DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Giriş Tarihi : 26-04-2022 01:49

SUVAS’DAN SİVAS’A

Gazetede yazı yazmak, hem bilgi isteyen hem cesaret isteyen bir sanattır. Yazarken, Hukuki ve toplumsal dengeleri gözetmekle birlikte, kişilik haklarına saygı göstermekte gerekmektedir. 

                   

Gazetecilik aslında gönüllü toplum çıkarlarının savunuculuğudur. Bu nedenle bir milletvekilinden daha çok Toplumsal konularda etkinliğe ve sorumluluğa sahiptir. 

                    

Yerel türde gazeteciliğe ilk kez, 12 Eylül sonrası siyasi çalışmalar yasaklanmış olduğundan uğraşımızı düşünsel anlamda yürütmek amacı ile bir gurup arkadaşla birlikte Nihat Doğan’ın sahibi olduğu ANADOLU Gazetesinde 8 Kasım 1982 tarihinde başladık. Daha sonrasında da YENİ ÜLKE gazetesinin kurucuları arasında yer alarak uzunca bir süre imtiyaz sahipliğini yaptım.  

 

Her ne kadar 16 Martlarda bu gazetenin kuruluş yıldönümünde dahi anılır olmasak da,(gerçi artık o gazete de yok ama geçmişteki yaptıklarına bakarak yaptığım bu değerlendir) hem yerel hem de genel iktidarın yanlışlarını dile getirme noktasında güçlü bir kalem olduğum gerçeğini yok edemezler. Ara ara TV programcılığı da yaptıktan sonra Sivas dışından olsa da şimdilerde Sivas Egemen internet gazetesinde değişik konularda yazarak bu uğraşımı sürdürmekteyim  

                                       

Sivas tarihte yeri itibari ile çok önemli işlevler üstlenmiş bir kentimiz. SUAS’(suouz)ların kurduğu bu yerleşim yeri SUVAZ isminden SİVAS ismine dönüşen bir yolculukla Anadolu tarihinde her zaman var olmuş bir beldedir. Türk tarihinde de Danişment, Selçuklu, Eratna, Kadı Burhanettin devletlerinin başşehirliği, Osmanlı eyaletlerinden Eyaleti-i Rum’un merkezliğini yapmıştır. En son olarak ta Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş günlerinde bir ölçüde1107 gün fiili başkentliğini yaparak tarihine yaraşır yerini almıştır. 

                  

Bugüne baktığımızda, Sivas konumuna ve önemine yakışan yerde değildir.1950 den sonra siyasi iktidarlar nezdinde önemini kaybeden Sivas, sonrası yıllarda ara ara yatırımlar almışsa da küçülen bir şehir olmaktan bir türlü kurtaramamıştır.1950’li yıllarda nüfus itibari ile onuncu olan bu şehir bugün bakıyoruz yirmi dördüncü sıralara kadar inmiş durumdadır. 

                  

Sivas konumu ve tarihi itibarı ile hep devlet desteğini almış bir yerleşim alanıdır. Devlet desteğini yitirdiğinde de bahtı ters düz olan bir yerdir. Özel girişimcilik ruhunun azlığı, sermaye yetersizliği, ortak çalışma becerisi ve kültürünün gelişmemiş oluşu gibi olumsuzluklarına seçilmişlerinin bir kaçı dışında diğerlerinin Sivaslıyı ve Sivas’ı temsil yönünde eksik kalması nedeniylede belini doğrultamamıştır. 

                  

Sivas’ın küçülmesinde toplumsal yönden olumsuzluklar 1960 yılından itibaren başlamıştır.3.Demir çelik fabrikasını yıllardır özlemle bekleyen Sivaslılar bu fabrikanın İskenderun’a yapılmasının açıklanması üzerine içinde biriken öfke selini Sivas-Kayseri maçı sonrasında yaşanan ölümler sonrasında göstermiştir. 

                 

Kente yaşanılan 17 Eylül 1967 de, Kayseri kökenlilere karşı yapılan kitlesel öfkenin yarattığı etki nedeniyle Sivas’tan insan, sermaye ve bilgi göçü başlamıştır 

               

Ardından. 3–5 Eylül 1978 de Alevi ve Mutezilelere karşı yapılan mala ve cana yönelik şiddet hareketleri ile Sivas merkezden ve köylerinden göçler hızlanmıştır. Tüccar ve tarım kesimi göçü ile ekonomik kaynakları zayıflamıştır.  

                 

Son olarak da 2 Temmuz 1993 tarihinde yaşanan insanlık suçu denilebilecek düzeyde hoşgörüsüzlüğün sonucundan yaşanan o kara gün, Sivas’ın imajını olumsuz etkilemiştir. Sivas bu olayın müteahhidi olmasa da bilinçsizce taşeronluğunu yapmıştır. 2 Temmuz kara günü, Sivas’ta ki mevcut sermaye ve yetişmiş insan göçünün yeniden artmasında önemli bir unsur olmuştur. Sivas’ı Dünya kenti olmaktan uzaklaştırmıştır. Sivas’a başka yerden akabilecek sermaye ve yetişmiş gücün çekingen kalmasına neden olunmuştur.  

                 

Sivas’ın imajının düzeltilmesi için, evrensel kültür değerlerini yüklenmiş, hoşgörülü, dayanışmacı bir toplumsal yapının oluşturulması yönünde çalışmalar gösterilmediği sürece, küçük olsun benim olsun zihniyetini terk etmedikçe Sivas hep küçük yerel tabirle güdük şehir olmaya namzet olarak kalacaktır. 

                

Sivas’ın başta siyasi ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri, yöneticileri, üniversitesi, basın kuruluşları bir araya gelip “nerede yanlış yapıyoruz-yanlışlarımızı nasıl aşmalıyız” yönünde bir özeleştiri yapmadıkça doğru yolu bulmamız bize hep uzak kalacaktır. 

                

En büyük erdem kendi yanlışını görebilmek ve bundan dönebilme gücünü gösterebilmektir. Bu kişiler için olduğu kadar kitleler için de önemli bir meziyettir. Diliyorum ki bir gün Sivas geçmişteki konumuna uygun yere gelmesi için gayret gösteren insanların yaşadığı bir kente dönüşür. 

               

 

 

 

 

 

 

 

 

NELER SÖYLENDİ?
@
NAMAZ VAKİTLERİ
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA