İmralı çözüm sürecinin tutanaklarının sızdırılması konusunda bir suçlamadır gidiyor. Sanki kötü olan yapılan değil de yapılanı ifşa etmek suç oluyor.
İmralı tutanaklarını burada yeniden anlatmak ve değerlendirmek istemiyorum.Açık ve net bir durum var ki Türkiye hükümeti bu tutanaklar sonucunda tutsak durumuna düşmüştür.Allah memleketimizi bu tutsakların tutsaklığından kurtarır umarım.Halkın gözü biraz olsun açılır.
Ahmet Türk denilen bir adam çıkıp tutanakların sızdırılmasını ahlaksızlık olarak değerlendirebiliyor. Oysaki Türk ismini soyadında taşıya taşıya ve Türkiye milletvekili sıfatı ile Türkiye’nin bölünmesine ilişkin planların ve çalışmaların içerisinde yer alıyor bu ahlaksızlık değil ona göre.
Başbakan, tutanakların sızdırılmasını büyük bir pişkinlikle eleştirebiliyor. Orada kendisine hakaret ölçüsüne varan değerlendirmeleri görmezlikten gelebiliyor. Bunu çözüme sabotaj olarak görebiliyor.
Başkalarını da suçluyor. Çözüme destek vermedikleri için. Çözüm mü çözülmemi olduğu henüz anlaşılmayan bu görüşmelerde “analar ağlamasın “gibi safçasına bir slogana yatarak memleketin ülkenin altı oyuluyor. Bunu yaparken de destek istiyor.
Başka partileri Sivas’tan ötesine gitmemekle suçlayarak Başbakan dolaylı bir biçimde bir sınır çiziyor. Bu sınırı çizerken de Sivas’tan hiçbir tepki sesi gelmiyor. Anadolu’nun ortasında en emin bildiğimiz yer olan Sivas, bu plan uygulamaya konulursa, Edirne gibi, Kilis gibi Ağrı gibi sınır vilayeti olacak.
Ülkenin kurtuluş kararlarının alındığı Sivas halkı, bu söylem karşısında tavır almıyorsa, sessiz kalıyorsa, siyasilerini uyarmıyorsa açıkça uyuyor demektir. Uyandığında ise bir yanı kopmuş bölünük bir kent durumuna düşmüş olacaktır.
Anlaşılan o ki, bu plan nedeniyle Sivas’ı geliştirecek ve büyütecek çok şey Sivas’a yapılmıyor. Sivas, son on yılda 125 bin insanını kaybetti. Her yıl bir ilçesinin nüfusu kadar bir yitiğe karşılık geliyor bu sayı. Göçen insan sadece sayısını götürmüyor. O kentte edindiği ekonomik değeri de alıp götürüyor. Getireceği ekonomik değerden de mahrum bırakıyor. Sivas ekonomisi bu nedenle akanı az çıkanı çok bir havuz misali hiç dolmuyor.
Bütün-büyük şehir yasası ile artık Türkiye fiilen eyalet sistemine benzer bir yapıya girmiş bulunmaktadır. Sivas, 750 bin nüfusun altında kaldığından ihtimal odur ki ilerleyen süreçte ya tokat ya Erzincan, ya Yozgat ile birleştirilip bir eyalet il şekline gelecektir. Kayseri’ye de bağlanma ihtimali de bulunmaktadır. Her biri devlete açılan bir el olan, il ekonomisine getirileri olan ve kırsal alan hizmet kapısı olan belde belediyeleri kapatıldı. Sivas’ta sanırım ilçe belediyelerinden başka( o da ilçe oldukları için zorunluluk gereği)Gemerek ve Şarkışla beldeleri dışında belde belediyesi kalmadı.
Sivas, Ülkesi ve kendisi ile ilgili olumsuzluklara karşı bu kadar silik, bu kadar pasif bir dönemi hiçbir zaman yaşamamıştı. Allah sonumuzu hayırlara getire…