ASIL GÖRÜLMESİ GEREKEN

26-04-2022 01:49

 

Bir zamanlar moda olan söz taksime cami yaptırmaktı. Şimdilerde başbakanımız yenı bir cami yaptırma hedefi koyarak istanbul çamlıca tepesine bir cami yaptırmanın gerekliliğinden bahsederek kitlelere yeni bir hedef koymustur. Anlaşılan o ki, taksime cami yaptırma hedefi rahmetli Erbakan’ındı. Başbakanımız milli görüş gömleğini çıkardığına bir işaret olması açısından bu yoldan vazgeçmiş olabilir.Ayrıca taksime yapılacak cami Taksim’in diğer ünlü yapıları arasında pek sivrilemeyeceğinden ya da yapımının bir takım mevzuata takılacağını görüp bu işin uzaması nedeniyle daha görünen bir yerde olan Çamlıca tepesine bir cami kondurmayı daha öncelemiş olabilir.

Ataşehir’deki cami açılışında bahsettiği bir söz biraz tartışmaya açık olduğundan bu konu üzerindeki bilgi ve düşüncelerimi okuyucularla paylaşmak istedim. Başbakan selatin camisi özelliğinde camilerin Anadolu yakasında olmadığından bahsederek Çamlıca tepesinde de bir selatin camisi yapılması gerektiğinden bahsetmişti.

Selatin camileri Emeviler ile birlikte başlayan daha sonra Anadoludaki beylikler, Selcuklu dönemlerinde de görülen ve Osmanlıda da doruğa çıkan bir gelenektir. Selatin camileri için diğer bir adlandırma da Cuma camisidir. Bu tür camilerin kuruluş yerlerine ve özelliklerine baktığımızda; en kentin merkezi yerindedir. Kentin en büyük camisidir. Sultan veya beyin kendi parası ile yapılmışlardır. Cuma namazı ile hutbe ile birlikte yönetimin uyarılarının dillendirildiği ve yönetene dua ve methiyelerin yapıldığı camilerdir. Cami içerisinde hünkar mahfili bulunur yani bugünün VİP olarak adlandırdığımız özelliğe benzer yöneticilerin Cuma namazı kıldıkları ayrılmış alanları bulunmaktadır. Çok minarelidirler. Ramazanda minareleri arasına mahya asılır.

Sayın başbakanın selatin camisi özelliğini bile bile camlıcaya bu tür bir cami özlemi ve isteğini dile getirmiş olması bir geçmişe özlem duyma, padışahlığa özenme gibi bir görüntü verdiği bazı yorumcularca dile getirilmiş olsa da bence sayın Erdoğan( Allah geçinden versin diyelim.)emir günü gelip öldüğünde kendisi için tercih ettiği mezar yerinin Çamlıca tepesi olmasını hedefe koymuştur. Bugünkü konumu ile Çamlıca tepesi merkezi bir yerde değildir.Ama oraya bir cami yapılıp uygun bir yerinde de sayın başbakanın türbevari bir mezarı olduğunda o zaman daha çok kişinin gelip gidebileceği bir anıtmezar özelliğini kazanmış olacaktır.İnancı ile siyasetini birleştirmiş bir anlayışın insanı olarak başbakan bunu dile getirerek kendisini destekleyen kitlelerin önüne bir hedef koymuş bulunmaktadır.

İkinci neden olarak gördüğüm konuda şudur: İstanbul’un Anadolu sulietinde Çamlıca tepesinin bir başka anlamı ve önemi vardır. Gerçi yeşil bir doku olma özelliğinden giderek uzaklaşan Çamlıca tepesi yüksek gerilim direkleri, televizyon vericileri,Baz istasyonu direkleri ile eski güzelliğinden giderek uzaklaşmış bulunmaktadır. Yeşil dokusu büyük oranda kaybolmuş, çarpık ve düzensiz yapılaşmanın kötü bir örneği olarak orman arazileri talan edilmiştir. Başbakan 2B orman arazileri ile ilgili yasal düzenleme ve kentsel dönüşüm projesi düzenlemesi ile burasını n yeni bir rant alanı olmasını uygun hale getirmiştir. Böyle bir cami ile de buraya ilginin artmasınıda sağlamış olmaktadır.

Tüm bu nedenler dışında bir başka önemli konuya dikkat çekmek istiyorum. Akp iktidarının İstanbul’a selatin camisi yaptırması arzusunu, Gelecekte başkenti İstanbul’a taşıma arzusununda bir işareti olarak görmek gerekir. Çünkü gerek Başbakan gerek se Cumhurbaşkanı artık çoğunluklu olarak

resmi kabullerini daha çok İstanbuldaki saraylardan yürütmektedirler. Ankara, Yürütmenin başkenti olmaktan çıkmış sadece yasamanın başkenti konumuna düşürülmüş bulunmaktadır. Merkez bankasının ve banka genel müdürlüklerininde İstanbula taşınacak olması hatta bazı bankaların taşımış olması gerçeği karşısında yasama ve yargı başkenti olarak Ankara, Yürütme ve Ekonominin Başkenti olarak İstanbul’un fiilen başkent olarak kullanıldığını görmekteyiz.

Yeni Anayasa yapma çalışmalarında bu durum Anayasal bir yapıya kavuşturulup kavuşturulur mu bilemem ama, bu görüntü ve uygulama sağlıklı bir durum değildir.Hadi ekonominin İstanbulda merkezileştiği gerçeğini kabullenelim.Ama yürütmenin İstanbul’a taşınması daha korkulur bir gizli hedeftir.Sakıncalıdır. Cumhuriyetın temel mantığını kuruluş amacını ve kurucularını etkisizleştirmeye yönelik bir gayrettir. Selatin camisi dillendirmesi aslında “değirmen gitmişse, şakşakı mı kalır. ”sözünü en güzel bir şekilde dile getirmektedir. Evet, AKP iktidarları döneminde Ankara giderek bütüncül başkent olma özelliğini yitirmiş bulunmaktadır.asıl görülmesi gereken budur.

 

DİĞER YAZILARI RAMAZANDA GÖRÜLEN UYGULAMALAR 01-01-1970 03:00 NEREDEN NEREYE GELDİK 01-01-1970 03:00 TÜRKİYE VE SİVAS’IN GELECEĞİ 01-01-1970 03:00 SUVAS’DAN SİVAS’A 01-01-1970 03:00 SİVAS SINIR İLİ Mİ OLUYOR? 01-01-1970 03:00 SİVAS’IN KIŞ FAKİRLİĞİ 01-01-1970 03:00 KÜÇÜK OLSUN BENİM OLSUN 01-01-1970 03:00 DİKKATLERİ BAŞKA YÖNE ÇEVİRMEK 01-01-1970 03:00 BAŞKANLIK SİSTEMİNİN AYAK SESLERİ 01-01-1970 03:00 SU PAYLAŞIM SAVAŞI 01-01-1970 03:00 ATATÜRK’E DOLAYLI YOLDAN SALDIRMAK 01-01-1970 03:00 SİVAS’IN YİTİK MEZARLARI 01-01-1970 03:00 BU YAPILMADIĞI TAKDİRDE 01-01-1970 03:00 SIVAS’ IN ADI YOK 01-01-1970 03:00 BİR YILLIK ŞİKE YOLCULUĞU‏ 01-01-1970 03:00 BÖYLE OLACAĞI BELLİ İDİ 01-01-1970 03:00 BAKARKÖR MÜYÜZ YOKSA NANKÖR MÜ? 01-01-1970 03:00 UCUBE OLAN SADECE HEYKEL Mİ? 01-01-1970 03:00 ÖRTÜLEN NE? 01-01-1970 03:00 ÜNİVERSİTEYE BAK ÜNİVERSİTEYE ! 01-01-1970 03:00 REFERANDUMUN ARDINDAN 01-01-1970 03:00 YELLENEN İNSAN 01-01-1970 03:00