Gündem
Giriş Tarihi : 28-10-2014 22:00

TOKAT GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ MUSTAFA ŞAHİN’E AÇIK MEKTUP

Gazetemiz yazarlarından Yrd. Doç. Dr. Osman Yıldız'ın Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Rektörü Mustafa Şahin'e Açık Mektubu

TOKAT GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ MUSTAFA ŞAHİN’E AÇIK MEKTUP

Gazetemiz yazarlarından Yrd. Doç. Dr. Osman Yıldız'ın Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Rektörü Mustafa Şahin'e Açık Mektubu

İŞTE O MEKTUP

Tokat dünyanın en nadide şehirlerinden biridir. Havası ve iklimi Tanrının bir lütfu gibidir. İnsanları mülayim, sevecen ve yiğittir. Kavgayı, gürültüyü sevmeyen bu insanları tanımak benim için hayatımın en kazançlı yılları oldu. Haksızlıklar karşısında “aman bir tatsızlık çıkmasın” diye hep sabrı kendine telkin eden bu insanlara kimi zaman isyan etsem de onların taşı eriten sabrına hep hayran olmuşumdur. Çilekeş Anadolu insanlarına has bu tevekkül, çoğu insanlarca yanlış anlaşılmıştır. Olgun başaklar gibi eğik duran bu başlar, tevazu sahibi, çilesine razı ve hatta çilesinden hoşnut kalender bir derviş misali kader diye geçiştirdiği sıkıntılarını birçok insan yanlış anlamıştır. Özellikle kendisine yönetici olarak seçtikleri veya yönetici olarak atananlar, ondaki bu yumuşak hali görünce aslan kesilmişlerdir.

Sayın Rektör; işte onlardan biri de sizsiniz ve siz de yanıldınız.

Bu şehri çok sevmiştim. Pazarında yeşillik satan köylü kadınını, sütünü satan yaşlı teyzesini, meyvesini satan ihtiyar amcasını; kasabını, nalburunu, zanaatkarını, şiir yazmaya çalışan şairini, sigara isteyen delisini velhasılı çocuğu şirin, kadını asil, ihtiyarı mağrur, delikanlısı mert olan bu şehrin insanlarını çok sevmiştim. Benim asi ruhum, bu taşı eriten sabır sahibi insanlar karşısında hep mahçup hep ezikti. Çünkü onlar, ne olursa olsun herkese kucak açan; herkese tebessüm eden yoksul ama mert insanlardı. Onları gerçekten sevmiştim. Hatta o kadar sevmiştim ki, hayatımın kalan kısmını bu şehirde geçirmek için kendime sıcak bir yuva kurmak maksadıyla bir evlek yer bile almıştım. Ama sen, Tokat’ta gönül vermiş bir çok insanı küstürdüğün gibi beni de bu şehirden soğutmuştun.

Bütün bunları nasıl beceriyorsun; bilmem farkında mısın; ama siz busunuz.

İnsanların hayatlarıyla oynamak ve onları yeni hayatlara yolcu etmek vicdanında bir nebze olsun sarsıntı yaratır mı? Bunu bilemiyorum, fakat siz ve sizin gibi yöneticilere bir ders vermek için bana yaptığınız kötülükleri yüzünüze haykırmak istiyorum.

Her şeyden önce onurumuzla, itibarımızla oynamaya kalktın. Toplum içinde bizi itibarsızlaştırmak için bir teneke birayı memleket meselesi haline getirdiniz. Size yazdığımız dilekçeleri görmemezlikten geldiniz ve cevap dahi yazmadınız. Üzerine gittiğiniz bu insanın sizinle olan tek sorunu size oy vermemiş olmasıydı. Siz eğer iyi bir yönetici olsaydınız, herkese eşit yaklaşır ve meseleyi birde benden dinlemek isterdiniz. Ama öyle yapmadınız. Hakkımda şikayetçi olanların, benimle ilgili iddia ettiği tarihte sempozyuma katılmak için bir başka şehirde olduğunu size söyleseydim ne yapardınız bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey varsa hakkımda şikayetçi olan şahsı bile gizleyerek savunma hakkımı gasp ettiniz. Çünkü o şahısların o gün sempozyumda olduğunu siz de biliyordunuz. Bunu gizlemenizin başka bir nedeni belki unutmuşsunuzdur diyeceğim ama buna ihtimal veremiyorum. İpini çekmek istediğiniz bir şahsı dinlemek lütfünden mahrum oluşunuz sizin iyi bir yönetici olmadığınızın kanıtıdır. Belki talih yüzünüze bir daha güler de bir dönem daha rektör olursanız, size naçizane tavsiyem, zarar vereceğiniz şahsı tanımadan rastgele kurşun sıkmayınız.

Onurlu insanların tahammül edemediği tek şey itibarlarıdır. Sırf sizinle mücadele edebilmek için emeklilik yolunu seçtim. Çok sevdiğim Tokat’ta neyim varsa sattım. Hayatta en çok sevdiğim öğrencilerimi ve kürsümü terk ettim. Çünkü sizinle olan mücadelem onur mücadelesiydi. Kendime kurduğum yeni hayatımda bir kenara çekilip sabır dileyebilir, her şeyi Allah’a havale edebilirdim.

Fakat bu benim yapıma tersti. Bir tek akşamları yastığında eğilen başımı, huzur içinde uykusuna teslim edebilmek için siz ve sizin gibiler karşısında başımı dik tutmak zorunda olduğumu şu hayat bana öğretti. Umarım siz de bir şey öğrenmişsinizdir.

 

 

AdminAdmin