UCUBE OLAN SADECE HEYKEL Mİ?

                        Başbakan Kars’ı ziyaretinde gördüğü bir anıt için UCUBE ifadesini kullandı. Bu bir başbakan için hiç de söylenmeyecek bir söz olmakla kalmayıp daha önce söyledikleri ile de çelişen bir durum ortaya çıkardı. Aslında bir şeyi peşinen söylemek gerekir ki burada ucube olan o anıt değil başbakanın bu anıtla ilgili söyledikleridir.

                        Bu heykelin orada olmasında emeği olan Kültür bakanının artık bir yol ayrımında olduğunu bilmesi gerektiği kanısındayım. Başbakanda bunu bile bile o heykele ucube demişse ve de heykele ucube demedi diye direnip de Başbakan hayır heykele dedim diyorsa bu Günay’a açık kapıyı gösterme restidir. Bu reste rağmen Günay’ın pişkinlikle orada durması ucubeliğin daniskasıdır.

                        Aslında başbakan Yorgi dostunu, Erzurum’a kadar getirdi. Ama hiç beklemediği bir şey oldu. Yorgi kardeşde; “İşgalci Türk ordusu Kıbrıs’tan çekilmelidir” sözü patlatarak adeta Yunan stilinde bir “one munite” yapmıştır. Doğaldır ki Başbakanımızda hırsını gelip Kars’taki bu heykelden çıkarmıştır. Başbakan’ın bu tür gündemi değiştirme becerileri olduğu geçmiş örnekleri ile ortadadır.

                       Aslında Türkiye’nin kendi bir iç çalışmasına başka bir ülkenin Başbakanını getirip ondan zılgıt yemesinden daha güzel ucube örneği olabilir mi? Bu örnekten cesaret alacak Ermeni bir meslektaşı da Türkiye’de katılacağı bir çalışmada “Türkler soykırımcıdır” ifadesini kullanırsa hiç bozulmamak gerekir. Çünkü Dış işleri bakanımıza göre bu tür şeyler yıllardır söylenen sözler.

                       Aslında dostum Yorgi, keşke Kars’a da gelse idi eline güzel bir malzeme geçerdi. Sadece kendi kamuoyu için değil AB kamuoyu içinde kullanabileceği bir güzelliği yaşayarak görürdü. Sonrasında da rahatlıkla diyebilirdi ki “sadece Kıbrıs ile ilgili değil sizin özgür sanata da karşı olduğunuzu görmemizden ve yaşamamızdan da anlıyorum ki Türkiye AB’li olamaz.”

                       Başbakan ne yazık ki bir yanda medeniyetlerin kardeşliği projesinde aktif rol alıp adeta değirmen taşı gibi dönerken, kendi insanları ile kendi içerisindeki siyasal ve sosyal guruplarla uzlaşma reflekslerinden uzak bir görüntü sergilemektedir. Kendisini her eleştireni mahkemeye vermeyi ve basın özgürlüğünün adeta işlemez hale gelmesini alışkanlık haline getirmiş bulunmaktadır. Bu durum da özgürlük anlayışa ters gelen ucube bir duruş değil mi?

                       Aslında ülkemizde o kadar çok ucube örnekler var ki, bunları görmeyip bu heykeli görmek gündemi saptırma örneklerine yeni bir örnek olarak karşımızdadır.

                      Bu kadar kalkınma gelişme zenginleşme ve krizi teğet geçme iddialarına karşı ülkemizde yoksul sayısının bir milyona yakın artmasından daha güzel ucube örneği olabilir mi?

                     Yine yargının sorunlarını yıllardır çözmek yerine yargıyı ele geçirmek için onca manevralar düzenlemekten daha ucube devlet yönetim anlayışı olabilir mi?

                      Sekiz yıldır iktidarda olup da, kozmik odalar kadar girilip de hala derin devlet masallarına sığınmaktan güzel ucube örnek olabilir mi?

                      Adı bir türlü konulmayan açılımları açıp da” kap bizden içi sizden mantığı” ile üstünlüğün PKK ya bırakıldığı, iki yıldır bir türlü doldurulmayan sorun çözme mantığı olabilir mi?

                    Türkiye de bugün Terörle ilgili konularda iki başlı bir görüntü fiili olarak işlemeye başlanmış bulunmaktadır. Türkiye bu konuda ikili bir merkezden yönlendirilir ve yönetilir hale gelmiştir. Çankaya’nın karşısında İmralı, Ankara’nın karşısında Diyarbakır merkezli çözüm önerileri arasında iki yıldır bir çözüme ulaşılmamış oluşundan daha ucube bir yönetim örneği olabilir mi?