Cumhuriyet Üniversitesi Haberleri
Giriş Tarihi : 06-03-2017 18:17

ÜNİVERSİTEDE "HUKUK MÜŞAVİRLİĞİNDE" FETÖCÜ KALDI MI?

15 Temmuz 2016’da ülkemizin ve milletimizin istikbaline karşı FETÖ/PDY tarafından planlanıp uygulanan alçak darbe girişimi meydana gelmiştir.

ÜNİVERSİTEDE

Bu hain darbe girişimi sonrası bütün kamu ve özel kurumlar incelemeye alınmış ve bu örgütle ilişkisi bulunan kişiler tespit edilip devlet görevinden uzaklaştırılma işlemleri devam etmektedir.

Bilindiği üzere, bu kapsamda Cumhuriyet Üniversitesi Hukuk Müşavirliği yapan Avukat Pınar İNAN'nın FETÖ/PDY ile bağlantısı tespit edilmiş olup üniversite ile ilişiği kesilmiş.

Avukat Pınar İNAN'nın eşi Devlet Demir Yollarında 1. Hukuk Müşaviri olan Onur İNAN'da FETÖ/PDY ile ilişkisi tespit edilerek Kanun Hükmünde Kararname ile kurumu ile ilişkisi kesilmiştir.

Cumhuriyet Üniversitesinde görev yapan Avukat Pınar İNAN'nın yerine Av. Salih KARACA Hukuk Müşaviri Vekili olarak yeni üniversite yönetimi tarafından atanırken, Bahadır KIR, Nilgün TUĞ KONAK,  Emine TOKER ise Avukat olarak görev yapmaktadır.

FETÖ/PDY kapsamında ihraç edilen ve tutuklu bulunan 2008-2012 yılları arasında Rektör Yardımcısı olan Ömer Cevit’in döneminde kurumlar arası nakil ile Üniversitesi Hukuk Müşavirliğine getirilen Avukat Pınar İNAN'nın büyük stratejik öneme sahip bu birimde FETÖ/PDY ile ilişkisi bulunan tek kişi olup olmadığı ise kamuoyu ve üniversite personeli tarafından merak ediliyor.

Türkiye genelinde binlerce Yargı mensubu ve üniversite personeli kamudan FETÖ/PDY kapsamında ihraç edildiği ve edilmeye devam ettiği biliniyor.

Üniversite içerisinde Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna inanılan, öne sürülen özellikle FETÖ/PDY yapılarına, oluşumlarına veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olan kişiler ile bağlantısı olan, bunlara kol kanat açan, koruyup, kollayan kurum çalışanların varlığına işaret edilirken, öne sürülürken, henüz bunlara bir işlem yapılmadığına bir anlam verilmediği gibi çok normal olarak karşılanıyor (!)

2008 tarihinden bu tarafa Cumhuriyet Üniversitesinde faaliyet gösteren Hukuk Müşavirliği biriminin muhakemat hizmetleri ile hukuk danışmanlığına ilişkin iş ve işlemlerinin durumu ortadayken, kurum içerisinde personele ve özellikle öğrencilere yönelik haksızların ve mağduriyetlerin varlığına işaret ediliyor. İdarenin amaçlarını daha iyi gerçekleştirmek, mevzuata, plan ve programa uygun çalışmalarını temin etmek amacıyla gerekli hukuki tekliflerinin yapılmadığı özellikle hukuk danışmanlığının yasalara, yönetmeliklere uygun yapılmadığı, savsaklandığı, ağırdan alındığı, rölantiye bırakıldığı üniversite çevreleri tarafından iddia ediliyor ve konuşulmaya devam ediliyor.

Öğretim üyelerine açılan haksız veya dâhil oldukları yürütülen soruşturmalar kapsamında savunmalarının idari personeller tarafından alındığı ifade edilirken, soruşturmaların hep aynı kişiler tarafından yapıldığı aylar geçmesine rağmen soruşturmaların tamamlanmadığı, tamamlananların ise yasal sürelerinin geçmesine rağmen sonuçların muhataplara bildirilmediği edinilen bilgiler arasında.

Üniversite yönetimi tarafından açılan birçok öğrenci ve personel soruşturmaların haksız ve hukuksuz bir biçimde açıldığı, yürütüldüğü, öğrenciye ve personele üst düzey mobbing uygulandığı, Rektörün yetkisinde bulunan YÖK’ün 13/b maddesini işlettikleri, kendi gibi düşünmeyen, olmayan farklı siyası görüşlere ve etnik kökene, inanç gruplarına, dünya görüşlerine sahip personelin türlü bahaneler üretilerek sürüldükleri, görevden alındıkları, uzaklaştırıldıkları, sindirmeye, susturmaya, ön yargılı bakıldıkları, öcü gibi görüldükleri, ötekileştirildikleri, itibarsızlaştırmaya yönelik girişimlerin varlığına, kurum içinde huzura, çalışma barışına gölge düştüğüne işaret ediliyor.

Gazetemize gelen mail ve özel ilişkiler doğrultusunda edinilen bilgilere göre, Üniversite Yönetiminin zulmü altında illallah etmiş, mağdur olan Üniversite personelinin de boş durmadığı en üst  düzeyde haklarını aradıkları öğreniliyor.

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi personeli kurum içerisinde birileri kendilerini devletin resmi savcısı, hâkimi yerine koymuş istediğini yapıyor istediği cezayı kesiyor, hüküm veriyor, korku imparatorluğu yaratılmış diğer taraftan devletin yetkili organları Cumhuriyet Üniversitesinde mağdur olan ötekileştirilen bunca kişinin varlığına karşın sessiz kalıyor, izliyor yorumları yapılıyor.

Yaklaşan referandum öncesinde bu kapsamda çalışmalarına büyük bir hız vermesi beklenen ve net tavrını ortaya koyması istenen devletin en üst mercii başta olmak üzere bu net tavır neticesinde karşılıklı mutluluk duyulacağı ifade ediliyor.

Tekrarlıyoruz; devletin yetkili birimlerin bu durumu bilmemesinin, kulaklarına gelmemesinin mümkün olmadığı ortadayken, üniversitelere yuvalanmış Fetöcülere haksızlılara, mağduriyetlere birilerinin bu kadar göz yumması  “bunlar korkuyor” ya “da bunlar onlardan” söylentilerinin kamuoyunda ortaya çıkmasına neden oluyor.

 

 

Haber: Editör K.S.

AdminAdmin