Gündem
Giriş Tarihi : 02-03-2020 14:35

Erdoğan: Türkiye'nin belirlediği sınırların dışına çıkmazlarsa bir süre sonra omuzlarının üzerinde o başlar da kalmayacak

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 27 Şubat tarihinde 34 askerin İdlib'de uğradıkları saldırı sonucu şehit olmasının ardından rejim güçlerinin tamamını hedef alacak şekilde kapsamlı bir harekât başlatıldığını söyledi. "izim acı yaşanmaması konusundaki hassasiyetimizi zafiyet veya çekingenlik olarak görenlere gerçek gücümüzü göstermeye daha yeni başlıyoruz" diyen Erdoğan, "Türkiye'nin belirlediği sınırların dışına çıkmazlarsa bir süre sonra omuzlarının üzerinde o başlar da kalmayacak" ifadesini kullandı.

Erdoğan: Türkiye'nin belirlediği sınırların dışına çıkmazlarsa bir süre sonra omuzlarının üzerinde o başlar da kalmayacak

Vatanımızın bütünlüğü, bayrağımızın gururla dalgalanması, ezanlarımızın semalarımızda yankılanması için toprağa verdiğimiz tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet dileyerek başlamak istiyorum. Bugüne kadar verdiğimiz şehitlerimizin rabbin şehadetlerini mübarek eylesin. Şehit yakınlarımızın ve milletimizin başı sağ olsun. Hamdolsun bir gül bahçesine girercesine toprağa düşen hiçbir şehidimizin kanını yerde bırakmadık, mücadelesini akamete uğratmadık. İdlib'deki operasyonlarımızı meselenin sağduyulu ve sulh yoluyla çözülmesini arz ettiğimiz için sınırlı şekilde sürdürüyorduk. Bu amaçla diplomasi kanallarını son ana kadar etkin bir biçimde işletmek için çalıştık, çabaladık. Meselenin ülkemiz açısından taşıdığı önemi, bu uğurda neleri göze aldığımızı muhataplarımızı tekrar tekrar ifade ettik. Ancak yanlış anlaşıldığımızı gördük. Bunun üzere operasyonlarımızı 34 askerimizi şehit verdiğimiz 27 Şubat tarihi itibariyle rejimin tüm unsurlarını hedef alacak şekilde kapsamlı hale getirdik. Bu operasyona da Bahar Kalkanı Harekâtı adını verdik. 

Gözünü ülkemizin topraklarına dikmiş zalim bir rejim tarafından kuşatılmasına milyonlarca sığınmacının yükünü kalıcı bir şekilde üzerimize yıkılmasına izin vermemekte bundan böyle kararlıyız. Daha İdlib şehitlerimizin cenazelerini kaldırmadan rejime tarihinin en ağır kayıplarını verdirerek bismillah dedik. Şu an itibariyle 135 tank, 22 zırhlı araç, 45 top, 44 çok namlulu roket atar, 5 hava savunma rampası, 12 tank savar, 4 havan, 29 pikapa monteli uçak savar, 2 iha, 8 helikopter, 49 çeşitli araç, 7 mühimmat rampası, 24 zırhlı araç, 9 mühimmat depo binası, 2 uçak, 2 füze rampası ve 2557 rejime ait asker ve milis. Bizim acı yaşanmaması konusundaki hassasiyetimizi zafiyet veya çekingenlik olarak görenlere gerçek gücümüzü göstermeye daha yeni başlıyoruz. "

"Kan dökülmemesi, can yanmaması konusundaki hassasiyetimizi zafiyet veya çekingenlik olarak görenlere gerçek gücümüzü göstermeye daha yeni başlıyoruz."

"Türkiye'nin belirlediği sınırların dışına çıkmazlarsa bir süre sonra omuzlarının üzerinde o başlar da kalmayacak."

"Kapılar açılınca telefon üzerin telefon gelmeye başladı. O iş bitti. "

"Şimdi Batı hesap verecek. Dünya Yüksek Mültecileri Komiserliğine. Neden? Çünkü mültecilere şu anda takındıkları tavır. Şu anda gaz bombası atmak suretiyle onları yeri geldiği zaman gerçek bomba atmak suretiyle yıldırmaya çalışanlar bunun uluslararası camiada da hesabını vermek zorunda kalacaklar. Bu akşam Almanya Bulgaristan ile de görüşmelerimiz var. "

"Lafa gelince destek beyanında bulunan diğer kimi devletlerin de kıllarını bile kımıldatmadan gelişmeleri takip ettiklerini biliyoruz. Toplantı yapmak bildiri yayımlamak dışında hiçbir işe yaramıyorlar. Türkiye kendi bileğine kendi insanına kendi imkanına dayanarak mücadelesini yürütmektedir. "

"Sınıra gidenlerin sayısı yakında milyonlarla ifade edilecek. Artık tek taraflı fedakârlık dönemi bitti."

"Türkiye şu ana kadar Suriye’de ne Rusya’yı ne de İran’ı doğrudan hedef almamıştır, harekâtımızla sadece askerlerimizin kanını döken rejim unsurlarını imha ediyoruz. Bu hassasiyetimize de saygı gösterilmesini bekliyoruz."

"Böyle günlerde aynı zamanda gerçek dostların ve sinsi düşmanların ayırt edildiği günlerdir. Önümüzdeki günlerce yaşanacak gelişmeler bunu gösterecektir."

"Düşmanlarımızı sevindirmek için aleni yürütülen faaliyetleri sizler de görüyorsunuz. Kimse Suriye’de Amerika'nın, Rusya'nın, Fransa'nın ne işi var dediğini duydunuz mu? Duymadınız. Ama iş Türkiye'ye gelince ne işi var yaygarasını duyuyorsunuz."

"Bu ülkede maalesef hayatta hiçbir laftan tiksinmedim Şehitler ölmez vatan bölünmezden tiksindiğim kadar diyebilecek kadar alçalabilen ve ne yazık ki şu anda Meclis’te yer alabilen kişiler var. Aynı kişi bugün Suriye’ye savaş açsak banko Esad’ı tutarım diyerek ülkemizin yürüttüğü mücadeledeki safını yıllar öne belirtmiştir."

"Şehitler tepesinin neyin ifade etiğini belirterek bu sözü söylüyorsa ortada vahim bir durum var demektir. Şehit kelimesi Kur’an-ı Kerim’de kimi yerde şahit, kimi yerde örnek kişi anlamlarında tam 56 defa geçer. Üç ayette ise Allah yolunda canını feda edenleri tarif etmek üzere 'Şuheda' ifadesi yer alır."

"Gazi Mustafa Atatürk Çanakkale’de askerlerimize ne diyordu. Ben sizlere ölmeyi emrediyorum diyordu. Acaba sen partinin geçmişinden bile bir habersin. Biz bu şehitleri ta Hendek’te, Selçuklu’da, Osmanlı’da verdik, Çanakkale’de verdik. Bundan sonra da vermeye devam edeceğiz Bay Kemal. Ama sen şehadeti, bilmezsin. Sen şehitliği bilmezsin, bunu anlaman da mümkün değil çünkü sende o inanç yok."

"Arif Nihat Asya ne demiş: Şehitler tepesi boş değil, biri var bekliyor. Ve bir göğüs, nefes almak için; rüzgâr bekliyor. Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye; yattığı toprak belli, tuttuğu bayrak belli, kim demiş meçhul asker diye? Destanını yapmış, kasideye kanmış. Bir el ki; ahretten uzanmış, edeple gelip birer birer öpsün diye fâniler! Öpelim temizse dudaklarımız, fakat basmasın toprağa temiz değilse ayaklarımız. Rüzgarını kesmesin gövdeler sesinden yüksek çıkmasın nutuklar, kasîdeler. Geri gitsin alkışlar geri, geri gitsin ellerin yapma çiçekleri! Ona oğullardan, analardan dilekler yeter, yazın sarı, kışın beyaz çiçekler yeter! Söyledi söyleyenler demin, gel süngülü yiğit alkışlasınlar şimdi sen söyle, söz senin. Şehitler tepesi boş değil, toprağını kahramanlar bekliyor! Ve bir bayrak dalgalanmak için; rüzgâr bekliyor! Destanı öksüz, sükûtu derin meçhul askerin; türbesi yakışmış bu kutlu tepeye yattığı toprak belli, tuttuğu bayrak belli, kim demiş meçhul asker diye?"

"Ankara İl Teşkilatımız ülkemizin ve partimizin tüm mücadelelerinde güçlü bir şekilde yanımızda yer alan ve cesaretini ortaya koymuş bir teşkilattır. 15 Temmuz'da Ankara 'da verdiğiniz mücadele sizi gazi bir teşkilat yapmıştır. Ankara'yı ne kadar sağlam tutarsak diğer şehirlerimizde de o kadar rahat oluruz. "

AdminAdmin