Gündem
Giriş Tarihi : 19-01-2021 22:24

Uğur Dündar’dan Sağlık Bakanlığı’na tarihi çağrı

Gazeteci Gürkan Hacır'ın sunduğu ve KRT TV’de yayınlanan Şimdiki Zaman programında konuşan GazeteciUğur Dündar, Sağlık Bakanlığı’na tarihi bir çağrı yaptı. Dündar, "Özel teşebbüs şu anda bile parayı bastırıp en güvenilir aşılardan Türkiye'ye getirebilir. Aşı ithalatı serbest bırakılsın" dedi.

Uğur Dündar’dan Sağlık Bakanlığı’na tarihi çağrı

Uğur Dündar, İsmail Saymaz, gazeteciler Barış Yarkadaş, Orhan Uğuroğlu, Yönetim Uzmanı Elfin Tataroğlu, CHP PM Üyesi Gaye Usluer ve Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selim Temurci'nin katıldığı ve KRT TV'de yayınlanan Şimdiki Zaman programı bu akşam gerçekleşti.

“TÜRKİYE’DE AŞILAMA KONUSUNDA DENEYİM ZENGİNLİĞİ VAR”

Duayen gazeteci Uğur Dündar, Sağlık Bakanlığı'nın aşı politikasına ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu:

* Mart ayına kadar toplam 50 milyon doz Sinovac aşısı geleceğini, yine 30 milyon doz Pfizer/ Biontech aşısının temini için yetkililerle anlaşıldığını açıklamıştı sayın Sağlık Bakanı.

* Şimdi bir ülkenin böylesine önemli bir mücadele de adeta savaşta Sağlık Bakanlığı gibi son derece önemli konumda bulunan bir siyasetçinin ağzından çıkan her sözcüğün yerine oturması ve hedefini bulması gerekir. Bunun olmaması mücadeleye zarar verir.

* Biz beklerdik ki sayın Sağlık Bakanı’nın söylediği gibi aralık ayında ocak ayında gelebilmiş olsaydı ve yurttaşlarımız aşılanarak toplumsal bağışıklık kazanma yolunda güvenilir adımlar atılabilmiş olsaydı.

* Türkiye’de aşılama konusunda bir altyapı ve deneyim zenginliği var. Gelen sınırı sayıdaki aşıların kısa sürede sağlık çalışanlarımızı nasıl yapıldığını, bu konuda Türkiye’nin dünyanın sayılı ülkelerinden biri konumuna geldiğini görüyoruz.

“BAZI ÜLKELER NÜFUSUNA YETECEK KADAR AŞI STOKLUYOR”

* Şimdi benim burada eleştirdiğimi şey şu. Öyle ülkeler var ki kendi nüfusuna yetecek hatta artacak kadar aşı stokluyorlar. O ülkelerin kralları kraliçeleri devlet yönetenler sıralarının gelmesini bekliyor aşı olmak için.

* Sayın sağlık bakanı getire getire Türkiye gibi koskoca bir ülkeye 3 milyon doz aşı getirebiliyor ve kampanya adı altında önce sayın cumhurbaşkanına öncülük yapması için aşı tatbik ediliyor ondan sonra Adalet ve Kalkınma Partisi MKYK üyelerine yapılıyor. Ondan sonra da diğer siyasi parti genel başkanlarına…

“BURADA ÖNCÜLÜK DEĞİL ÖNCELİK SAĞLANIYOR”

* Ben buradan Kemal Kılıçdaroğlu'nu kutluyorum, çünkü sayın Kılıçdaroğlu olmayan aşının kampanyasına çerez olarak kullanılmayı reddetti. Aslında sayın Sağlık Bakanı'nın aşı kampanyasına katılan siyasi parti liderlerine ayrı ayrı teşekkür etmesi tamamen bu amaca matuf. Burada öncülük değil öncelik sağlanıyor. Ayrımcılık yapılıyor. Kayırmacılık yapılıyor.

“GÖRDÜK Kİ BİR HAFTADA SAĞLIK ÇALIŞANLARIMIZ AŞILANABİLİYORMUŞ”

* Ne dedi sayın Sağlık Bakanı, ’11 Aralık’ta aşılar gelmiş olacak’. Gelmedi. Eğer 11 Aralık’ta o aşılar gelmiş olsaydı 2 haftalık yine Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’ndaki laboratuvarlarda deneme ve acil kullanım onayı almak için birtakım çalışmaların yapılması gerekecekti. Diyelim ki 25 Aralık’a kadar bunlar sürecekti.

* 13 Ocak yerine Türkiye’de 25 Aralık’ta aşılamaya başlanmış olabilseydi ve sağlık çalışanlarınımız, hekimlerimiz gördük ki bir haftalık bir süre içinde aşılanabiliyormuş. Aşılanmış olacaklardı. Şimdi bakalım 25 Aralık’tan 13 Ocak’a kadar kaç hekimimiz ve kaç sağlık çalışanımız hayatını kaybetti, kaç yurttaşımız hayatını kaybetti.

“BU ÇOK ACI DRAMADIR”

* Bu çok acı bir dramadır. Bunun adı dramadır. Dramanın bir başka ayağı da faz 3 çalışmasında Türk insanının yer aldığı Pfizer-Biontech aşısının bir tek dozunun bile şu ana kadar Türkiye’ye getirilememiş olması, dramanın boyutunu gösteren ikinci örnektir.

* Bizim insanlarımız faz 3 çalışmasına katılırken Türkiye, doları 6.86’da tutabilmek için 120 milyar dolar harcadı arkadaşlar. Bugün bir Adalet ve Kalkınma Partili üst düzey yetkili, Türkiye’nin coğrafyamızdaki çeşitli ülkelere 8.5 milyar dolar yardım etmesiyle övünüyor.

* Şimdi siz 25 Aralık’tan 13 Ocak’a kadar kaybettiğimiz hekimlerimizden, sağlık çalışanlarımızdan veya sokaktaki sıradan bir yaşlı yurttaşımızdan onun hayatını kurtarmaktan daha önemli görebilir misiniz ve o paraları harcasanız bugün o kaybettiklerimizi geri getirebilir misiniz?

“AŞIDA AYRIMCILIK YAPILMAKTADIR”

* Bu işin şakaya gelir bir tarafı yok. Bu çok ağır bir sorumluluktur, çok ağır bir vebaldir ve bu gerçek biline biline hâlâ aşıda ayrımcılık ve çeşitli bahanelerle kayırımcılık yapılmaktadır.

* Şimdi çözümü söylüyorum. Benim anladığım kadarıyla yerli aşının beklenmesine yönelik bir toplumsal algı oluşturulacak. Ama şimdi çözüm şurada.

* Eğer iktidar bunu başaramadıysa bu bağlantıları yapamadıysa, bilemiyoruz yapıp yapamadığını, onun için yapamadıysa diyorum, bıraksınlar özel teşebbüse.

“AŞI İTHALATI SERBEST BIRAKILSIN”

* Evet özel teşebbüs şu anda bile parayı bastırıp en güvenilir aşılardan Türkiye’ye getirebilir.

* Aşı ithalatı serbest bırakılsın. Bakın İsrail, Pfizer-Biontech’de yurttaşlarına yaptığı tüm aşıların sonuçlarını olduğu gibi apaçık paylaşma taahhüdünde bulunarak daha bir iki gün önce yeni bir parti aşı bağlantısı yaptı. Demek ki parayı bastırdığınız zaman ya da birtakım operasyonları yaptığınız zaman aşı alınabiliyor halen.

* Diyelim ki aşı ithal edildi, bunun fiyatını kontrol etmek Sağlık Bakanlığı’nın görevi. Türkiye eczacıları, tıpkı grip aşısını uyguladıkları gibi tıpkı eksi 70 derecede korunması gereken aşı bu kapsam dışında tutulabilir. Yani Sinovac gibi 2 ila 8 derece arasında korunması gereken aşılar bunlar. Eczacılar, bu konuda çok deneyimli.

* Türkiye Eczacı Odaları örgütlenebilir ve eczaneler eliyle bu aşılama yapılabilir.

AdminAdmin