Politika
Giriş Tarihi : 06-11-2011 02:18

KEMAL KILIÇDAROĞLU'NA GENSORU YANITI

Başbakan Erdoğan geçen hafta önce Berlin, ardından Cannes’da Alman Şansölyesi Angela Merkel’le iki kritik görüşme yaptı.

KEMAL KILIÇDAROĞLU'NA GENSORU YANITI

Başbakan Erdoğan geçen hafta önce Berlin, ardından Cannes’da Alman Şansölyesi Angela Merkel’le iki kritik görüşme yaptı.

İsmail Turgut YUVACAN / VATAN

İkisinde de ağırlıklı gündem PKK’ydı. Erdoğan, Alman mevkidaşının önüne bu ülkedeki PKK varlığını belgelerle koydu. Sonuçta Merkel, Almanya’da olduğunu söylediği 10 bin civarında ‘PKK yanlısı’ için ‘yakın takip ve işbirliği’ sözü verdi. Başbakan, Cannes dönüşü uçakta gazete yöneticilerinin sorularını yanıtladı

Önce G-20 izlenimleri...

Cannes’ın ana gündemi Yunanistan’dı. Merkel ve Sarkozy, 27 Ekim’de uzun saatler sonunda Yunanistan’ı kurtarma planı üzerinde anlaşmış, ertesi gün Papandreu ‘referandum’ diyerek, ödenmesi gereken ağır faturayı halkının önüne koyacağını açıklamıştı. Merkel ve Sarkozy zirvenin başlamasına saatler kala Papandreu’yu apar topar Cannes’a çağırdı ve ültimatom verdi: Ya bu faturayı ödersiniz ya da euro’ya veda edersiniz...

Cannes zirvesi işte bu atmosferde başladı. Gerisini Erdoğan şöyle anlattı:

Yunanistan’ın durumu...

“27 Ekim’de alınan kararlara uyulmadı diye Avrupalı liderlerde ciddi sıkıntı vardı. Papandreu’nun dürüst davranmadığını düşünüyorlardı. Papandreu’yu çağırdıkları gece iyice sıkıştırdılar. O da başka çıkış yolu olmadığını gördü ve referandumdan vazgeçti. Yunanistan’da bundan sonraki süreç ne olur, genel kanaat bir milli mutabakat hükümeti kurulması istikametinde. Papandreu istifa etmeyeceğini zaten açıkladı. Böyle bir şeyin olması halinde çok daha sıkıntılı bir süreç başlar. Parlamentoda sayısal olarak, eğer partisi genel başkanına, liderine sahip çıkarsa, bir sıkıntısı yok.”

Başbakan’ın kritik tespiti

Nitekim bu sözlerden birkaç saat sonra Yunan Parlamentosu’ndaki oylama tamamlandı, Papandreu 3 oy farkla da olsa güvenoyu almayı başardı. Yunanistan gibi ‘borcu bini aşan’ bir başka ülke daha vardı; İtalya. Erdoğan, “Son gün gündeme İtalya oturdu” dedi, devam etti: “İtalya ile ilgili bir toplantı yapıldı. Berlusconi ‘İtalya’nın borç portföyü benim dönemime ait değil, 18 yılın birikimi... Bu borcu düşüreceğim ama IMF’le anlaşmam. IMF üç ayda bir hesaplarımızı inceleyebilir’ dedi. Sonuçta Berlusconi borcu düşürmekte kararlı, aralarında bir mutabakat sağladılar...”

Başbakan’ın bir kritik tespiti daha var: “Dünya artık egemen para istemiyor. Mesela euro zone çok tartışıldı. Euro zone’un kurucusu ülkeler haklı olarak sahipleniyorlar, savunuyorlar. İngiltere kendi müstakil parasının rahatlığı içinde. Bu arada herkesin kendi parasıyla karşılıklı olarak ticaret yapabilmesi noktasında, bizim attığımız adım da haklılık kazanıyor. Ruslarla şu an başlattığımız süreç, İran’la başlattığımız süreç... Çin’le görüşmelerimiz sürüyor.”

Bill Gates’in ilginç önerisi

Bu arada ilginç bir ayrıntı; Erdoğan Microsoft’un kurucusu Bill Gates’le Cannes’da kısa bir ikili görüşme yapmış. Emekli olduktan sonra kendisi ve işe adına kurduğu 40 milyar dolarlık bir fonu yöneten Bill Gates’in zirveye katılan liderlere ilginç bir önerisi olmuş. Söz yine Başbakan’da:

“Bir görüşmeden ötürü katılmadığım bir oturumda, Bill Gates, ‘jet yakıtına düşük de olsa belli bir vergi koyalım; yüzde 1 gibi filan, elde edilecek gelirle yoksullara, engellilere bir fon oluşturalım’ demiş. Bana da ikili görüşmemizde ‘Sigaraya karşı verdiğiniz mücadeleyi biliyorum’ dedi. Onu da meğer konuşmasında söylemiş, sigaraya konulacak bir ek verginin de böyle bir fonda toparlanmasını önermiş. Bill Gates’in vakfının ya da ülkelerin bu yönde atacakları adımların isabetli olacağı konusunda bir görüş birliği oluştu.”

İkili görüşmeler nasıl geçti?

Erdoğan, iki gün içinde 10 ülkenin lideriyle görüştü. İkisi, PKK terörüyle mücadele açısından önem taşıyordu. Önce Obama’yla görüşmesini anlattı: “BM’de yaptığımız görüşmelerin devamı mahiyetindeydi. Daha çok teröre yönelik... Predatör, helikopter gibi konuları sanıyorum kısa zamanda halledecekler.”

Ve Merkel...

O görüşmenin de ağırlıklı konusu PKK’ydı. “Zaten Türk-Alman ilişkileri iyi bir noktada. Bu yıl (ticaret hacmi) 29 milyar doları aşarız. Öyle gözüküyor. Biz ısrarlı PKK terörü üzerinde durduk. Kendisine bazı bilgi ve belgeleri tekrar verdik, hatırlattık” dedi Başbakan. Ardından biraz daha ayrıntı verdi. Alman Anayasası’nın PKK bağlantılı yapılanmaları kapatmak için uygun bir yasal zemin oluşturduğunu, öyle ki kapatma için teröre başvurma şartı bile olmadığını, Alman istihbaratının elinde bu ülkedeki PKK örgütlenmesine ilişkin çok ayrıntılı bir rapor olduğunu söyledi. 2010 tarihli Alman Anayasa Koruma raporundan bölümler okudu. “Bunları Merkel’e de okudum. Onlara göre Almanya’da 10 bin küsur PKK yanlısı var. Bunların takipçisiyiz dedi. Yargıda olan sayısı 4 bin civarında... PKK’nın bazı kuruluşlarını sıraladım, bunların bazılarını biliyorlar, bazılarını bilmiyorlar. Gençlik, kadın, aile, gazeteci, hukukçu, üniversiteli, öğretmen için örgütlenmeleri var. Cemaati İslami Kürdistan, Demokrat Aleviler Federasyonu, Kürdistan Yezidiler Birliği.... Hepsini kurmuşlar, açıkta kimseyi bırakmamışlar. Fazlası vardır, azı yoktur. Hepsi onların raporlarında var. Gazeteleri, dergileri... Yasaklanma kriterlerini fazlasıyla yerine getiren bir yapı.”

“Bunları paylaştıktan sonra Merkel’in tepkisi ne oldu?” diye sorduk. “Bunları yakın takibe alma noktasında talimat verdi. Ve ilgili arkadaşlarımızla bu konuda daha sıkı bir işbirliği içerisinde olacaklar” dedi Başbakan...

Terörün üzerine şimdi daha sıkı ve kararlı gidiliyor

Ana uçağı İstanbul için alçalmaya başladığında, sorular ve cevapları hızlandı. İşte onlardan bazıları:

- Barzani ile yarın (bugün) görüşeceksiniz, peşmergeler son talebimizden sonra Kandil’e yakın bölgelerde sorumluluk üstlenmeye başladılar mı?

Sorumluluk hissi geçmiş yıllara göre daha iyi bir noktada şu anda. Yarınki (dünkü) görüşmemizde neler yaptıklarını kendilerinden dinleyeceğiz. Orada müşterek çalışmanın sözünü almak istiyoruz. Bizim için önem arzediyor.

- Kazan Operasyonu’nda istihbarat desteği verdiler mi?

Orada tamamen kendi istihbaratımızı kullandık. İnsani istihbarat da orada iyiydi.

- PKK kaynakları 450-500 arasında kayıptan sözediyor. Size böyle bir bilgi geldi mi?

Kendilerine göre kimyasal silah türünden bir iftirayla kamuoyu oluşturmak istiyorlar. Kesinlikle böyle bir şey sözkonusu değil. Kazan Vadisi’ndeki operasyon, insani istihbaratla, insansız hava araçlarıyla tespit edilen grupların, mağaraların uçaklarla bombalanmasıdır. Bunun neticesinde orada ölenlerin cesetleri alınmış, Malatya Adli Tıp’a getirilmiştir... DNA testine varıncaya kadar çalışma yapılıyor.

- Son yılların en etkili hava operasyonu ve bombalaması yapıldı. Afganistan’daki sığınak delen bombalar mı kullanıldı?

Hayır, bunlar bizde olanlar. ABD bu tür bombaları bize vermiş değil.

-Son harekatın eylem caydırıcılığı oldu. Bugüne kadar sağlanamayan askeri başarı sağlanmış oldu diyebilir miyiz?

Diyebiliriz, çünkü üzerine çok daha sıkı gidiyor. Kararlı gidiyor. Şu anda kırsalda özellikle son harekat, öyle zannediyorum ki son yıllarda hiç yapılmayan harekattır.

-Ne değişti? Operasyona katılan asker sayısı mı?

Anlayış değişti. Daha önce de 150 bin 200 bin kişi filan hep oraya giderdi. Bir iyi taraf da şu an polis, asker iyi bir dayanışma sergiliyor. İstihbarat paylaşımı dahil, arazi, şehir merkezi, kırsal güzel bir dayanışmaları var.

-Asker siyasetten çekildi, tamamen kendi işini yaptığı için başarılı diyebilir miyiz?

Burası da önemli...

Bir de meslek eskiden mesleki taassup vardı. Güvenlikte bakıyorsun birileri polisi tahrik ediyordu, işte biz çalışıyoruz, biz canla başla varız ama asker yok... Asker diyordu ki biz varız, polis yok. Şu anda o meslek taassubu ortadan kalktı. Şimdi taassup ortadan kalkınca dayanışma süreci başladı. Tabii istihbarat paylaşımı da işimizi çok kolaylaştırdı. Geleceğe yönelik de daha iyi neticeler alacağımızın umudunu veriyor.

-KCK tutuklamalarının da etkisi olabilir mi sizce?

Olay sadece İmralı değil, Kandil’den de emir geliyor...

Bedelli benim için önemli, acil bir konu

- Milli Savunma Bakanı’ndan bedelli askerlik bayramdan sonra diye bir açıklama var...

Bir tarih yok da, benim için önemli bir konu, acil bir konu. Bütçe öncesine sıkıştırabilir miyiz bilmiyorum. Genelkurmay Başkanı ile de çalışmalar belli bir olgunluğa geldi. Bir an önce bitirip, beklentiler var, o beklentileri karşılarız, bir rahatlama sağlarız.

-Herkese mi yoksa belli bir yaş üstüne mi bedelli askerlik gelecek?

Belli bir yaşın üstü. Yoksa çok büyük bir haksızlık, adaletsizlik olur.

- Para nerede kullanılacak?

Benim gönlümde bir şey var, açıklamayı ben yapacağım.

Yeni anayasayı 2012’ye kadar rahat bitirebiliriz

- Yeni anayasa ile ilgili neler söyleyeceksiniz? Bu süreç nasıl gidecek?

Biz yeni anayasayı gerçekleştirmek için yola çıktık. Meydanlarda söz verdik. Diğerleri de söz verdi. Biz ön kabulle gelmiyoruz, siz de ön kabulle gelmeyin. Buraya geldiğinizde de anayasa dışı konuları konuşmayın. Diğer konular parlamentoda görüşülebilir. Temennim, hiçbir önyargıya yeni anayasayı kurban etmeden bu çalışma sürdürülür. Ve böylece inşallah 2012 sonuna kadar da netice alırız. 2012’yi olgun bir süre olarak görüyorum. Rahat rahat o zamana kadar bitirilebilir. Seçim yok, gündem rahat, bitirebiliriz.

- 2015 G-20’sini Türkiye düzenleyecek. Ev sahibi siz mi olacaksınız?

Zirveyi illa yıl sonu yapmak zorunda değiliz. Seçim öncesi yapabiliriz.

Bahçeli operasyon için arayıp tebrik etti

- CHP lideri Kılıçdaroğlu terör komisyonu kurulsun, biz üye vermeye hazırız diyor...

Komisyonların bir kıymeti harbiyesi var mı? Komisyona havale derler ya, hiçbir kıymeti harbiyesi yok. Terör denilen olayı, bu tür komisyonlarda gelir sadece konuşursun. Sen genel başkansın, konuşuyorsun zaten. Seni dinliyoruz. Ne söyleyeceğiniz belli. Terörle mücadelede zaten ne yapacağımız da belli. Ne yapmakta olduğumuz belli. Bahçeli aradı, tebrik etti sınırötesi operasyonu yaptığımızdan ötürü. Ama Kılıçdaroğlu, o harekatlar yapılıyor, hala bize saldırıyor. Benimle ilgili gensoru veriyor. O gensorudan ne çıkacak?

Metin BOSNAKMetin BOSNAK