Gündem
Giriş Tarihi : 01-06-2022 15:49

Ekrem İmamoğlu'ndan flaş açıklama

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun, 31 Mart seçimlerinin iptal edilmesinin ardından yaptığı basın açıklamasında YSK başkanı ve üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle ‘hapis’ ve ‘siyasi yasak’ talebiyle yargılandığı davada karar çıkmadı. İmamoğlu’nun avukatlarının celse arasında sunduğu raporun incelenmesi için mahkeme, duruşmayı 21 Eylül’e erteledi. Ekrem İmamoğlu Saraçhane'deki İBB binasında çok sayıda CHP'li üst düzey yönetici ile açıklama yaptı.

Ekrem İmamoğlu'ndan flaş açıklama

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun YSK üyelerine hakaret iddiasıyla yargılandığı davada bugün karar çıkmadı. Dava 21 Eylül'e ertelendi.

İmamoğlu, Saraçhane'deki İBB binasında çok sayıda CHP'li üst düzey yönetici ile açıklama yaptı.

"Yargının silah gibi kullanıldığı bir süreç oluştu" diyen İmamoğlu şunları söyledi:

Bu sürece dair en üst seviyede katkısını sunan vatandaşlarımıza, adliye önünde desteğini sunan siyasi yol arkadaşlarıma, Genel Başkan Yardımcılarımızdan Grup Başkan Vekillerime, hem CHP ve hem de İyi Parti'ye, diğer partilerimizin, 6'lı masada bulunan partilerin İl Başkanları ve Milletvekilleri bize orada eşlik ettiler.
Sanık olarak yargılandığım bir duruşma yapıldı bugün. 4 yıla kadar hapsim ve siyasi yasaklı olmam istendi. Bu süreçte, hukukun bu şekildre bir mahkemeyi açıyor olması bile aslında talihsizlik. Bu talihsizliğin yaşanması hepimizi üzdü.
Az önce saydığım, sayamadığım herkese şükranlarımı sunuyorum. Uzun zamandır muhalefeti bastırmak için yargıyı silah gibi kullanma geleneği oluştu. Bu anlamda kullanıldığı tek kişi de ben değilim. Sadece son bir ayda yaşadığımız olaylara bakalım. Gezi davasında yıllarca hapis cezası verilmiş yol arkadaşlarım var. İl Başkanımız sayın Canan Kaftancıoğlu davası var. Hakkında bir dava da yarın görülecek.
Genel Başkanımız sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na yapılan linç girişiminde bulunan insanlara verilen cezalarla kıyaslıyoruz.

O güne baktığınızda ne dedim, sözünü iade ettim. Ne dedim, 'Söze bakarım söz mü diye, adama bakarım adam mı diye'... Söylediğim bu. Allah'a havale ettim. Ahlakımız buna müsade ediyor ancak.
Türkiye'de hukuk şu an geldiğimiz noktada herkese eşit değil. Ama birilerine her türlü hakaret, küfür serbest.

Neden böyle yaptıklarına bakmak lazım. Kaos yaratmak çabası içindeler, bunun için ellerinden geleni yapıyorlar. Ülkeyi bir korku iklimine sürüklemek, muhalif her sesi kısmak, kendilerine karşı olanları bertaraf etmek çabası içindeler. Buradaki heyet sadece milyonlarca insanın sesi. Boş beklerler, çok beklerler. Bunu başaramayacaklar.
Halkımız da çok zeki. Kışkırtmalarınıza, kaos yaratma çabalarınıza, insanları sokağa dökme heveslerine asla geçit vermeyecek. Bu millet yine güle oynaya, el ele, bayram havasında sandığa gidecekler, bu ülkede esirgediğiniz adaleti tekrar tesis edecekler. Az kaldı.

Bugün geldiğimiz noktada halen üzerinde tepindiğiniz, acısını hissettiğiniz İstanbul seçimlerinin üzerinden 3 yıl geçti. Kendi içinizdeki insanlar bile seçimi iptal etmenin ne kadar yanlış olduğunu anlatmalarına rağmen aynı akla, aynı uygulamalara devam ediyorsunuz.
Bugün artık İstanbul seçimlerini iptal ettik, ne kadar akıllıca davrandık diyecek bir AK Partili yönetici çıksın konuşsun. Allah'ın kulunu bulamazsınız. O güne baktığınızda yüzlerce terörist vardı, binlerce terörle iltisaklı sandık görevlisi vardı ama bir kişi bile yargılanmadı, bir kişinin bile ifadesi alınmadı. 
Bir kişi var, o da Sayın İçişleri Bakanı... İsmini anmadan geçemeyeceğim. Seçim güvenliğinden en sorumlu birinci kişidir. Seçim akşamı bile görevini ihmal edip rakibimle, yani eski Başbakanla toplantı yapacak kadar görevini ihmal etti. Seçimi tersine çevirmek, halkın iradesini gasp etmek için İstanbul'un bazı ilçelerinde elinden geleni ardına koymadı. İstanbul seçimlerini kaybedince hüngür hüngür ağladığını açıkladı. Bu kadar kibirli, hırslı ve aynı zamanda sulu göz biriymiş, onu anladık.
Bir şehirde yerel yönetim demokrasiyle, sandıkla değişince İçişleri Bakanı niye hüngür hüngür ağlar? Neyi kaybetti, bunu anlamak lazım. Hem sevgili İstanbullular ve hem de sevgili vatandaşlarımız bunu düşünmeli.
Tek tarif yapacağım. Onlar buranın kendi malı - mülkü olduğu duygusuna kapıldılar. Aynı şeyi bugün ne yazık ki ülke için düşünüyorlar. Böyle bir rüyadalar. Bu rüyadan uyanacaklar. Alıştılar ağlamaya. Önümüzdeki ilk seçimde inşallah onları hıçkıra hıçkıra ağlatacağız.

Aslında bu mahkemenin açılması bile talihsizliktir. Ama bu mahkeme benim ile bana hakaret eden İçişleri Bakanı arasındadır. YSK'yı ve yargıyı istismar etmeyi bıraksınlar. YSK ile yargının itibariyla yeterince oynadılar. Rahat bırakın artık. Bu milletin ve bir avuç insan olarak sizlerin de hukuka ihtiyacınız var. Kesinlikle vazgeçmeyeceğiz. Yapılan bütün bu hamleler bizim dayanma gücümüzü büyütüyor, inancımızı artırıyor. Sizin gerçek yüzünüzü daha çok ortaya çıkarıyor.

Tek derdiniz ekonomiyi unutturmak, yolsuzlukları unutturmak, eğitim öğretimdeki kalitesizliği unutturmak, gelecek kaygısını unutturmak uğruna kaos yaratmak. Hep birlikte bir seferberlik duygusuyla genel seçime her birimizi nefer olarak, demokrasiyle, adaletle, her vatandaşın eşit olduğu bir süreçle buluşmak için çalışmaya devam edeceğiz. Yeni elitler, yeni bir avuç insanlar yaratmadan adil bir süreç yaratmak için milletimizi kucaklayacağız, bundan kimsenin şüphesi olmasın.

AdminAdmin