Johnson, "Türkiye’nin Afganistan’daki NATO operasyonlarý, Somali açýklarýndaki deniz korsanlarýyla mücadele, Libya harekatý gibi çokuluslu güvenlik görevlerinde yer almasý, uluslararasý geliþmelere daha giriþken bir tavýr aldýðýný gösteriyor. Amerika Türkiye’nin bu giriþimlerine sahip çýkmalý ve yönlendirmeli, dýþlamaktan ya da kontrol altýna almaktansa kaçýnmalýdýr.
Türkiye, NATO’nun Libya harekatý öncesinde Kuzey Amerika - Avrupa ittifakýyla Müslüman dünyasý arasýnda köprü oluþturma becerisi gösterdi. Bence Türkiye bu ayný rolü iki zorlu diplomatik sorunla mücadelede de oynamalý: Biri Suriye krizi, diðeri de Ýran’ýn nükleer programýnýn doðurabileceði kriz.
“Komþularla sýfýr sorun” güden dýþ politikasý, Türkiye’nin yaratýcý diplomatik giriþimlerinde yapýcý bir zemin oluþturuyor. Herkesi her zaman memnun etmek mümkün deðil. Ama Türkiye’nin dürüst arabuluculuðu, hayati diplomatik baþarýlar elde etmemize yardýmcý oluyor," þeklinde konuþtu.
Temsilciler Meclisi üyesi Hank Johnson, Türkiye’nin bölgesinde örnek bir ülke olabilmesi için demokratik kurumlarýný güçlendirmesini de istedi. Demokrat partilli milletvekilinin dikkatini çektiði bir sorun da Türkiye’deki basýn özgürlüðü konusu oldu.
Johnson, "Arap Baharý uzun zamandýr baský altýnda yaþayan toplumlara umut ve demokratik bilinç kazandýrdý. Ancak Amerika’da bazýlarý, Müslüman dünyasýnda halkoylarýyla seçilen yönetimlerin Washington’un çýkarlarýna hizmet etmeyeceðini düþünüyor.
Oysa Türkiye Ýslam ve demokrasiyi, Amerika ve müttefikleriyle yapýcý iliþkilerine zarar vermeden uzlaþtýrmayý baþardý. Bölgede etik bir yönetim ve siyasi bir model olma konusunda potansiyelinin tamamýný kullanmak istiyorsa Türkiye, tehdit altýnda olan demokratik kurumlarýný güçlendirmek zorunda.
Baðýmsýz bir yargý ve özgür bir basýn her demokrasi için geçerli. Ve özgür basýn, yalnýzca hukuki haklarýndan yoksun býrakýlýp hapsedilme ya da yargýlanma tehditlerinden deðil, sindirme, þantaj ve rüþvet gibi dolaylý baskýlardan da arýndýrýlmalý.
Türkiye’de devletin ordu hakimiyetinden sivil hakimiyete geçmesi memnun edici bir geliþme. Ama eðer Türkiye güvenilir bir bölgesel ve küresel lider olarak hizmet vermek istiyorsa sivil yönetimin demokratik ilkeleri kucaklamasý, inanç meselelerinde devletin tarafsýzlýðýný korumasý hayati önem taþýyor," þeklinde konuþtu.