Ekonomi
Giriş Tarihi : 26-06-2011 14:41

HAKLAR GERİ ÖDENSİN

Doçenti unvanını alıp bu kadroya ataması yapılmayan yardımcı doçent, öğretim görevlisi veya araştırma görevlisi kadrosunda bulunan öğretim elemanları maddi noktada büyük hak kayıplarına uğramaktadır. Bu konumda bulunan öğretim elemanları, doçent ünvanını aldıkları tarihten itibaren doçentlere uygulanan ek gösterge üzerinden maaşlarını almaları gerekmektedir. Ancak üniversite rektörlükleri kanunlara aykırı işlem yaparak doçent ünvanını alan akademisyenleri mağdur ederek haklarını gasp etmektedir.

HAKLAR GERİ ÖDENSİN


Doçenti unvanını alıp bu kadroya ataması yapılmayan yardımcı doçent, öğretim görevlisi veya araştırma görevlisi kadrosunda bulunan öğretim elemanları maddi noktada büyük hak kayıplarına uğramaktadır. Bu konumda bulunan öğretim elemanları, doçent ünvanını aldıkları tarihten itibaren doçentlere uygulanan ek gösterge üzerinden maaşlarını almaları gerekmektedir. Ancak üniversite rektörlükleri kanunlara aykırı işlem yaparak doçent ünvanını alan akademisyenleri mağdur ederek haklarını gasp etmektedir.

 

2914 sayılı Yükseköğretim Personel Yasasının 418 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değişik “Gösterge Tablosu ve Ek Göstergeler” başlıklı 5. maddesinde aylıkların hesabında bu yasaya ekli ek gösterge cetvelinde unvan ve derecelere göre belirlenen ek gösterge rakamlarının dikkate alınacağına hükmedilmiştir. 2914 sayılı Yasanın anılan 5. maddesinin 418 sayılı KHK ile değiştirilmeden önceki halinde kadroya atanma şartı aranırken anılan değişiklikten sonra kadro şartı aranmamakta olup, doçent unvanını almış olmak bu unvan için öngörülen ek göstergeden yararlanmak için yeterli bulunmaktadır.

 

Nitekim, Danıştay 8. Dairesinin 2005/1605K, 2004/3876K sayılı kararında “2914 sayılı Yükseköğretim Personel Yasasının 418 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değişik "Gösterge Tablosu ve Ek Göstergeler" başlıklı 5. maddesinde, aylıkların hesabında ayrıca bu Yasaya ekli ek gösterge cetvelinde unvan ve derecelere göre belirlenen ek gösterge rakamlarının dikkate alınacağı hükmüne yer verilmiştir.


Dosyanın incelenmesinden, 14.05.2002 tarihinden itibaren doçent unvanını alan davacının, bu unvan için öngörülen ek gösterge üzerinden aylık ödenmesi yolunda yaptığı başvurunun reddedildiği, bu işlemin iptali istemiyle açılan davanın ise, Konya 2. İdare Mahkemesince ek gösterge tutarının kamu görevlisinin derece ve kademesine bağlı olarak saptanan aylık miktarından ayrı hesaplanamayacağı, yardımcı doçent kadrosunda bulunan davacının salt doçent unvanını alması nedeniyle doçentler için öngörülen oranda ek gösterge tutarının ödenmesine hukuken olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddedildiği anlaşılmıştır.

 

2914 sayılı Yasanın anılan 5. maddesinin 418 sayılı KHK ile değiştirilmeden önceki halinde kadroya atanma şartı aranırken anılan değişiklikten sonra bu şartın aranmadığı, dolayısıyla doçent unvanını almış olmanın bu unvan için öngörülen ek göstergeden yararlanmak için yeterli olduğu açıktır.

 

Bu durumda, doçent unvanını alan davacıya bu unvan için öngörülen ek gösterge üzerinden maaş ve buna bağlı mali haklarının ödenmesi yolunda yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemde hukuka ve yasal düzenlemelere uyarlık bulunmadığından, davanın reddi yönünde verilen Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.”

 

Üniversite Rektörlükleri, Danıştay kararı gereği; doçentlik ünvanını kazanan akademisyenlerin hak kayıplarını bir an önce telafi etmeleri gerekmektedir. Üniversiteleri hukukun işlemediği, hak gasplarının yaşandığı kurumlara çevirmek hiç bir hukuk ve ahlak anlayışı ile bağdaşmamaktadır.

 

Türk Eğitim Sen olarak, bütün üniversite rektörlerine çağrıda bulunuyoruz: Akademisyenlerin haklarını gasp etmeye yönelik bütün hukuksuz işlemlerinize son veriniz. Aksi taktirde üyelerimiz adına tek tek davalar açarak hukuki süreç başlatılacaktır.
 

Metin BOSNAKMetin BOSNAK