Politika
Giriş Tarihi : 25-03-2023 16:38

Erdoğan: Milletin ruh kökünden beslenmeyen asalakları kendi hırslarıyla baş başa bırakıyoruz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Milletin ruh kökünden beslenmeyen bu asalakları kendi hırsları ve ihtiraslarıyla baş başa bırakıyoruz" diye konuştu.

Erdoğan: Milletin ruh kökünden beslenmeyen asalakları kendi hırslarıyla baş başa bırakıyoruz

 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen İlim Yayma Vakfı 52. Genel Kurulu'nda konuştu.

Erdoğan, "Tek parti faşizmi özlemiyle yaşayan, hatta 'Allahuekber' lafzına bile tahammül edemeyen bir avuç kendini bilmezin sizlerin bu samimiyetinden rahatsızlık duyduğunun farkındayız. Milletin derdiyle dertlenmeyen, milletin ruh kökünden beslenmeyen, hayırlı hiçbir iş yapmadıkları gibi yapılmasını da istemeyen bu asalakları kendi hırsları ve ihtiraslarıyla baş başa bırakıyoruz" diye seslendi.

Erdoğan'ın konuşmasından önemli başlıklar şöyle:

"Cumhur İttifakı'ndaki ortaklarımızla Kahramanmaraş ve Hatay'ı tekrar ziyaret ettik. Deprem konutları temelini attık, iftarımızı depremzede kardeşlerimizle açtık. Maraş ve Hataylı vatandaşlarımızın hayata tutunma azmine şahit olduk. Deprem bölgesinde yaşayan kardeşlerimiz bu Ramazan'da bizden daha fazla anlayış göstermemizi bekliyor.

Hepimizin depremzedelerin yanında olması gerekiyor. İlim Yayma Vakfımızın sergilediği dayanışmayı artırarak devam ettirdiğini görüyorum. Geniş bir yelpazede yaptığınız çalışmaları takdirle karşılıyorum. Burada sizlerin vasıtasıyla şu gerçeğin altınız çizmek istiyorum; bizler paylaşanın gücüne inanan bir milletin mensuplarıyız. Anadolu insanı elindekini ve avucundakini paylaşmayı sürdürüyor. İnsanlarımız oruçla, Kuran'la, iftar ve sahur sofralarıyla bu ayı idrak ederken, deprem bölgesindeki kardeşlerini de unutmuyor. Şov yapmadan, reklam ve algı peşinde koşmadan karşılığını sadece Allah'tan bekleyerek gurur verici işlere imza atıyorlar. Tüm vakıf ve derneklerimizi tebrik ediyorum.

ASALAKLARI KENDİ HIRSLARI VE İHTİRASLARIYLA BAŞ BAŞA BIRAKIYORUZ: Tek parti faşizmi özlemiyle yaşayan, hatta 'Allahuekber' lafzına bile tahammül edemeyen bir avuç kendini bilmezin sizlerin bu samimiyetinden rahatsızlık duyduğunun farkındayız. Milletin derdiyle dertlenmeyen, milletin ruh kökünden beslenmeyen, hayırlı hiçbir iş yapmadıkları gibi yapılmasını da istemeyen bu asalakları kendi hırsları ve ihtiraslarıyla baş başa bırakıyoruz.

ASLA BOYUN EĞMEYİZ: Deprem bölgesinde yaşayan kardeşlerimiz başta olmak üzere insanımız kimin hangi niyetle hareket ettiğini, kimin ne yaptığını gayet iyi görüyor. Vatandaşlarımız cansiperane çalışmalarınız dolayısıyla sizlerle birlikte tüm vakıf, dernek ve ilim irfan kuruluşlarımıza dua ve teşekkür ediyor. Elbette bu dualar bizi teşvik etmenin yanı sıra omuzlarımızdaki yükü de ağırlaştırmaktadır. Umudunu bize bağlamış, yüzünü bize çevirmiş hiçbir kardeşimize mahcup olmama mesuliyetiyle karşı karşıyayız. Zehirli dilleriyle, nefret deresine varan söylemleriyle, kuru gürültü patırtıyla bizi yolumuzdan alıkoyabileceklerini düşünenlere asla boyun eğmeyiz. 

MAZLUMLARI ASLA YALNIZ BIRAKMAYACAĞIZ: Tehditlere, zorbalıklara, aba altından soba gösteren kifayetsizlere rağmen ülkemize ve milletimize hizmet mücadelemizi kararlılıkla sürdürmeliyiz. Şairler sultanı büyük dava ve aksiyon adamı üstat Necip Fazıl, "Tohum saç bitmezse toprak utansın. Hedefe varmayan mızrak utansın. Ey gidi küheylan, koşmana bak sen. Çatlarsan doğuran kısrak utansın. Eski çınar şimdi noel ağacı, dallarda eğrelti yaprak utansın. Ustada kalırsa bu öksüz yapı, onu sürdürmeyen çırak utansın" diyor. Evet, üstadın bu muhteşem dizelerinden ilhamla biz de mazlumları asla yalnız bırakmayacak, yetimin, öksüzün başını okşayacak, gariplerin, yolda kalmışların elinden tutacak, ihtiyaç sahiplerinin yardımına koşacak, soframıza bir tabak da yoksullar için koyacak, depremzedelerimizin derdine ortak olacak, hakkın ve halkın rızası uğrunda aşkla çalışmaya devam edeceğiz.

BİZLER KALICI ESERLER İÇİN ÇALIŞAN İNSANLARIZ: Bu fani dünyada mal, mülk, koltuk değil; ülkesine milletine, ümmete ve insanlığa hayırlı işler yapmaktır. Bizler kalıcı eserler için çalışan insanlarız. 40 yıldır siyasetin farklı kulvarlarında aziz millete aşkla hizmet ediyoruz. Allah'ın takdiri, milletimizin tensipleriyle başbakan, cumhurbaşkanı olarak çok önemli projelere imza attık. Bu aziz vatanı payidar kılmak, küresel nizamda hak ettiği yere ulaştırmak için çaba harcadık. Gerçekten çetin mücadeleler verdik.

CİDDİ SINAMALARLA KARŞILAŞTIK: 40 yılı aşan süreçte ciddi sınamalarla karşılaştık. Ekonomimizi güçlendirdik, demokrasimizi büyüttük, yasakları kaldırdık. Kişi başı milli gelir 10 bin 650 dolara yükseldi. Daha da artacak. Türk Devletleri Teşkilatı'nın kuruluşundan, KKTC'nin haklarının korunmasına kadar pek çok imkansızı başardık.

KAST SİSTEMİNİ KALDIRDIK: Altyapı ve üst yapı yatırımlarında kat ettiğimiz mesafe önemlidir. Bizim önemli başarımız, yasakları kaldırarak milletimize cesaret ve özgüven kazandırmamızdır. Parya muamelesi gören Anadolu insanına bu ülkenin birinci sınıf vatandaş olduğunu yeniden hissettirdik. Üniversite kapılarında ağlayan başörtülü kızlarımızı unutmayız. Kılık kıyafeti nedeniyle çalışması kısıtlanan kadınlarımızı unutamayız. Hastası rehin kalan garipleri unutmayız. Ülkedeki siyasi istikrarsızlığın yükünü sırtlayan esnaflarımıza, maaş alamama korkusu yaşayan memur ve emeklimize; toplum kesiminin tamamına hak ettikleri değeri biz verdik. Sessiz devrimlerle bu millete dikte edilen kast sistemini ortadan kaldırdık.

AYASOFYA'YI AÇAN İMZAYI DA BİZ ATTIK: Bilhassa burası çok önemli. Sultanahmet'teyiz. Üstat konuşuyor. Ben de spikerliğini yapıyorum. Konuşmasında Ayasofya'ya bakarak, "Ayasofya açılacak, Ayasofya açılacak... Hem de öyle açılacak ki adeta sayfalar açılırcasına açılacak." Rabbime hamdolsun o gün spikerliğini yaptık, daha sonra Ayasofya'yı açacak olan imzayı da bizler attık. 86 yıllık hasretin ardından Sultan Fatih'in vasiyetine uygun şekilde asli kimliğine tekrar kavuşturulmasını, milletimize vurulan pranganın parçalanıp atılması olarak görüyorum. Fetih yadigarı Ayasofya'yı tekrar ezanla buluşturmakla Türkiye siyasi ve ekonomik bağımsızlığını küresel ölçekte tescillemiştir. Rabbim bizlere üstat Necip Fazıl'ın ifadesiyle, tekrar ediyorum "Ayasofya'yı aziz bir kitap gibi açma" şerefini bizlere nasip etti.

GAFLET UYKUSUNDAN BİR AN ÖNCE UYANMALARINI TAVSİYE EDİYORUZ: Milletimizin bu muhteşem sevincine ortak olamayanlara ise sadece acıyorum. İşte şu anda o Altılı Masa'da maalesef onları görüyorum. Rabbim hidayetlerini artırsın. Bulundukları gaflet uykusundan bir an önce uyanmalarını tavsiye ediyoruz. Ayasofya'nın, Büyük Çamlıca Camii'nin yanı sıra Taksim Camii'ni yaparak İstanbul'umuzun sembol mekanlarından biri haline getirdik. Hatta birisi de ne dedi? "Çamlıca'yı dolduramazlar." Ne oldu? Tıklım tıklım doldu. Bunlar bir şeyi ifade ediyor. İnanç, iman öyle bir cevher ki tekeden bile süt çıkarır. Asırlık hayalleri bizden önceki nesillerin ömrünü verdiği davaları 20 yıl gibi kısa sürede gerçekleştirmenin haklı gururunu yaşıyoruz. Diğer eserlerimizle birlikte özellikle bu tarihi kazanımlar, geride bırakacağımız siyasi mirasın en güzel nişaneleridir. Elbette her beşer gibi 40 yılı aşan siyasi hayatımızda bizim de eksiklerimiz, kusurlarımız, ulaşmak isteyip de ulaşamadıklarımız olmuştur. Ama samimiyetimize, gayretimize, aziz milletimizle olan muhabbetimize 85 milyonun hepsi şahittir.

14 MAYIS TAM BİR MANASIYLA TARİHİ BİR YOL AYRIMINA DÖNÜŞMÜŞTÜR: Büyük ve güçlü Türkiye idealimizle yürüttüğümüz mücadelemizde pek çok imtihandan geçtik. Şimdi ülke, millet ve dünyanın dört bir yanında gönlü bize dönmüş kardeşlerimizle yeni bir imtihanın eşiğindeyiz. Her seçim önemlidir ama 14 Mayıs seçimleri içerideki saflaşma ve bölgesel gelişmeler bakımından tarihi bir yol ayrımına dönüşmüştür. 14 Mayıs'ta da bizler milletimle beraber bu zaferi perçinlediğimiz anda yeni dönem başlayacak. Ülkemin dünyada oturduğu farklı konumu ispatlayacaktır.

14 MAYIS'A ASLA İHTİRAS PENCERESİNDEN BAKMIYORUZ: Terör örgütleriyle el ele yürüyen insanlardan ülkemize, milletimize, vatanımıza herhangi bir fayda gelebilir mi? Terör örgütleriyle dirsek dirseğe. Bunlar ülkemize ne kazandıracaklar? Milletimizin yüksek feraseti bu işi çözecektir. Bu sinsi niyetlerini beyanlarında en üst düzeyde ortaya koyuyorlar. 14 Mayıs'a asla ihtiras penceresinden bakmıyoruz. Biz siyasette de hayatta da o safhaları aşalı çok oldu.

Ülkemizi demokrasi ve kalkınma mücadelesinde bin bir emekle geldiği yerin gerisine düşürmemek, Türkiye Yüzyılı'nın inşasını başlatmak dışında amacımız yoktur. Türkiye'nin kaybedecek tek bir anının olmadığına inanıyoruz. İnsanlarımız deprem bölgesinde hayata yeniden sarılmaya çalışırken birileri bambaşka alemlerde yaşıyor. Ülkenin kaderini koltuk kavgasından kaldırıp, etraflarına bakmayan bu zihniyetin insafına terk edemeyiz. Bölücü örgütün siyasi uzantıları dahil tüm marjinal yapılarla iş tutmaktan çekinmeyenlere bu milletin geleceğini emanet edemeyiz. Bu kifayetsiz muhterisleri hep birlikte sandığa gömeceğiz."

AdminAdmin