Cumhuriyet Üniversitesi Haberleri
Giriş Tarihi : 14-07-2020 06:25

SİVAS’TA REKTÖR ADAYLARI İÇİN KRİTİK BEKLEYİŞ DEVAM EDİYOR!

Rektörlük yarışını; akademik ve bilimsel başarıları fazla olan mı, iktidara yakın olan mı kazanacak?

SİVAS’TA REKTÖR ADAYLARI İÇİN KRİTİK BEKLEYİŞ DEVAM EDİYOR!

Türkiye´nin köklü üniversiteleri arasında gösterilen ve başarı çıtasını her geçen yıl düşen Sivas Cumhuriyet Üniversitesi´nde, Rektörlük yarışı resmen başladı.

Sivas Cumhuriyet Üniversitesinin de aralarında olduğu 17 üniversiteye yapılacak Rektör atamaları için başvuru süresi sona erdi. Müracaatların ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Sivas Cumhuriyet Üniversitesi´nin yeni rektörü de atanacak. SCÜ’nde, akademisyeninden memuruna, personeline kadar hemen herkes üniversitenin yeni rektörünün kim olacağını merak ediyor.  Heyecan veren Rektörlük yarışında bakalım kim galip çıkacak. Sivas ve üniversitemiz için en doğru olanı seçilmesi temennisi ile yarışa dâhil olan isimlerin adaylıklarını kutluyor hayırlı olsun diyoruz. Peki, ama rektör seçilirken aranması gereken özellikler var mı? Yoksa atamada en büyük kriter, mevcut iktidara çok yakın olmak mı?

YÖK görev süreleri dolan ve ülkemizin önde gelen 17 üniversitesinin rektörlüğü için ilana çıktı. 23 Haziranda başlayan rektörlük başvuruları 8 Temmuzda sona erdi. Mevcut SCÜ rektörünün görev süresi 6 Ağustos 2020 tarihinde doluyor. SCÜ Rektörü Prof.Dr. Alim Yıldz’ın, 4 yıldır yaptığı başarısız rektörlük sürecinde tekrar atanması söz konusu değil.

Üniversite personelinin ve kamuoyunun merakı yeni rektörün kim olacağı yönünde… SCÜ rektörlüğü için Sivas kulislerinde, yerel ve sosyal medyada çeşitli isimler dolaşıyor.

Bunların bir kısmı başka üniversitelerde görev yapan öğretim üyeleri, bir kısmı Tıp Fakültesinde, bir kısmı da Mühendislik fakültesinde görev yapan hocalar. Dolayısıyla, Cumhurbaşkanı tarafından direkt atanacak olan SCÜ Rektörlüğü ile ilgili çok sayıda isim gündeme geliyor.

ÖLÇÜT, MEVCUT İKTİDARA YAKIN OLMAK MI?

SCÜ Rektörlük yarışı hakkında kulislerde farklı görüşler dillendiriliyor. Başvuruların değerlendirilmesinde hiç bir objektif ölçüt bulunmadığını düşünenlerin yanı sıra, Rektörlük için YÖK’e yapılan başvuruların çoğunun göstermelik olduğunu ve atamada en büyük ölçütün mevcut iktidara çok yakın olmaktan geçtiği kanısında olanlar bir hayli fazla. Hatta Rektör atamalarında akademik ve bilimsel başarıların çok fazla katkısı olmadığı ve hiç bir yurtdışı yayını ve bildirisi bulunmayan birçok insanın bile geçmişte rektör olarak atandığı da söylentiler arasında…  Başka üniversitelerde görev yapmakta olan mevcut öğretim üyelerinin SCÜ’ne rektör olarak atanmasına ihtimal verilmemekle birlikte iktidar partisinden milletvekili veya milletvekili adayı olmuş akademisyenlerden birinin olmasının muhtemel olduğu kulislerde konuşulan ihtimallerden bir diğeri.

Geçmişte de ülkemizde rektör atamalarında bunun birçok örneği mevcut. Ancak, SCÜ içinden bir atama olacaksa, ilk ihtimal Tıp Fakültesinden ve Sivas kamuoyu tarafından bilinen, tanınan, sevilen birisi olabileceği gibi Sivaslı olmayan bir hocanın atanması da göz ardı edilemeyecek kadar yüksek bir ihtimal…

ATANACAK OLAN REKTÖRÜN LİYAKATİ DA TARTIŞMA KONUSU

Özellikle ilimizde yapılan tartışmalardan biri de liyakat sorunu. İlimizde her alanda bu sorun ile karşı karşıya gelinmekte. Dolayısıyla atanacak olan Rektörün liyakati da tartışma konusu… Atamalara ilişkin yapılan eleştiriler ise adayların bir kısmının liyakat yerine taraf olma duygusu ile atandığı yönünde…

Öte yandan bölgenin en köklü üniversitesi olan ve 50 binden fazla öğrenciye eğitim veren Sivas Cumhuriyet Üniversitesinin  mali yönden yönetim zorluğu kadar bilimsel yönetim zorluğu da işin içine girince doğal olarak rektörün kim olması halen ciddi sorun olmakta…

Üniversitelerin yönetim anlayışı neredeyse üst yönetimin alacağa şekle bağlı olduğu için kimin rektör olacağı büyük önem taşımakta.

BİR KURUMUN BAŞINDAKİ KİŞİNİN YETKİNLİĞİNİN NE OLMASI SORGULANABİLİR

Üniversite gibi niteliğin ve ilkelerin konuşulduğu ortamlarda rektörün, en azından bazı somut ve ölçülebilir niteliklerinin olması gerekmekte. Bazı temel sorular sorarak en azında üniversite gibi bilimsel ve idari yükü ağır bir kurumun başındaki kişinin yetkinliğinin ne olması sorgulanabilir. Şöyle ki;  Rektör adayının bilimsel altyapısı nedir? Bilim politikası var mı? Şu ana kadar kaç tane araştırma makalesi var? Şimdiye kadar kaç ulusal ve uluslararası proje yönetti? Kaç ulusal ve uluslararası kongre düzenledi?  Kaç doktora ve Yüksek Lisans öğrencisi yetiştirdi? Patent, buluş vs. var mı? Kaç kongreye katıldı? Neler sundu, kongrelerde oturum başkanlığı var mı? Herhangi bir ders materyali üretmiş mi? Uluslararası deneyimi, Yabancı dil bilgisi ve düzeyi nedir? Kendi konusu dışında bilim ve sanat alanına olan etki ve katkısı nedir? Toplumsal ilişkileri yanında akademik vizyonu var mı? Üniversitelilik bilinci nedir? Gibi bazı somut ve ölçülebilir sorgulamalar yapılabilir.

KİMLER REKTÖR OLMAMALIDIR?

Rektörün sorumlulukları ne olmalıdır? Ne tür özelliklere veya ehliyete sahip olması gerekir? Veya kimler rektör olmamalıdır? sorularının şu ana kadar herhangi bir yasal tanımı ve ölçütü olmadığı gibi, geleneksel değerler yönünden de herhangi bir ölçüsü bulunmamaktadır. Yasal olarak “her profesör rektör olmak için aday gösterilebilir” deniyor. Ancak yaşanan tecrübeler atanacak olan rektörlerde bir kriter olması gerektiğini göstermektedir.

REKTÖR, ÜNİVERSİTEYİ BİLİNENLERİN ÖTESİNDE İLERİYE TAŞIMA ÖZELLİĞİNE SAHİP OLMALI

Rektörlük, yazılı olmayan çok önemli sorumlulukları ve hünerleri gerektirmektedir. Rektörlerin entelektüel birikimi, bilimsel bakış açısı, dünyadaki gelişmeleri yakından takip eden ve bu çerçevede üniversitesini bilinenlerin ötesinde ileriye taşıma özelliğine sahip olması gerekir. Üniversite yöneticisi bilim adamlığı bilgisinin yanı sıra; yöneticilik becerisi, bilimsel sezi, öngörü gibi temel özelliklerin olmasını gerektirir. Üniversiteye gelen genç öğrencilerin statik durağan bilgi ile değil daha dinamik ve geleceğin ufukları ile yönetilmeleri, zorunluluk teşkil etmektedir. Rektörün asıl işi yöneticilik değil, tamamen bilim yapmak olduğu için kurumu tek başına değil, değişik konularda bilgi sahibi deneyimli ancak eşit düzeyde saygın, üniversite öğretim üyelerinin uygun gördüğü senato üyeleri, danışman ve çalışma grupları ile yönetme ve koordinasyon yaratma yeteneğine sahip olması gerekir.

REKTÖR, GİYDİĞİ BEYAZ CÜBBE AĞIRLIĞINA YAKIŞIR ÖLÇÜDE OLMALI

Geçmişten beri rektörler, üniversitenin en yetkin, bilimsel ve felsefi düşünme ağırlığı olan, erkini ispatlamış kişiler olarak bilinir. Üniversite rektörü güçlü akademik kadrosundan aldığı güçle üniversiteyi ileriye taşıyacak en güçlü motordur.  Üniversite rektörü, herkesten önce hukukun üstünlüğüne inanan, üniversitelik bilinci gelişmiş, bilimsel erkini ispatlamış, insanlara hak ve özgürlüklerine saygılı, hiçbir konuda ayrımcılık yapmayan, herkese eşit uzaklıkta durabilen, demokrat, hoşgörülü, eleştiriye katlanabilen, esnek ve saydam, sözüne güvenilir, olaylar karşısında karalı tutum sergileyen bir kişi olmalıdır. Rektör, giydiği beyaz cübbenin ağırlığına yakışır ölçüde açık, saydam, adaletli, engin bilgisi ve görgüsü ile bilim ortamına yakışır, bir ağırlık kazandırmalıdır.

TOPLUMUN, ÜNİVERSİTEYE VE BİLİME OLAN GÜVENİ SARSILMASIN

Her şeyden önce adayın entelektüel birikimi, kişiliği, karakteri insan ilişkileri ve güven ilişkisi başta olmasa olmaz özellikler olmalıdır. Ayrıca hesap verilebilirlik düzeyi önemlidir.  Sorunlar ile baş edebilme becerisi yanında dışarıya karşı üniversite özerkliğini ve akademisyen özgürlüğünü savunabilme kapasitesinin olması tercih edilebilir. Ayrıca analitik düşünme kapasitesi gibi insana güven veren, duruşu olan, doğruya doğru, eğriye eğri diyen insanların seçilmesi öğretim üyesine, öğrenciye ve halka güven vermesi bakımından büyük önem taşımaktadır. Aksi takdirde toplumun üniversiteye ve bilime olan güveni daha da sarsılacaktır.

SCÜ, REKTÖRÜN VE YÖNETİMİNİN OLUMSUZLUKLARI İLE DEĞİL ÇALIŞMALARI, SOMUT BAŞARILARI İLE ANILMALI

Üniversitemizin, rektörün ve yönetiminin olumsuzluklar, yaşatılan personel mağduriyetleri, hukuksuz uygulamalar, nepotizim, belediyecilik hizmetleri, reklam kokan uygulamalar ile değil de diğer çalışmaları ile anılmaya başladığı gün, çağdaş bilim ve uygarlık düzeyine daha yaklaşmış olacağımıza inanıyoruz. Umarız bu hedefe ulaşabilmek geçmişte yapılan tüm olumsuzlukların tamir edilmesi çok uzun bir zaman almaz ve devletimizi sevdiren, devletimizin gücünü gösteren Projeler ile göz dolduran bunları gerçekleştirebilecek bir Rektör, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından atanır ve Sivas kamuoyu özellikle üniversite çalışanları derin bir nefes alır.

AdminAdmin