DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Giriş Tarihi : 26-04-2022 01:49

AKIL OYUNLARI DÖNEMİ BAŞLADI

 

Akıl oyunları dönemine hoş geldiniz...

 

Ankara kaynıyor...

 

Son on iki yıldır kıç yalayan birçok gazeteci, haberciliği unuttuğu için, şu anda tam bir haber toplama dönemi...

 

Ankara Büroları, yeniden 24 saat sistemine geçti...

 

Görev arabaları, bir TBMM'de, bir parti genel merkezlerinde...

 

Kıç yalayıcılar tabi ki olacak yine ama sayıları sanki biraz azalacak...

 

Eveeeeet, millevekili yemininin tamamlanmasıyla beraber ki, şükür, olaysız bitti; Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, 25. dönemi resmen başladı...

 

Seçim öncesinde, yeni Türkiye'den söz ediyorlardı...

 

'Yeni Türkiye için 400....'...

 

...

 

Cidden de yeni bir Türkiye tablosu ortaya çıktı. 

 

AKP'ye bir defa daha tek başına iktidar verilmeyerek, ülkemiz çok büyük bir uçurumun eşiğinden döndü. 

 

Tabii şu ankti algı ile, bu şansı yakalayn CHP, MHP ve HDP; durumu idrak etmişler mi, belli değil...

 

Biliyor musnuz, koalisyonlar aynı zamanda kendi içinde bir denge ve denetim sistemi de kuruyor.

 

Yani, 'Onlaaaaarrrrr......' devri artık yok, yani emrederim olur mantığı bitiyor...

 

MHP'nin içinde olmayacağı koalisyon ihtimalleri, ihanetin bitirilmesi konusunda hiçbir ümit vermiyor olsa da yalan ve talan düzenini kesintiye uğratabilir.

Peki acep,  nasıl bir koalisyonun ortaya çıkacağıdır. Yemin töreni sebebiyle mecliste bulunma ve neler olduğunu daha yakından anlama imkanım oldu. Şu anda dikkatler meclis başkanlığı seçimine yönelmiş durumda. Tam bir satranç oynanıyor.Partiler birbirlerini kollayarak hareket ediyor ve kendi adayının şansını artıracak hamlelere hazırlanıyor. İsimlerin belirlenmesinde de bu durumun etkili oldu. Meclis açılışında geçici başkanlık yapan Deniz Baykal'ın yaptığı konuşma ve sorular karşısındaki tavrı, CHP-AKP koalisyonuyla ilgili öngörümüzü daha da güçlendirdi. Baykal'ın seçimin hemen ertesinde Erdoğan'la yaptığı 2,5 saatlik görüşmenin partisinde ve parti tabanında ciddi bir rahatsızlık doğurmuş olması, ilk temasın sağlandığı ve hatta ilk pazarlığın yapıldığı gerçeğini değiştirmiyor. Baykal hem CHP-AKP koalisyonunun alt yapısını hazırlıyor, hem de uzun siyaset hayatının finalini bir TBMM Başkanlığı ile yapmak için kendine oynuyor. Meclis başkanlığının CHP'ye bırakılması ve Baykal'ın adaylığı, Erdoğan'la aralarındaki esrarlı görüşmeler de dikkate alınırsa AKP'yi rahatsız etmeyecektir.

 

Bu bir akıl oyunu ile başlıyor...

 

TBMM Başkanlğı tam bir oyun...

 

Dama...

 

Hatta satrantç... 

          CHP'nin Baykal dışında bir aday çıkarması, parti içinde yeni ve sonu kestirilemeyecek bir çatlak oluşturacağı ve alttan alta süren kaynamayı daha da arttıracağı için zaten mümkün görünmüyordu.

 

Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu seçim sonucuyla, partisinde yeni bir kargaşayı göğüsleyebilmesi mümkün değil, zaten esasen bu CHP'yi biraz dah ayükseltti de...

 

Ya MHP...

 

Her zamanki gibi AKP kurtarıcılığına soyunuyor Bahçeli...

 

Hani Ahmet Davudoğlu, Sertab Erener'in 'İyi ki varsın' şarkısını söylese en çok Bahçeli'ye söyler...

 

Koalisyon ortaklığı CHP'yi çok ama çok rahatlatacaktır.  

 

Bu durum AKP'nin elini de güçlendiriyor. 

 

AKP'nin ortaklığın ilk ve en belirleyici adımı olarak, Baykal'ın adaylığı şartıyla meclis başkanlığını CHP'ye bırakılması, bizi şaşırtmayacaktır.

 

Zaten, ilk iki turda Fırat ve İhsanoğlu elenecek, ki eğer AKP Fırat ile taktik uygulayıp, Baykal'ı ekarte etmezse; ama bu sanki olamaz gibi; yine de temkinli yazmak lazım...

 

Deneyimli bir politikacı olan Deniz Baykal, seçilme şansı olmasa, bu kadar kendini ortaya atmazdı. 

 

Hesabını çok büyük ihtimalle AKP ortaklığı üzerinden yapıyor. 

 

Çok zayıf bir ihtimal olarak, en çok oyu alacak iki adayın yarışacağı dördüncü turda AKP karşısında bir cephe oluşturup aradan sıyrılma hesapları da yapıyor olabilir.

 

Ama madem tablo böyle, Erdoğan'ın de hesabını kırıp, muhalefetin adayını çıkarmak şart, tabii MHP kurtaıcı rolünü oynamazsa...

 Neresinden bakılırsa bakılsın, olası bir AKP-CHP koalisyonu hızla yol alıyor. CHP'nin MHP'ye olan ilgisi ve başbakanlık teklifinin ne anlama geldiği kendiliğinden ortaya çıkmıştır. Kılıçdaroğlu, bütün olmazları göstermiş ve tabanına AKP ile ortaklık dışında bir çare kalmadığı mesajını net biçimde vermiştir. Hükümet kurma görevine bağlı olarak, benzer bir hamlenin de AKP'den geleceğini tahmin etmek hiç de zor değil.Onlar da Kılıçdaroğlu gibi kağıt üzerinde cazip gibi görünen, ancak uygulamada geçerliliği olmayan tekliflerle MHP'yi zorlayacaklardır. Böylece hem ileride kullanacakları bir argüman, hem de CHP ile kurulacak ortaklığa tabanlarını razı etmek için bahane hazırlayacaklardır.  Zira, emirlerindeki yanaşma ve beslemeler harekete geçmişlerdir. Haram havuzunun gazetelerinde AKP ile MHP'nin her konuda anlaştığı, hatta bakan paylaşımlarının da yapıldığı yönünde çıkan asılsız haberler, tamamen bu amaca yöneliktir.

 

Lakin MHP'nin şu anki tavrına ki Bahçeli'nin tavrıdır, kendi teşkilatlarından bile teki var, kulislere yansıyan çok sağlam kaynağa göre, MHP'de olasi bir genel kurulda Bahçeli gidecek... 

                                    MHP ile AKP arasında parti yönetiminin bilgisi ve onayı ile hiçbir temasın kurulmadığını, en küçük bir görüşme dahi yapılmadığını kesin olarak söyleyebilirim. Birileri özel sohbet yapmış ve karşılıklı fikir alış-verişinde bulunmuş olabilirler. Bunun hiçbir bağlayıcılığı olmadığı gibi, bir önem de arz etmiyor. MHP seçim akşamı ne söylediyse, bugün de onu söylüyor. Peki, MHP'nin AKP ile bir hükümet kurma ihtimali hiç mi yok? Elbette var. HDP dışında kimseye kapılar kapatılmış değil. Ancak, MHP ile görüşmeye gelenler, çözülme sürecinden vazgeçilmesini, 17-25 Aralık dosyalarının açılmasını ve Cumhurbaşkanının Anayasal sınırlar içine çekilmesini de kabul ederek gelmek durumundalar. Kaldı ki, bu şartlar, MHP'nin kendisi için istediği şeyler değildir. Ülkenin rahatlaması, normalleşmenin sağlanması, hukukun işlemesi, demokrasinin yoluna girmesi ve milli birliğin yeniden zemin bulması için ortaya konulmuş ve her partinin onaylaması ve desteklemesi gereken asgari şeylerdir. Bunun yanında Ahmet Davutoğlu'nun sırtındaki kamburdan kurtulması, gerçek anlamda bir Genel Başkan olabilmesi için de kendisine büyük bir imkan ve fırsat sunulmuştur.

 

                                        

         Davutoğlu bu fırsatı kullanabilir mi? Bu soruya olumlu bir cevap verebilmek neredeyse imkansıdır. Çözülme sürecinin ağır bedellerine rağmen, İmralı'daki bebek katiline verilen sözler, Kan dilli katillerle yapılan doğrudan ve dolaylı görüşmeler kendilerini bağlamaktadır. Zira, Sayın Devlet Bahçeli'nin seçimin hemen öncesinde sorduğu 5 soru hala cevap bulamamıştır. Bu kamburu sırtında taşıyan bir parti MHP'yle nasıl bir araya gelecek? Bu kadarla da bitmiyor, 17-25 Aralık dosyalarının açılması cesaretini gösterebilecek bir irade, Cumhurbaşkanına Anasal sınırlarını hatırlatıp, Erdoğan'ın Gül'e yaptığı, "çift başlılık olmaz" çıkışını yapabilecek bir başbakan görebilen var mı? MHP'nin duruşu açık ve kesin olduğuna ve AKP'de böyle bir irade bulunmadığına göre, sayın Davutoğlu hangi cesaretle ve hangi teklifle MHP'nin kapısını çalacak? Bu şartlarda getireceği teklif MHP tarafından ne kadar ciddiye alınıp, desteklenecek? 

 

Görünüm budur. 

 

Bir tarafta, hem kendi iç çatlaklarını örtmek ve kurdukları düzeni sürdürebilmek için her ne pahasına olursa olsun iktidar ortağı olmaya neredeyse mecbur AKP ve CHP, diğer tarafta ülke ve millet menfaatlerini her şeyin üzerinde tutan ve temel şart haline getiren MHP.

 

Ama MHP, her zamanki gibi AKP kurtarıcısı olmazsa tabii...

 

Siyasi kaynaklar ne yazık ki bu konuda ne MHP'ye ne Bahçeli'ye güvenemiyor...

NELER SÖYLENDİ?
@
NAMAZ VAKİTLERİ
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA