Cumhuriyet Üniversitesi Haberleri
Giriş Tarihi : 14-08-2014 22:19

BUYRUK: “GIYABIMIZDA DEDİKODU YAPANLARIN OSMANLI TORUNLARI OLDUĞUNA İNANMIYORUM”

Cumhuriyet Üniversitesi (CÜ) Vakfının yıllık değerlendirme toplantısı yapıldı.

BUYRUK: “GIYABIMIZDA DEDİKODU YAPANLARIN OSMANLI TORUNLARI OLDUĞUNA İNANMIYORUM”


Özel Video Haber Açıklamanın Tamamı

Cumhuriyet Üniversitesi Vakfı Genel Sekreteri Prof. Dr. Ertan Buyruk, “Sivas’ı benden daha fazla seven kimse olamaz, doğru basın kişileri özel hissetmelerine sebebiyet veriyor” dedi.

Buyruk, “Türkiye Cumhuriyeti ayakta kaldığı sürece Vakıf ayaktadır. Vakıf batmaz. Gelir, gider dengesi yerindedir. İyi bir standart yakaladık.

Buyruk ayrıca, “Biz Osmanlı torunlarıyız, siyaset yapmayı sevmiyorum, ama bizim gıyabımızda dedikodu yapanların Osmanlı torunları olduğuna inanmıyorum Osmanlı arkadan vurmaz, mertlik varsa gelsinler, eğer bir şey varsa gelsinler, internet çıktı mertlik bozuldu, internet korkak insanlara cesaret verdi. Biz saydamız, bizler şimdiye kadar kimsenin arkasından vurmadık, Vakfın amacı vergi rekortmeni olmak değil, bizim amacımız hizmet etmektedir.” dedi.

Vakıf Genel Sekreteri Prof. Dr. Ertan Buyruk, basın ile üniversitede bir kafeteryada düzenlenen kahvaltılı toplantıdaki konuşmasında, vakfın çok büyük sermayelerle yönetilmediğini söyledi. Buyruk, kuruluş amacı öğrencilere daha iyi hizmet sunmak ve daha fazla burs sağlamak, üniversiteyi rahatlatmak olan vakfın kararlarının kurul tarafından alındığını belirterek “Yaz döneminde sizlerle burada güzel ortamı paylaşmaktan mutluluk duyuyorum. Doğru basın kişileri özel hissetmelerine sebebiyet veriyor. Yani ben kendimi sizlerle birlikte olduğumda özel hissediyorum. Ben içinizden birisiyim. Sivaslıyım. Buranın çocuğuyum. İşin mutfağında yetişmiş bir kardeşinizim. Önümüzde ki hafta rektör hocamız 2 yıllık durum değerlendirmesi yapacak. Sizlerle bir takım bilgileri paylaşmayı doğru buldum. Vakfımız çok büyük sermayelerle yönetilmiyor. 2 tane şirketimiz var. Bilim Aktif ve Aktif Eğitim isimlerinde iki şirket kurduk. Cumhuriyet Üniversitesi vakfının amacı öğrencilere daha iyi hizmet edebilmek ve burs sağlayabilmek için kurulmuş ve Cumhuriyet Üniversitesi rektörlüğünü rahatlatmak için kurulmuştur. Ayrıca bir de okulumuz var bizim. Lisemiz, Orta ve İlkokulumuz var. 2000 yılından beri hizmet etmeye devam ediyor. Okul müdürlerimiz burada. Bizler şirketlerimizde ki kararları alırken ne şahsım ne de rektörümüz bireysel hiçbir karara imza atamayız. İlgili kurullarımız var. Yönetim ve Mütevelli heyeti kurullarımız üzerinden alırız. Kantin ve kafeye eleman alımında yetkimiz var ama diğer türlü otel olur yurt yapımı olur yada arsa tahsisi konusunda kesinlikle bireysel karar alma yetkimiz yok. Hukuk danışmanının onayından geçtikten sonra bunlar onaylanır” dedi.

Vakıflar Bölge Müdürlüğü ve özel bir mali müşavirlik firması tarafından sürekli denetimlere tabi tutulduklarını söyleyen Prof. Dr. Buyruk, bugüne kadar gayrı resmi olaylara rastlanmadığını söyledi. Vakfın kazandığı paraları yeniden öğrencilere burs için verdiğini söyleyen Buyruk, “Yurtlar yapılıyor, marketimizi işletiyoruz ve hizmet alımı ile MADO’yu üniversiteye kazandıracağız. Bunların hepsi hukuk danışmanının onayından geçtikten sonra hayata geçirilen uygulamalardır. Denetlemeden geçiyoruz. Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından 3 yıl dahilinde denetleme gördük. Bunun yanı sıra özel bir mali müşavir firması tarafından denetlendik.    Hala denetlemeler yapılıyor. Gayrı resmi en ufak bir olaya rastlanmadı. Bizden önce ki yönetimler de denetleniyordu. En ufak nokta olmuyor. Herkes hata yapabilir. Bizim yönetim anlayışımızda zaman zaman belli yerlerde neden vergi rekortmeni olunmadığına yönelik şeyler söyleniyor. Vakıfların amacı vergi rekortmeni olabilmek değildir. Bizim amacımız burada hizmettir. Biz kazandığımız parayı öğrenciye ve çalışanlarımıza veriyoruz. Yaz döneminde çıkışlar verdik. Kantin ve kafelerde kazandığımız paralar durduğu için kazandığımız parayı veriyoruz. Şuan da bulunduğumuz yer mezbelelikti ama bugün tavanı, tabanı duvarları yapıldı. Güzel bir mekan haline getirildi. Tamirat yapılırken burada bulundum. Öğrenci ve personel yararlanıyor. Para harcamak için vardır. Devletimize vergimizi veriyoruz. Hizmet için buradayız. Vakıf personelimiz tüm ekibiyle beraber gecenin bir yarısı da olsa işleri hallediyorlar.Çalışmayım gibi bir derdimiz yok. Profesör yada vakıf genel sekreteri olmam bir şeyi değiştirmiyor ben de onlarla birlikte çalışıyorum. Burada yapılacak bir şey varsa yapmalıyım. Kaprisli birisi değilim. Bizim burada amacımız kazandığımız paraların tamamen yanlış yerlere harcanmaması için çaba göstermek” şeklinde konuştu.

Kantin ve kafeteryada satışı yapılan ürünlerin tamamını Sivas’tan aldıklarını, kazanılan parayı yeniden Sivas ekonomisine yönlendirdiklerini söyleyen Cumhuriyet Üniversitesi Vakfı Genel Sekreteri Prof. Dr. Buyruk, “Aldığımız ürünlerin yüzde yüzünü Sivas’tan temin ediyoruz. Bazı mallar Sivas’ın olmuyor ama onu da Sivas’ın ana distribütöründen alıyoruz. Yozgat, Antalya yada Ankara bayisinden almıyoruz. Hepiniz Sivas’ı çok sevebilirsiniz ama ben şunu iddia ediyorum, Sivas’ı benden daha fazla seven kimse olamaz. Ben Sivas’ımı çok seviyorum. Burada olmaktan da keyif alıyorum. Ben doktoramı yurt dışında yaptım. Liverpool’da kalabilir miydim evet. Cumhuriyet Üniversitesi Vakfı Genel Sekreterliğine benim sarf ettiğim emeği bir tarafa çıkıyorum bunu kendime harcasam çok daha fazla kazanırdım. Mütevelli heyetinde hiç birinin bir kuruş paraya ihtiyacı yok. Burada herkes kendi işini yapıyor. Üniversiteye hizmet için çalışıyor. Bir lira ekstra bir maaş almıyorum. Yaptığım işten çok memnunum çünkü yaptığım işi seviyorum. Dostlarım var sizler varsınız. Ailem için hayatı kolaylaştıran bir yapım var. Vakıf için de aynı şeyi ekip olarak yapıyoruz. Huzursuz olan insanlar olabilir. Burada kimsenin kul hakkı yenmiyor. Bilerek kimsenin kul hakkını yemiyoruz. Bilmeyerek yenildi ise de Allah affetsin. Kul hakkı yendiğini düşünen herkes gelsin kapımızı çalsın. Vakıf değil ben kendi cebimden karşılayacağım. Sizlerin de bugün burada olmanızın nedeni hayatı kolaylaştırmak olacak” dedi.

Son günlerde kendilerini üzen dedikoduların ortaya çıktığını söyleyen Prof. Dr. Buyruk, Vakıfların kar zarar ilişkilerinden ziyade hizmet amacıyla kurulduğunu söyledi. Vakfın gelir ve gider dengesinin yerinde olduğunu söyleyen Buyruk, “Konuyu biraz da son zamanlarda yapılan dedikodulara getirmek istiyorum. Vakıf batıyor, zarar ediyor gibi laflar dolaşıyor. Vakıfın diğer ucu üniversite ve devlettir. Türkiye Cumhuriyeti ayakta olduğu sürece üniversite ve vakıf da ayakta kalacaktır. Vakıf batmaz. Vakfımızın gelir gider dengesi yerindedir. Sivas’ta ki marketler zincirine gidip sorun. Şirketlerin bazı zaman borçları olurken bazı zaman da kasalarında paraları çakılı olur. Ben tüccar çocuğuyum. Çakılı paramızın olduğunu da bilirim, hiç olmadığını da bilirim. Bizim paramız yaz döneminde olmuyor çünkü kantin ve kafelerimiz kapanıyor. Ödemelerimizi öteliyoruz. İnsanların ve çalışanların maaşları ödenmiyor deniyor ama böyle bir şey söz konusu dahi olmamıştır. Bayramlarda kantin ve kafelerimiz çalışmadığı halde, maaş ödemelerimizi bir hafta önceden yapıyoruz. Vakıf battı ise bu durum nedir. Bu söylenenler daha önce de söylenmiştir benden sonra da söylenecektir. Biz iyi bir standart yakaladık bunun üstüne koyamadıktan sonra bu koltuk insana zehir olur. Biz Osmanlı torunuyuz. Bizim gıyabımızda böyle dedikodu yapanların Osmanlı torunu olduklarına inanmıyorum. Osmanlı arkadan vurmaz. İnternet çıktı mertlik bozuldu. Korkak insanlara cesaret verdi internet. Biz kapımız açık. Gelsin desinler ki şurada illegallik var hemen açarız çünkü saydam bir yönetimimiz var. Bizler kimsenin arkasından vurmadık. Arkadan da kimse bizi vurmasın buna kimse de izin vermesin” şeklinde konuştu.

Cumhuriyet Üniversitesi’nin her geçen gün öğrenci sayısında artışlar yakaladığını sözlerine ekleyen Buyruk, “Yakında yeni bir çarşı açılma ihtimali var. Konuşuyor ve teklifler alıyoruz. Üniversite içinde AVM olmayacak yerimiz yok ama mini bir çarşı açarsak kafeler gelecek. Şehir merkezine de açıldı. Özsüt, Mado gibi firmalar geldi kötü mü oldu. Ayakkabı almak için alternatifim arttı. 50 bin nüfusun olduğu bir üniversite öğrencimiz var. 12 bin yeni öğrencimiz de gelecek. O yüzden ekibimiz tüm gücüyle çalışıyor, kantin ve kafelerimiz güzelleşiyor. Personel eğitiliyor. Ben güler yüzlüyüm ekibim de öyle olsun isterim. Ben sadece burada kısır döngüyü çevirmeye çalışıyoruz. Üniversitede bakılan tek şey benim evladım burada barınabilecek mi güvenli bir ortamı olacak mı diye soruyor veliler. Yurt inşaatları bittiğinde benim evladım kampus içerisinde güvenle kalabilir denilecek. Açılan her bir yurt şehirde ki yurdun kalitesini artırmaya teşvik edecek. Yurt imkanları fazla olunca daha fazla tercih ve puanlarımız artacak. Başarı anlamında ilk 50 üniversite içerisine girebilmek için öğrenci ve hocalarımızın yaptığı projeler, yayınlar çok önemli olacak. O yüzden bu başarı çok önemli” dedi.

Yurt yapımının önümüzde ki ay tamamlanacağını ve hizmete başlayacağının altını çizen Prof. Dr. Buyruk, “Bin 400 kişilik yurt önümüzde ki ay hizmete girecek. Yurtpark firması ile yaptığımız anlaşmada bunu sağladık. Bizim Yurtpark firması ile yaptığımız anlaşmada alt firmalara vakıf yönetim kurulu onayıyla verilebilir ibaremizi biz koyduk. İşletme anlamında da vakıf yönetim kurulunun onayı alındıktın sonra alt yüklenicilere verebilirler. Yurt Kur’a buraların verilmesi bizim için çok daha iyi olur. Yurtkur burayı ağzına kadar dolduracak. Cumhuriyet Üniversitesi vakfı her öğrencinin ödediği paradan yüzde 4 pay alacak. Ne kadar fazla öğrenci olursa o kadar fazla pay alacağım ve kasamda ki parayı yine öğrenciler için harcamış olacağız” şeklinde konuştu.

Öğretim üyelerine ekim ve kasım aylarında 300 bin lira yayın teşvik ödülü vereceklerini ifade eden Buyruk, “Öğrencilerimize de yaklaşık 400 liranın üzerinde burs vermeyi planlıyoruz” dedi.

Yerleşkede yapımı devam eden refakatçi otelinin en kısa zamanda tamamlanacağını belirten Buyruk, çağrı merkezininse yakın zamanda yapımına başlanacağını ve bine yakın öğrenciye iş imkanı sağlanmış olacağını kaydetti.

AdminAdmin