'Ruhum ve Kadınım' konsepti ve 'Çağdaş Cumhuriyeti Benimsemiş Türk Kadını' imajı ile; Toplumsal Bir Kadın Modeli yaratarak; halkı giydirmeyi hedef ve ilke edinmiş Moda Tasarımcısı ve Moda Tasarımcıları Platformu Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Küçük, piyasada satılan malların yüzde 50'den fazlasının taklit olduğuna dikkat çekerek, taklit ürün yapmak üzere harcanan çabanın, marka yaratmak için gösterilmesi halinde sektöre daha yararlı olunacağının altnı çizdi.
Marka adledilecek bir ürünün, ilk bakışta kendini hissettirecek bir özelliğe sahip olması gerektiğni de dile getiren 'Ruhum ve Kadınım' konsepti ve 'Çağdaş Cumhuriyeti Benimsemiş Türk Kadını' imajı ile; Toplumsal Bir Kadın Modeli yaratarak; halkı giydirmeyi hedef ve ilke edinmiş Moda Tasarımcısı ve Moda Tasarımcıları Platformu Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Küçük, 'Etiket takmakla, o ürünü kopyalamakla, çok tanıtım yapmakla marka olunmuyor. Asıl olan o ürüne baktığınzda, kalitesinin ve markasının anlaşılmasıdır. Zira marka ürün duruşundan bellidir. Türkiyede çok iyi etiketler var ama marka olan sayısı yok denilecek kadar az ve bu durum sektör açısından çok üzücü' şeklinde konuştu.
Türk markası olarak bilinen birçok firmanın, essen bünyesinde barındırdığı yabancı mallarla sektörde hizmet verdiğini de hatırlatan 'Ruhum ve Kadınım' konsepti ve 'Çağdaş Cumhuriyeti Benimsemiş Türk Kadını' imajı ile; Toplumsal Bir Kadın Modeli yaratarak; halkı giydirmeyi hedef ve ilke edinmiş Moda Tasarımcısı ve Moda Tasarımcıları Platformu Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Küçük, açıklamalarını şu şekilde sürdürdü:
''Türkiye'de Marka Var mı?' sorusuna verelicek net bir cevap yok. Aslında, 'Gerçek Bir Türk Markası' yok demek en doğrusu. Marka bir duruştur, adı geçtiğinde, 'İşte budur' dedirtendir. Her etiket, asla bir marka değildir...'
