DİKKATLERİ BAŞKA YÖNE ÇEVİRMEK

Anadilde savunma ile ilgili yasanın meclise geitrildiği şu günlerde örtüleme ve dikkatleri başka yöne çekme planı kapsamında ,okullarda kıyafet serbestisi, muhteşem yüzyıl tepkisi ve bazı BDP’liler hakkında dokunulmazlıkların kaldırılması konusunun gündeme getirilmesi,özellikle milliyetçi kesimin tepkileri nitörpülenmek amaçlıdır.

Bu yapay örtülemeler nereye kadar gidecek?okulların açılmasına bir yıl kalası bu tartışmayı açmak ne derece içtenlik taşımaktadır sorgulamak gereklidir.Aslında serbest kiyafet uygulaması bir yanda özgürlük gibi görülebilir. Ancak ülkemizde onca özgürlük ihlalilin yaşandığı bir ortamda elbiseye özgürlük ne kadar inanadırıcı bunu üzerinde dolaşmayı halk dili ile alaylıyan Herşey tamam eksik olan fıstıki yeşil sözleri,tam bu uygulama ile ilgili söylenmiş şekilde örtüşmektedir.Dedik ya bu aslında tamamen bir başka şeyi örtüleme mantığının yansımasıdır.

Muhteşem Yüzyıl dizisinden aslında rahatsız olan yok.Özellikle tesettürlü firmaları için model oluşturan bu giysilerin üretimi tavan yapmış durumda.Kadınlar artık düğün kıyafetleri olarak bu dizden modeller seçmektedir.Başbakanın dahil olduğu bazı gurubun dekolte dediği giysileri kadınlarımız aldıklarında kocaları için giiynmektedirler.Kadının kocası için süslenmesi ona çekici görünmesi zaten dini görevlilerin sohbetlerinde önerdikleri bir durumdur.

Aslında korkulan endişe duyulan haremdeki kadınlar ve entrikaları değil.Korkulan oğullarının ölümüne karar aldıran Kanuni’nin imajıdır.Bu dizi ile Kanuni’nin bir başka boyutu ortaya çıkacaktır.İktidarı için oğullarını öldürmeyi dahi göze alabilmesi.Asıl imaj bozucu olan dizideki bu görüntüler olacaktır.Zaten dizi de bu kısımlara gelindiğinde homurdanmaların dozu artmaya başlamıştır.Başbakanda bu homurdanaları bir ölçüde sakinleştirmek için böyle bir çıkışı anadilde savunma konusunun üzerini örtmede de işe yarayacağını düşünerek dillendirmiştir.

Bir yanda BDP açısından parti kapatılmasını gerektiren tüm koşullar oluşmuşken o görevi bırakıp birkaç milletvekilinin doknulmazlığını kaldırmak girişimi inandırıcı değildir.Tavşana kaç tazıya tut mantığı ile ortaya koyulmuş bir oyunun sahnelenmesinden başka bir şey değildir.

Geçen hafta Cuma namazını ,başbakan tarafından açılış yapılan Ataşehir’deki Mimar Sinan camisinde kıldım.Görüntüsü esintisi eski olsa da otopark,çarşı,sergi salonları ile yeni yaşamın gereksinimleride içersine alarak bir sentez oluşturmuş.Caminin sergi salonunda Çamlıca’ya yapılacak çami proje yarışmasında derece alan cami projelerinin tanıtım sergisi de vardı.Bir eser seçilmişti. Sultanahmet camisinden çokca esinlenmiş olduğu anlaşılan cami projesinden daha modern cizgiler taşıyan örnekler üzerinde sergiyi gezenler arasındaki tartışmalara kulak verdim.Onları burada değerlendirmek istemiyorum.Ancak bu caminin yapım gideri ve işlevi ile ilgili tartışmalarda öne çıkan birkaç noktayı paylaşmak istedim.Öncelikle 100.000.000 Tl ye var olacağı söylenen bu caminin parasının nasıl karşılanacağıdır.Bu parayı başbakan vermeyecek.Bütçeden de sağlanmayacak.O zaman geriye

bağışlar kalıyor.Bağışların toplanma şekline gelince işte bu düşündürücü.Çünkü bağışlar genelde istanbul belediyeleri aracılığı ile istanbulda iş yapan müteahhitlerden alınacak.Müteahhit almadan kazanmadan vermeyeceğine göre bu şekilde toplanan paralar ile cami yapılması ne kadar doğru bir yaklaşımdır tartışılması ve düşünülmesi gereken bir durumdur.Bu yolla belediyeler birçok usulsuz işlemi verilen bağışlar nedeniyle görmezden gelecektir.Yine birçok açıdan bağışcı, istemese de böyle

bir bağışı yapacak ki devlet baskısını üzerinde görmemek rahatlığına ulaşacaktır.hayırlara hayırla ulaşılması gerekir ilkesinin burada zarar göreceği kesindir.Başkasından koyun çalıp kurban kesmek ne kadar kabul edilebilir ki?Burada da benzer bir durum söz konusudur.