DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Giriş Tarihi : 26-04-2022 01:49

MHP’NİN YÜKSELEN YILDIZI


Bir süredir peşindeydim. Sonunda oldu.

Egemen’de yazmaya başladığım ilk günlerden beri kendisiyle röportaj yapmak istiyordum ve bu talebimi o günlerde kendisine iletmiştim. Kendisine talebimi ilettiğimde aldığım olumlu cevap ne kadar memnun ettiyse, karşımdaki insanın olaya süreç boyunca yaşanan bir kaç iletişim aksaklıklarına rağmen pozitif yaklaşımını bozmaması da o kadar dikkate değer idi.

Tamam farkındayım, yine kitabın ortasından başladım.

MHP Iğdır Milletvekili Anayasa ve Dışişleri Komisyonu Üyesi Dr.Sinan Oğan’dan bahsediyorum.

Kendisyle hükümetin PKK ile çözüm süreci adı altında yürüttüğü görüşmelerden sözde Ermeni Soykırımına, sosyal medyadan parti imajına ve 2014 seçimlerine kadar geniş bir yelpazede görüştük.

Yoğun programına rağmen zaman ayırıp sorularımı içtenlikle cevapladığı için kendisine teşekkür ediyorum.

İşte şimdi o röportaj, noktasına virgülüne dokunmadan sizlerle buluşuyor.

Sadece 2011’den beri milletvekili olmanıza ragmen gerek MHP gerekse tüm partiler içerisinde kamuoyunun en çok tanıdığı ve aktif çalışan milletvekillerinden birisiniz. Aynı zamanda bir stratejist de olduğunuzu biliyoruz. Sizi ulusal meselelerde ne kadar aktif görüyorsak gerek seçim bölgeniz olan Iğdır gerekse özellikle komşularımızla olan uluslararası ilişkilerimizde de o kadar aktif görüyoruz. Milletvekili, akademisyen, stratejist ve yazar Sinan Oğan’ı tanıyoruz ama insan Sinan Oğan tüm bunlara nasıl yetişiyor, nelerden güç alıp nerelerden besleniyor, bir hayat felsefesi var mıdır varsa nasıldır?

Benim suyunu içtiğim, büyüdüğüm sokaklarda şu anda yaşayan insanlar bana güvendi ve oy verdi; bu koltuk bana emanet, tıpkı benden öncekilere olduğu gibi, tıpkı benden sonra olacağı gibi... Önemli olan bunu Iğdır’ın lehine nasıl kullandığımızdır. Iğdır milletvekili olmaktan öte ben bir Iğdırlıyım ve o mecliste bir Iğdırlı olarak varsam, bana oy verenlerin güvenini boşa çıkartmamak ve memleketime hizmet etmek benim için büyük bir görev ve sorumluluk. Yani benim için bu iş sadece milletvekilliği değil hem güven meselesi hem de memleket meselesidir. Iğdır, üç ülkeye sınırı bulunan ülkemizin tek ili, uluslararası ilişkilerle uzun yıllar uğraştım şimdi siyasi arenada bu naçizane tecrübelerimi Iğdır için kullanmaya çalışıyorum. Iğdır doğunun da doğusunda bir şehir ve köşede yıllardır unutulmuş, biz şimdi Iğdır’ın potansiyelini hem ulusal olarak hem de uluslararası alanda ortaya çıkartmaya çabalıyoruz.

Televizyon programlarına katılarak partimizin görüşlerini aktarmaya çalışıyorum, gençler önemli değerlerimiz. Bizi üniversitelere konferanslara davet ediyorlar sağ olsunlar elimden geldiğince onlarla birlikte olmaya çalışıyorum, Iğdır’a sık sık giderek seçmenlerimle birlikte olmaya çalışıyorum, bir de tabii ki meclis çalışmaları var. Hepsine yetişmek zor oluyor mu derseniz, kolay olmuyor; ama yetişmeden de olmuyor. Birçok şeyden fedakarlık yaparak elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Yaptıklarımız halkta takdir gördüğü zaman, biri gelip teşekkür edince, benim bir vatandaşım gelip “Allah razı olsun” dediği vakit insan zaten yorgunluğunu unutuyor. Önemli olan akşam yastığa başınızı koyduğunuzda vicdanınızla yaptığınız muhasebeden geçerli not almanızdır. Eğer “evet bugün Iğdırım, Türkiyem, inandığım değerler uğruna yeterince çalıştım” diyebiliyorsanız vicdanınız rahatsa sorun kalmıyor zaten.

Şu anda mecliste biz, Milliyetçi Hareket Partisi milletvekilleri olarak 51 kişiyiz, AKP’nin ise 300’ü aşkın milletvekili var; oranladığınız zaman bizim her birimizin 6 AKP milletvekilinden daha fazla çalışmamız gerekiyor. Ben de arkadaşlarım gibi bunu sağlamaya gayret ediyorum.

Geçtiğimiz şubat ayında Hocalı Katliamı’nın soykırım olarak kabul edilmesi için meclise bir önerge vermiştiniz. Malum nisan ayı bizim için de bu yönde önemlidir. Biz de her 24 Nisanda sözde Ermeni Soykırımı anma günü dolayısıyla batıdan bu yönde gelecek kelimelere dikkat kesiliyoruz. Sizin MHP olarak bu tez karşısında, yurt dışında bu yönde antitez, bilgilendirme lobi çalışmalarınız var mı? Var ise neden yeterince duyup bilgilendirilmiyoruz ve şu ana kadar bu konuda neler yapıldı? Yoksa, neden bu güne kadar iç siyaset dışında bu olaya uluslararası platformda üzerine eğilinmedi?

Bir şeyi yurt dışındakilere kabul ettirmek için öncelikle sizin bunu kabul etmeniz gerekiyor. Elinizin diğer ülkelerin argümanları karşısında güçlü olması gerekiyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Dışişleri Komisyonu’nda biz tarihte ilk kez geçen yıl Dışişleri Komisyonu tarafından bir kınama kararı yayınlandık. Geçtiğimiz yıl, Dışişleri Komisyonu’nda Senegal ile ilgili olan tarım anlaşmasının daha önemli olduğu vurgulandı. Elbette, her ülkeyle ikili ilişkilerimiz iyi olsun; ama bunların öncelik sıralarını da iyi belirlemek gerekmektedir. Diğer yandan, geçen yıl ben 26 Şubat tarihinin Hocalı Soykırımını Anma Günü olarak kabul edilmesine ilişkin bir kanun teklifi verdim, meclise getirilmedi. Bu yıl meclis içtüzüğünün ilgili maddesine göre direk gündeme alınmasına ilişkin bir önerge verdim; ama AKP’li milletvekillerinin oylarıyla kabul edilmedi. Bunun yanında, Milliyetçi Hareket Partisi yurtdışı örgütleri kanalıyla da bu konularda gerekli çalışmaları yapıyorlar. Ayrıca Genel Başkanımız Dr. Devlet BAHÇELİ, Fransa’ya gittiğinde bu asılsız iddialara yerinde karşılık verdi ve bunun gerçek dışı olduğunu Fransa’da dile getirdi.

2015 yılını asılsız Ermeni iddialarının 100. yılı olarak adlandırmak yerine Çanakkale’deki kahramanlığın 100. yılı olarak kutlamak gerekiyor. Devletimizin çok geçmeden bu konu üzerinde hazırlık yapması ve yapılan çalışmalara köstek değil destek olması gerekiyor.

 Özellikle hükümetin PKK ile çözüm süreci adı altında başlattığı görüşmelerden sonra gerek halk tabanında gerekse diğer partilerin açıktan ya da içten, bu görüşmelere karşı olanlarınca tepkisi, MHP ‘ye geçtiğimiz yıllarda CHP’ye yüklenen misyonun belki de daha meşakkatlisini yükledi. Daha önce CHP’nin kendi kemik kitlesi dışında, AKP ‘yi desteklemeyenler, karşıtı olanlar, merkez sağ’dan başlayıp ulusalcılardan Kemalistlere ve merkez solun soluna kadar geniş bir yelpazenin oyunu aldıydı. Bugün ise bu kitlenin oylarından MHP’ye ciddi bir yönelmenin olduğunu düşündürten ifadeler ve söylemler duyuyor, görüyoruz. Siz bu misyonu taşımaya ne kadar hazırsınız?

MHP’ye halkımızın artan bir teveccühü olduğu doğrudur. Milliyetçi Hareket Partisi’nin misyonu yeni belirlenen bir misyon değildir. 1969 yılından beri milliyetçi hareket vatan ve millet için ne iyiyse o doğrultuda politika üretmektedir. Dolayısıyla Milliyetçi Hareket Partisi, herhangi bir kesimden oy alma kaygısıyla değil, hizmet kaygısıyla ve özellikle de bu süreçte milli değerleri yaşatmak ve korumak anlayışıyla hareket etmektedir, dolayısıyla ortak değerlerimizi benimseyen herkese kapısı açıktır.

Bunun yanında Milliyetçi Hareket Partisi’nin iktidara her zaman hazır bir parti olduğunu da belirtmek gerekiyor. Bizim partimizin iktidara geldiği zaman devleti yönetebilecek gerekli donanım ve tecrübeye sahip, ilkeli bir kadrosu vardır.

MHP’nin iktidarın başta PKK ve dış politikalarına karşı olduğunu biliyoruz, siz iktidara geldiğiniz takdirde bugün karşı olduğunuz bu politikalara yaklaşımınız nasıl olacak ve bu konuda somut programlarınız var mı? Varsa neler?

 Biz defalarca terörle müzakerenin değil terörle ve teröristle mücadele olduğunu belirttik. PKK’nın terör örgütü olduğu kadar tabiri caizse bir terör holdingi olduğunu belirtiyoruz. Dolayısıyla, dünyanın çeşitli yerlerinden PKK’ya para akışını engellemek gerekiyor; ama geçenlerde AKP, Dışişleri Komisyonu’nda onaylanmış olan terörün finansmanının önlenmesine ilişkin sözleşmeyi meclis gündeminden geri çekti. Bu şekilde terörle mücadele edemezsiniz, zaten böyle bir niyet de AKP’de yok. Biz, Kandil’e bayrağı dikelim diyoruz; bunu orası bir terör yuvası olduğu için diyoruz. Diğer yandan, bunun kapsamlı bir süreç olduğunu, silahlı mücadelenin bu sürecin sadece bir boyutu olduğunu söylüyoruz. Terör örgütünün ayak takımına değil akıl takımına operasyon yapılması gerektiğini belirtiyoruz. Şehit ve gazilerimize hak ettiği haklar verilesin diyoruz, hep İmralı’yı dinliyorsunuz onları da dinleyin diyoruz. Biz, şehit annesinin gözünün yaşını sileceğiz, mevzuatta yapılması gereken düzenlenmeler ile ilgili çalışmalarımız da var.

Dış politikaya gelince, sizin de belirttiğiniz gibi benim bir stratejist kimliğim de var. Uzun yıllardır zamanımın büyük bir kısmını terör olaylarını incelemeye ve dış politika analizlerine ayırıyorum. AKP’nin dış politikası sıfır sorun diye yola çıktı; ama gelinen noktada gerçekten de elde var; “sıfır”. Ayrıca proje deyince burada şunu da belirtmek lazım; şu anda AKP’nin her yerde “Bizim 2023 projemiz” dediği Lider Ülke Türkiye Projesi 1997 yılında Milliyetçi Hareket Partisi’nin ve Saygıdeğer Genel Başkanımız Dr. Devlet Bahçeli’nin bizzat ortaya koyduğu bir projedir. AKP’liler projeyi kendilerine mal ediyorlar, deyim yerindeyse çaldılar; ama biz doludizgin geliyoruz; bunu da inşallah gerçekleştirmek asıl sahibine yani bizlere nasip olacak.

Siz MHP olarak Türkiye’nin iç ve dış güvenliğinden sonra en büyük sorun/ları olarak neleri görüyorsunuz? Bunlar için partinizin çözüm adına hazırlanmış öneri ve programları var mı? Varsa neler?

Terör sorunu uzun yıllardır bizlere hem maddi hem manevi birçok açıdan zarar verdi. Bunun yanı sıra ülkemizde işsizlik konusu acilen çözülmesi gereken bir diğer problemdir. Türkiye, dünyanın en pahalı benzinini kullanıyor. Ekonomik göstergeler iyiymiş gibi gösteriliyor; ama halkın arasına girdiğinizde gidişattan memnun olan yok. Yani şöyle söylersek, özetlemiş oluruz; “Yandaş zengin, vatandaş fakir”. Vatandaş her türlü olanaktan mahrum bırakılmış ve korunmasız bir hale getirilmiş durumda, böyle bir durumda da işte sadaka kültürü hakim olmuş. Bizim 2011 seçimlerine girerken çok önemli bir projemiz vardı: Hilal Kart projesi. Bizim dinimiz “Sağ elin verdiğini sol el bilmemeli” diyor; ama AKP şovla yardım yapıyor. Herkes karşısında mahcup görünmek vatandaşlarımız için de gurur kırıcı. Biz bu kartla bunların hepsine bir çözüm ürettik. Ailenin temel ihtiyaçlarını temin etmek için verilecek bu harcama kartını yardıma ihtiyacı olan ailelerimiz küçük esnaftan yapacağı alışverişlerde istediği gibi kullanacak. Her yeri AVM’ler kaplamışken küçük esnafa da böylece destek olunacak. Öte yandan, aile kendisi kendi ihtiyacı olanı alacak, örneklerini bol bol görüyoruz son dönemlerde, ailenin yiyecek ekmeği yok; ama kömür veriliyor, imkan olmayan yerlere beyaz eşya dağıtılıyor.

Bu noktada, çeşitli meslek gruplarının özlük haklarını düzenlemek için birçok çalışmalarımız zaten şu anda meclis çatısı altında devam ediyor. Bunun yanında ara eleman ihtiyacının karşılanmasına ilişkin eğitime ağırlık verilecektir. Bunun yanında istihdam yaratacak olan yatırımların teşvikine yönelik planlar da var. Türkiye’de sıcak para var ve mali hayatta spekülasyonlarla adeta paradan para kazanılan bir süreçteyiz. Burada önemli olan üretimden para kazanmaktır. Bizler de bunu savunuyoruz. Ayrıca ciddi de bir denetim mekanizmasına ihtiyaç vardır.

MHP ve ülkücüler olarak toplumda kendinizi tam ifade edebildiğinizi düşünüyor musunuz? Ülkücü kimliğinde toplumda pozitif anlamda en bilinen algı vatan sevgisiyken sizce negatif anlamdaki en büyük algı nedir? Bunun sebepleri ve giderilmesi üzerine parti ve ocaklarda nasıl bir yol izleniyor?

Ülkücü hareketin mensupları, “Vatan” diyor, “Bayrak” diyor, “Millet” diyor, “Kur’an” diyor, “Birlik” diyor, “Beraberlik” diyor. Son dönemde bu kavramları kullanan Türk milliyetçilerine karşı adeta bir ötekileştime, bir marjinalleştirme kampanyası yürütülüyor.

Bazı kendini bilmezler, bu ülkenin siyasi tarihini de bilmiyor ve Milliyetçi Hareket Partisi şehit kanından nemalanıyor, diyor. Bakınız, her yerde belirttim bir kez de sizin vasıtanızla söyleyeyim; bu ülkede kanın durmasını en çok isteyen parti, bir vatandaşımızın burnunun bile kanamamasını isteyen parti MHP’dir. İktidarı süresince bunu başaran da MHP’dir. Bizim iktidarımızda bitme noktasına gelen terör şu anda devleti tehdit eder hale geldi. Tarihte seçimlerde MHP’nin oylarına bakınız bir de şehit olan askerlerimizin sayısına, karşınıza şehitlerimizin arttığı zaman partimizin oy oranının yükseldiği şeklinde bir istatistik çıkmıyor. Biz, sokak sokak, köy köy gezerek ocaklarımızla, teşkilatlarımızla bu sürecin bir pazarlık sürecin olduğunu anlatıyoruz. Mitinglere de başladık. Genel Başkanımızın Bursa Mitingi büyük ses getirdi, İzmir’deki bayrak mitingimiz ise tek kelimeyle muhteşem geçti. Seçimlere ses ver Türkiye sloganıyla girmiştik; İzmir Sayın Genel Başkanımız Dr. Devlet Bahçeli’nin sesine öyle bir ses verdi ki, bu tüm Türkiye’den duyuldu. Deniyor ki, 4 aydır şehit gelmiyor. Peki son günlerin anketine bakın, ne göreceksiniz, MHP’nin yükselen trendini. Demek ki, kandan nemalanan aslında AKP’dir, BDP’dir.

 MHP parti olarak mecliste en az fikir ayrılıklarına rastladığımız parti. Bu her konuda herkesin daima hem fikir homojen bir parti olmasından mı, yoksa lidere partiye ve iç tüzüklere sıkı sıkıya bağlı olmakla mı ilgili?

Milliyetçi Hareket Partisi, milli değerlerimizin tesis ettiği paydada bir araya gelen insanların oluşturduğu büyük bir ailedir. Hepimiz farklı yerlerden geliyor olabiliriz, hepimiz farklı mesleklere mensup kişiler olabiliriz, hepimiz farklı özelliklere sahip olabiliriz; ama hepimizin hedefi aynı. Fikirlerde farklılık olması, bu fikirlere sahip olanların arasında bir ayrılık olacağı anlamına gelmez. Bizim sorunlarımız olursa aile içerisinde son derece demokratik şekillerde çözülür ve daha sonra açılmamak üzere kapanır. Küçüklere sevgi, büyüklere saygı bizler için esastır. Lider, teşkilat, doktrin anlayışı partimizde sağlam temeller üzerinde inşaa edilmiştir.

Özetle, MHP vatan sevgisinin, fikirlere verilen değerin, demokrasiye inancın, partimizin kurumsal ve tarihi özelliklerine bağlılığın, Genel Başkanımız Dr. Devlet BAHÇELİ’nin siyasi tecrübelerine ve ilkelerine saygının birleştiği bir yerdir. Bunları bir arada değerlendirmek ve MHP’nin yapısına bu çerçeveden bakmak lazımdır.

Bugün bir seçim olsa başta partiniz MHP’nin olmak üzere oy dağılımı ve yüzdeleri sizce nasıl olurdu ve bunun ne kadarı 2014 seçimlerine yansırdı?

Aslında asıl sorunun 2014 seçimlerinde MHP’nin alacağı oyun ne kadarı şimdiye yansımış durumda olsa daha iyi olur. Genel Başkanımız Sayın Dr. Devlet BAHÇELİ, en son yaptığı açıklama partimizin oy oranının yüzde 21,7 olduğunu belirtti; ama anketlerden de anlaşıldığı gibi ciddi bir artış söz konusu. Diğer partiler bizi ilgilendirmez; ama milliyetçi hareket tek başına son dönemde yapılan hataların karşısında dimdik duruyor ve milletimiz artık bunu fark ediyor. Partimiz, müthiş bir ivme kazandı. MHP, bu seçimlerde yandaşların, bölücülerin, teröristlerin, bu vatanın birliği beraberliği karşısında duran herkesin hesabını bozacak! Dolayısıyla herkes hesabını ona göre yapsın.

Medyayı en iyi kullanan milletvekillerinden birisiniz, buna sosyal medyada dahil. Sosyal medyanın veri etkisini 10 üzerinden değerlendirecek olsaydınız kaç verirdiniz?

Sosyal medya gerçekten son dönemin gelişen bir iletişim aracı olmasının yanı sıra artık siyasetin önemli bir aracı haline gelmeye başladı. Dikkat ederseniz, son dönemde siyasi propaganda sürecinde sosyal medya yeni bir alan olarak orta çıkıyor. Özellikle, Türkiye’de medyanın yanlılığının ciddi boyutta fark edilir hale gelmesi hesaba katıldığında, sosyal medya halka giden yolda iyi bir kapı açıyor. Artık teknoloji çağında insanların televizyon başında vakit geçirdiğinden daha fazla bilgisayarları basında vakit geçirdiğini görüyoruz. Dolayısıyla insanlara fikirleri ulaştırma şansınız da artıyor. Sosyal medyaya ödediğiniz bir para yok, ücretsiz. Bu da bir diğer artısı. Bunlardan başka, insanlarımız siyaset yapan kişilerle bire bir ilişki kurmak istiyor, sosyal medya vatandaş için bir avantaj. Aynı zamanda siyasetçiler için de yararlı, çünkü gelen tepkilere göre halkın nabzını tutabiliyorsunuz.

Sosyal medyaya 10 üzerinden 10 veremesem de 8 veririm. 2 puanı nereden kırdınız diyeceksiniz: Bazı insanlarımız sosyal medyayı kullanmıyor bazı insanlarımızın ise bilgisayara ulaşma imkanı yok. Bu eksiklikleri gidermek, bu vatandaşlarımıza da ulaşmak gerekmektedir. Buralara giderek, buralarda yaşayan insanlarımızı ziyaret ederek meramınızı anlatmak gerekiyor.

Son olarak milletvekili ve/ya sıradan vatandaş Sinan Oğan’ın sorulmasını isterdim dediği bir soru yada söylemek istediği bir şey var mı? Varsa cevabıyla ne olurdu?

Bu sürecin sonu nasıl olacak diye sormanızı isterdim. Cevabım ise şöyle olurdu: Sürecin sonu hayır değil, bu sebeple Türk milleti sürece hayır diyecektir. Bunu MHP’nin etrafında toplanarak yapacaktır. Artık büyük bir kesim İyi ki MHP var diyor. Samimiyetimle söylüyorum. İyi ki, MHP var diyenler Türk milliyetçilerini 2015’te iktidar yapacaktır...

http://www.egemengazetesi.com/haber/9006/mhpnin-yukselen-yildizi-roportaj.html

NELER SÖYLENDİ?
@
NAMAZ VAKİTLERİ
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA