BAŞKANLIK SİSTEMİNİN AYAK SESLERİ

26-04-2022 01:49

Şehirlerin büyük devletin küçük olma yolunda bir plan daha uygulamaya konulmaya başlandı. Bütün şehir mi, büyükşehir mi olduğu pek anlaşılmayan bu yasa tasarısı mecliste görüşülmeye başlandı. Yetkileri tek elde toplamanın amaçlandığı bu yasa ile ileride olabilecekleri az çok sezinliyorum. Bir kere bu tasarı başkanlık sistemine ve fedaral devlet yapısına geçmenin ilk adımı olacaktır.Öncelikle yerel yönetimde başkanlık sisteminin ilk adımı atılmak istenmektedir.

Sivas bütün şehir olamadı. üzülmeyelim bu yasanın yürürlüğe girmesinden sonra küçük şehirler yakınındaki komşu il ile birleştirilip bütün-büyük şehir yapılması yoluna gidilerek fedaral devletciklerin çekirdekleri kurulmuş olunacaktır. Tahminim odur ki Sivas ile Tokat illeri birleştirilip çamlıbel ilinin unsurları haline getirilmiş olunacaklardır. Diğer birleşmeleri burada tekrarlamak istemediğimden sadece Sivas’ın geleceği ile ilgili planı açıklamak istedim.

Aslında benim yazımın asıl konusu başka idi. Sivas’ta belediye başkanlığı yapmış emekdaş yöneticilerimizi anmak ve anımsatmak istedim. Öncelikle de rahmi Günay’dan başlamak istiyorum. Rahmetli Günay,1944 yılında belediye başkan yardımcılığı ile yerel yöneticilik görevine başlamış. Adil Tarkan’ın ölümü üzerine belediye başkanlığına 1946 yılında geçmiş bu görevini 1960 yılına kadar sürdürmüş.1961 de kurucu mecliste görev almış. ardından 1965-1969 yıllarında da son olarak belediye başkanlığı görevinde bulunmuştur.Sayın Günay 18 yıl belediye başkanlığı yaparak kırılması zor bir rekora imza atmıştır.Onun bu rekorunu Sivas2ta başka bir belediye başkanının kıracağını düşünmek ve beklemek hayal olsa gerek.

Rahmi Günay demokrat partinin en güçlü döneminde belediye başkanlığı yaptığından karşıtları Sivas’ın geri kalmasından onu sorumlu tutsalarda sanki adamın silah zoru ile geldiği gibi bir eleştiri yağmuruna tutmamaları demokrasilerde ne dere geçerlidir orası tartışılır. Seçmişler gelmiş. Kaldı ki onun görev yaptığı yıllarda da Sivas geri ne kaldığı masalıda yalan. Çünkü bakıldığından o güne göre Sivas gelişmişlikte ilk onlarda gezerken bugünlerin Sivas’ı bu iktidara olan desteğine rağmen büyümemiş aksine küçülmüş 10 yıllık dönemde 125binden fazla insanını göç yolu ile kaybetmiştir.

Rahmi Günay’ın döneminde hiçbir şey yapmadığı tezi de koca bir yalandır. Osman seçilmiş zamanında satıla satıla bitirilmeyen birçok taşınmaz, O nun döneminde belediyeye kazandırılmıştır. Bugün çermik, paşafabrikası ve kale park sahası onun zamanında kazanılmıştır. yeri satılan belediyeye o kadar çok taşınmaz kazandırmıştır ki, tapu ve kadastro ile kurduğu iyi ilişkiler sonucunda Yıldızeli menteşe köyünden Hafik hanzar’a ,sakar dağının etekleri başıbüyükten taşlıdereye kadar ne kadar boş ve sahipsiz taşınmaz var ise belediye adına tescil ettirmiştir.Biliyorum ki belediye hala bile onun kaydettirdiği birçok yerin nerede olduğunu bilmemektedir.Ama aslında bu kadar bir alan içerisinde bu kadar taşınmazı edinmesindeki asıl amacın geleceğin büyük Sivas’ının belediye sınırlarını da görmüş olmasından kaynaklanabilir.Ama görünen o ki Sivaslı o ufkun bugün itibari ile çok gerisindedir.yenidoğan mahallesi sosyal konutlar kısmı,Ece mahallesi,gülyurt mahallesi şirinevler, 94 evler ve kumbet mahalleleri Günay zamanında oluşturulmuş modern yerleşimli yerlerdir. Satdyumun yeri de belediye tarafından verilmiştir.

Dört yıllık döneminde çok büyük eserler kazandıran belediye hizmetlerini yenileyen bir diğer isim ise hiç şüphesizdir ki rahmetli Ahmet Durakoğlu’dur. Bugünkü belediye hizmet binası onun eserdir. Satılan mezbaa ve eski ototgar onun zamanında yapılmıştır. Bugünlerde 18imadde kapsamına sokulan sanayi çarşısı onun zamanında yapılmıştır.Yine Sivas ilk asfalt hizmetlerine onun zamanında kavuşmuştur.Öyle ki asfalt için belediyeye silindir verilmediğinden asfalt dökülürken pekiştirme işini loğ taşı düzeneğinde düzenekler ile asfaltın düzgün olmasına gayret göstererek kısıtlı imkanlarda neler yapılabileceğini göstermiştir.Aslında Ahmet Durakoğlu’nun adına her hangi bir yol, park veya meydanda bugüne kadar rastlanılmamış olması büyük bir vefasızlık örneği olarak ortadadır.belediyeciliğin ne kadar zor olduğunu en iyi bilmeleri gereken belediye başkanlarının, önce bu konuya özen göstermeleri gerekir.

Onun yaptırmış olduğu binada oturup, onun kazandırdığı eserlerin yerini satıp ondan elde ettikleri gelirlerle belediyeye hizmet üretme ve borç ödeme yoluna giden başkanların bu vefasızlığı göstermeleri de bir başka vefasızlık ve ibretlik örnek olarak önümüzde durmaktadır. Umarım birgün onun adını yerde koymayacak hakbilir bir insan çıkar da isminin yaşatılmış olmasına vesile olur. Çünkü nasıl dün var olanlar bugün yoklar ise, bugün var olanlar da yarın yok olacaklardır.

 

DİĞER YAZILARI RAMAZANDA GÖRÜLEN UYGULAMALAR 01-01-1970 03:00 NEREDEN NEREYE GELDİK 01-01-1970 03:00 TÜRKİYE VE SİVAS’IN GELECEĞİ 01-01-1970 03:00 SUVAS’DAN SİVAS’A 01-01-1970 03:00 SİVAS SINIR İLİ Mİ OLUYOR? 01-01-1970 03:00 SİVAS’IN KIŞ FAKİRLİĞİ 01-01-1970 03:00 KÜÇÜK OLSUN BENİM OLSUN 01-01-1970 03:00 DİKKATLERİ BAŞKA YÖNE ÇEVİRMEK 01-01-1970 03:00 SU PAYLAŞIM SAVAŞI 01-01-1970 03:00 ATATÜRK’E DOLAYLI YOLDAN SALDIRMAK 01-01-1970 03:00 SİVAS’IN YİTİK MEZARLARI 01-01-1970 03:00 BU YAPILMADIĞI TAKDİRDE 01-01-1970 03:00 ASIL GÖRÜLMESİ GEREKEN 01-01-1970 03:00 SIVAS’ IN ADI YOK 01-01-1970 03:00 BİR YILLIK ŞİKE YOLCULUĞU‏ 01-01-1970 03:00 BÖYLE OLACAĞI BELLİ İDİ 01-01-1970 03:00 BAKARKÖR MÜYÜZ YOKSA NANKÖR MÜ? 01-01-1970 03:00 UCUBE OLAN SADECE HEYKEL Mİ? 01-01-1970 03:00 ÖRTÜLEN NE? 01-01-1970 03:00 ÜNİVERSİTEYE BAK ÜNİVERSİTEYE ! 01-01-1970 03:00 REFERANDUMUN ARDINDAN 01-01-1970 03:00 YELLENEN İNSAN 01-01-1970 03:00