŞÜKÜRLER OLSUN Kİ, RABBİM BANA BİR ÇOK İNSANA VERMEDİĞİ NİMETLERİ VERDİ''...' özet metni ihle görüntlü ve ftoğraflı olarak geçen haberde, her biri birbirinedn ilginç saçma sapan ifadeler bulunuyor. Özellikle habe merkezimizi arayan binlerce görme engelli, 'Görme engelli olmlarına rağmen, oruçlarını bırakmadılar' ifadesinin, hem bilgisiz bir kalemden çıktığını, hem de görme emgellileri aşağıladığını ifade ederek tepkilerni dile getirdiler.  Devletin resmi ajansının böyle bir  gaf yapması ise meslek örgütleriin de tepkisni çekti.

Görme engellilerin tepkilerine ve taleplerine büyük destek vererek, cemaatçi ve tutucu bir kalemden çıkmışo olan bu saçma sapan haberi, hiçbir nok tasına dokunmadan yayınlıyor, takdiri size bırakıyoruz:

'Çanakkale'de yaşayan, her ikisi de görme engelli olan Gülşen ve Gürcan Güneri çifti, engellerine rağmen oruçlarını bırakmıyor.
Her ikisi de Milli Eğitim Bakanlığı bünyesindeki kurumlarda memur olarak görev yapan Gülşen (41) ve Gürcan (44) Güneri'nin yaşantıları Türkiye Görme Engelliler Derneği Çanakkale Şubesinde kesişti. Dernek vasıtasıyla birbirleriyle tanışan çift, 7 yıl önce hayatlarını birleştirdi. Çiftin evliliklerinden 6 yaşındaki kızları Elanur dünyaya geldi.
Görme engellerine rağmen yaşamdan kopmayan, özürlerini kabullenen Güneri çiftinin evlerine ramazan ayı ayrı bir tat ve huzur getirdi. Memuriyetinin yanı sıra evdeki tüm işleri kendi başına halleden Gülşen Güneri, iftar vakti geldiğinde evinin mutfağında hummalı bir hazırlığa girişiyor. Çorbasını, yemeğini ve tatlılarını eşinin, annesinin ve kızının da desteğiyle titizlikle hazırlayan Güneri, ezanın okunmasıyla aile fertleriyle orucunu açıyor.
Gülşen Güneri, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 13 yaşında geçirdiği behçet hastalığı nedeniyle 18 yaşına geldiğinde görme yetisini tamamen kaybettiğini söyledi.
Oruç tutmanın kendisi ve ailesine hiçbir sıkıntı yaşatmadığına işaret eden Güneri, ''Oruç Allah tarafından herkese farz kılınmış. Herkese lütfedilmiş bir ibadettir ve bırakmıyoruz. Allah'a şükürler olsun, Rabbim bir sürü nimetler ikram etmiş bizlere. O yüzden yapabiliyoruz, yiyebiliyoruz'' dedi.
Güneri, daha önce bir fabrikada işçi olarak ağır şartlar altında çalışırken dahi orucunu bırakmadığını belirterek, görüşlerini şöyle dile getirdi:
''Allah'ın bize verdiği nimetlerin karşılığı olarak bu bir şükür. Özürlüyüm ama çok şükür evim, işim, eşim, çocuğum, evimizde yiyecek yemeğimiz var. O yüzden çok çok şükür ediyorum. Sadece orucu değil tüm ibadetleri yapmayı gönülden istiyorum. Rabbim herkese gönülden tüm ibadetleri yapmayı nasip ettin. İnancım olmasaydı zaten bu hale gelemezdim ki ben. İsyan ederdim, Allah'a şükürler olsun ki, rabbim bana bir çok insana vermediği nimetleri verdi. Evimize iki maaş giriyor. Ben her yıl oruç tutarım. Sadece kızım Elanur'a hamile olduğum yıl oruç tutamadım.''
Bugüne kadar engeli nedeniyle hiç kimseden yardım talep etmediğini, 18 yaşında kör olduktan sonra ağabeyine okumak istediğini söylediğini anlatan Güneri, ''Körlerin eğitim aldığı çeşitli okullarda eğitim gördüm. Daha sonra bir fabrikada çalıştım. Bu sırada liseyi dışarıdan bitirdim. Kızıma hamile olduğum yıl, edebiyat öğretmenliğini kazanmıştım ama gidemedim. Bu yıl üniversite sınavına tekrar girdim ve güzel bir puan aldım. İnşallah üniversiteyi okuyacağım, kararlıyım'' diye konuştu.


Gülşen Güneri, evinde mutfak tezgahlarını, banyosunu, odalarını kendine göre dizayn ettiğini, neyin nerede olduğunu bildiğini ifade ederek, şunları söyledi:
''Zorlandığım dönemde el yordamıyla işlerimi yaparım. Allah hiç kimseye çekemeyeceği bir dert vermez. Hani derler ya 'dağına göre duman verir' hesabı. Bir malzemeyi elledikten sonra onun tipini, türünü, rengini hafızama yerleştiririm. Örneğin çamaşır yıkayacağım zaman kıyafetleri buna göre ayırırım. Engelinizle yaşamayı öğrendikten sonra hiç bir şey sorun olmuyor. Yaşadığım en büyük sıkıntı kitap okuyamamak, kızıma kitap okuyamamak...Zaten kızım dünyaya gelinceye kadar hiç görme engelimi anlamadım. Kör olduğumu hissetmiyordum. Elanur doğup, yürümeye başladığı zaman kör olduğumu anladım. Neden? Bazı şeyleri alıp başka yere götürüp bırakıyordu. Onları elleyip, buluyordum. Bu sıkıntılar diğer insanların hayatında yok mu? Tabi ki çok var. Ama çok şükür ailemizde büyük bir dayanışma var.''
Gürcan Güneri ise, gözünün bir bölgesindeki işlev kaybı nedeniyle yüzde 40 görme yetisine sahip olduğunu bildirdi.
Engelinin sadece gözle ilgili olduğunu, bunun da oruç tutmasında sıkıntıya neden olmadığını vurgulayan Güneri, ''Allah'a çok şükür onun dışında, bedenimin bir organında arıza bulunmuyor. Bu nedenle oruç tutmamda bir sıkıntı olmuyor. Daha önce bedenen güç gerektiren zor işlerde çalışıyordum. Bazı zamanlar, orucumu bıraktığım oldu. Şimdi zorlu olmayan bir işteyim. Orucumu tutmaya devam ediyorum. Bu yıl çok şükür hiç bırakmadım ve bırakmayı da düşünmüyorum. Diğer insanlar gibi hayatımızı normal olarak sürdürüyorum. Ancak göz inceliği isteyen işlerde ufak tefek sorunlar olabiliyor. Şimdi teknoloji geliştiği için eskiye nazaran daha iyi şartlarda yaşantımız sürüyor'' şeklinde konuştu...'

Metin BOSNAKMetin BOSNAK