3. Yaz İşitme Engelliler Olimpiyat Oyunları’nda İşitme Engelliler Yüzme Milli Takımı sporcusu Buse Yörükoğlu ve Berna Dikyuva, Ay-Yıldızlı bayrağı göndere çekebilmek için havuza girecek. İki kardeşin ve aynı amaç doğrultusunda mücadele edecek diğer sporcuların seslerini duyuran isimlerden biriyse Volkan Yılmaz. İşitme engelli bir anne babanın işitme engelli olmayan çocuğu, yani bir CODA (Children of Deaf Adults) olan Volkan Yılmaz, Buse ve Berna kardeşlerin kuzeni.
Ailede yeteneği olan yalnızca bu üç kuzen de değil. Milli yüzücü Berna Dikyuva yüzmeye antrenörlük yapan annesi sayesinde başladıklarını belirterek, “Annem eskiden antrenörlük yapıyordu. Ben 9 yaşındayken annem İzmir’de küçük çocukları eğitiyordu. Bu sayede biz de yüzmeye başladık.” dedi.
Kardeşi gibi milli yüzücü olan Buse Yörükoğlu da “Ben de aynı şekilde başladım çünkü abla kardeş olduğumuz için onda geçerli olan kural bende de geçerli. Bu olimpiyatlarda inşallah iyi bir derece elde ederiz, çünkü Avrupa çok güçlü. Bu sene inşallah derece alıp bir madalyayla bile olsa adımızı duyurmak istiyoruz” diye konuştu.
“MÜCADELELERİNİ PAYLAŞMAK DUYGULANDIRIYOR”
Buse Yörükoğlu ve Berna Dikyuva’nın seslerini Deaflympics 2017’de işaret dili tercümanı olarak yer alan ve her zaman haberlerde sağ alt köşede işitme engelli bireyler için tercümanlık yaparken görülen Volkan Yılmaz duyuracak.
Volkan Yılmaz bu organizasyonda yer almanın ayrı bir gurur ve mutluluk verdiğini belirtirken, “Benim kuzenlerim yüzme milli takımındalar. Bu benim için gurur verici bir olay. Onlar sportif branşlarda mücadele ederken, ben onların mücadelesini işaret diliyle paylaşıyorum. Bu da bana hem gurur veriyor, hem de duygulandırıyor” diye konuştu.
İşitme engelli bir anne babanın çocuğu olduğunu ve bu yüzden ilk önce işaret dilini öğrendiğini hatırlatan Volkan Yılmaz, “İnsanlar bana bu dili öğrenirken zorlanıp zorlanmadığımı soruyorlar. Bu dil, benim ana dilim. Ben de onlara konuşmayı öğrenirken zorlanıp zorlanmadıklarını soruyorum. Hatırlamıyorlar. Çünkü ana dilimizi çok küçük yaşta öğreniyoruz ve o günleri hatırlamıyoruz. Bizim için de durum aynı. Bizim bir farkımız, iki dilli büyüyoruz. Önce işaret dilini, sonra da ona ilave olarak konuşmayı öğreniyoruz“ ifadelerini kullandı.