17-18 Haziran tarihlerinde düzenlenen ve iki gün boyunca dolu dolu geçen Gençlik Festivali, yıllardır sosyal etkinlik yoksunluğu çeken üniversite öğrencileri için adeta bir nefes oldu. Spor karşılaşmaları, resim ve el sanatları sergileri, müzik dinletileri, atölye çalışmaları ve konserlerle renklendirilen organizasyon; üniversite yönetiminin öğrenci odaklı yaklaşımının bir ürünü olarak öne çıktı.
Festivalin açılışı milli ruhu simgeleyen mehter takımıyla yapılırken, Dombra marşıyla devam eden etkinlikler, hem geleneksel hem modern kültürel unsurların bir araya getirildiği bir anlayışı yansıttı. Etkinlikler süresince sergilenen bayrak yürüyüşleri ve manevi atmosfer, gençliğin milli ve manevi değerlere olan bağlılığını bir kez daha ortaya koydu.
Ancak festivalin üzerinden 4-5 gün geçtikten sonra belli kaynaklardan servis edilen ve “kampüste çardaklara alkol şişeleri bırakıldı” şeklindeki haberler, organizasyonun amacını ve mesajını gölgelemeye yönelik bir algı operasyonu olarak yorumlandı. Binlerce öğrencinin emeğini ve coşkusunu hiçe sayan bu tür paylaşımların, sadece üç beş sorumsuz kişi üzerinden tüm festivali hedef alması dikkat çekti.
Üstelik bu haberlerde, festival boyunca verilen milli ve dini mesajların es geçilmesi; özellikle alkol teması üzerinden ters bir algı oluşturulmaya çalışıldığını gözler önüne serdi. Üniversite içerisinde uzun süredir görülmeyen birlik ve beraberlik havasının hedef alınması, öğrenci toplulukları ve katılımcılar tarafından da tepkiyle karşılandı
İmam hatip geçmişi olan ve öğrenci taleplerini öncelik haline getiren mevcut yönetim, bu tür karalama kampanyalarından etkilenmez…
Çünkü Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, Gençlik Festivali ile sadece bir etkinlik değil, öğrencilerin geleceğine dair umut dolu bir mesaj vermiş oldu. Bu mesajın arkasındaki milli ve manevi temelleri görmezden gelerek suni gündemlerle üniversite gençliğini karalamaya çalışan girişimlere karşı ise toplumun dikkatli olması gerekiyor.
