Sağlık
Giriş Tarihi : 14-11-2020 15:20

İstanbul ve Ankara için tehlike çanları çalıyor

Ankara'daki durumu değerlendiren Ankara Tabip Odası Başkanı Dr. Ali Karakoç, kamu kurumlarında ve üretim alanlarında enfekte sayısının yoğunluğuna dikkat çekti.

İstanbul ve Ankara için tehlike çanları çalıyor

Evrensel'in haberine göre; kentteki durumu değerlendiren Ankara Tabip Odası Başkanı Ali Karakoç, kamu kurumlarında ve üretim alanlarında enfekte sayısının yoğunluğuna dikkat çekti. Şehir hastanesinde yoğun bakımda hasta kabulünün ancak hayatını kaybeden vatandaşın yerine olabildiği bilgisini veren Karakoç, alınan önlemlerin ise yetersiz, eşit ve bilimsel olmadığını söyledi.

PANDEMİ HASTANELERİ DOLDU

Ankara’daki dört pandemi hastanesinin hem yataklı servislerinin hem de yoğun bakımlarının dolu olduğunu belirten Karakoç, kademesiz normale dönüş politikaları, AVM, cafe ve restoran gibi alanların ani bir kararla açılmasının salgının kontrolden çıkmasında etkili olduğunu söyledi. Karakoç, salgının bu denli yayılmasında bir diğer sebebin de turizm sezonunun açılması olduğuna işaret ederek “Turizmdeki gelir insan sağlığına tercih edildi. Örneğin; ülkemize gelen turistlere sadece ateş ölçümü yapıldı” diye konuştu.

"KURALLARA YETKİLİLER UYMAZSA…"

Çalışma alanlarındaki, AVM gibi kapalı alanlardaki salgının yayılmasının sorumluluğunun insanlara yüklenemeyeceğini belirten Karakoç, kamusal sorumluluğa dikkat çekti. Başta siyasi iktidar olmak üzere yönetimde söz sahibi olanların kurallara uyması gerektiğini ifade eden Karakoç “Mitingler düzenleyip, açılışlar yapıp örneğin; Ayasofya’yı açarsanız, halka ‘Düğün yapmayın’ diyerek kendiniz fiziki mesafesiz düğün yaparsanız, toplumda kabul görmezsiniz. Bunların hepsi salgının bu aşamaya gelinmesinde etken oldu” dedi. Sezon itibariyle grip sezonuna girildiğini ve insanların kapalı alanlara girmeye başladığını belirten Karakoç, “Umarım sağlık sistemi buna karşılık verebilir” diye konuştu.  

ÜRETİM ALANLARINDA ENFEKTE YOĞUN

Salgının çalışma alanlarının nerdeyse hepsinde hızla yayıldığını kaydeden Karakoç şöyle konuştu:

“Ankara’da özellikle kamu alanlarında çok fazla. Aslında evden dönüşümlü olarak çalışılabilir. Üretim alanlarında, iş alanlarında Ostim’de, Sincan Organize Sanayi’de, Kazan ve Gölbaşı’daki sanayi alanında enfekte vatandaş sayısı fazla. Mesai saati değişiklikleri de bilimsellikten uzak ve günü birlik uygulamalar. Bu uygulamayla işyerlerinde yine aynı sayıda insan çalışıyor.”

ÖNLEMLER GENİŞ BİR KİTLEYİ KAPSAMIYOR

Yeni alınan önlemleri bilimsellikten uzak olmakla eleştiren Karakoç, belli saatlerde 65 yaş üzeri vatandaşlara yasak getirmenin çözüm olmadığını söyledi. Bakanlığın açıklamasında hayatını kaybeden vatandaşların yüzde 93’ünün 65 yaş ve üzeri olduğuna işaret edildiğini anlatan Karakoç “Şu anda bu oran yüzde 70’lerde. Aynı zamanda bu yasak çok az bir kitleye hitap ediyor. Vatandaş çalışıyorsa, iş yeri varsa vs. yasak onu kapsamıyor. Yasak sadece evdeki emekliler için. Bu eşit değil. Bunun çözümü zorunlu olmayan mal ve hizmetleri en az 14 tercihen 28 gün durdurup bu alanlarda çalışan bütün yurttaşların sosyoekonomik kayıplarını kamu ya da patron tarafından karşılamasıdır” dedi.

BU ANLAYIŞIYLA PANDEMİNİN ÖNÜNE GEÇİLEMEZ

Aşı bulunana kadar sağlık kuruluşlarının yükünün azaltılmasının gerektiğine vurgu yapan Karakoç, bu üretim ve tüketim anlayışıyla pandeminin önüne geçilmesinin mümkün olmadığını söyledi. Sağlık siteminde şeffaflık istediklerini dile getiren Karakoç “Verilerin sağlık meslek örgütleriyle paylaşılmasını istiyoruz. Mücadeleyi ancak toplumla ortaklaşa ve yerel yönetimlerle süreci birlikte yönetirsek başarılı oluruz. Yerel yönetimlerin önemini sağlıkta yaşanan kriz bize göstermiş oldu” diye konuştu. Ülkenin her tarafının birer birer kırmızıya dönmeye başladığını, bu durumun Avrupa ülkelerinde de geçerli olduğunu söyleyen Karakoç “Uygulanan neoliberal politikalar kamusal hizmet sunumunu tedavi edici alana sıkıştırdı. Öncelik korumaya değil tedaviye sağlandı. Birinci sağlık hizmetleri görmezden geliniyor” dedi.

KOVİD-19 MESLEK HASTALIĞI KABUL EDİLEMLİ

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yaklaşık 40 bin sağlık çalışanının enfekte olduğuna ilişkin açıklamasını hatırlatan Karakoç, sağlıkçılar olarak mesleki yükümlülüklerini yerine getirirken risk altında olduklarını söyledi. Sağlıkçıların toplumdan 5 ila 15 kat daha fazla enfekte olduğuna dikkati çeken Karakoç “12 Kasım itibariyle 146 sağlık çalışanı Kovid 19’dan hayatını kaybetti. Bunların 63’ü hekim. Fiziksel olarak ölüyoruz. Çalışma yükümüz ağır. İş yoğunluğumuz kovidle daha da arttı. İdarecilerin baskıları devam ediyor. Psikolojik olarak yıprandık ve tükendik” ifadelerini kullandı. İktidarın, sağlık çalışanlarına karşı sorumluluklarını yerine getirilmediğini belirten Karakoç, dünyanın birçok ülkesinde kabul edilen Kovid-19’un ülkemizde de meslek hastalığı olarak kabul edilmesi gerektiğini söyledi. Karakoç, bunun için 11-15 Kasım tarihlerinde her akşam saat 21.00’de ışıkları açıp kapatacaklarını söyledi.

İSTANBULDA DA TEHLİKE ÇANLARI ÇALIYOR

Öte yandan İstanbul'da da Prof. Dr. Murat Karaman başta İstanbul olmak üzere Türkiye’nin her yerinde pandeminin endişe verici boyutlarda olduğunu belirterek “Bu yüzden sağlık hizmetleri de aksıyor” dedi.

“Her gün trafikte ve hastane acil girişlerinde susmayan aralıksız siren sesleri tablosuna hiç de uzak değiliz. Hastanelerin yoğun bakımlarında, servislerinde ve morglarında yer kalmama noktasına dayandık” diyen Prof. Dr. Murat Karaman, sağlık çalışanlarının sorunlarından virüse karşı alınması gereken önlemlere kadar birçok kritik konudaki tavsiyelerini şöyle sıraladı:

GİRİŞ ÇIKIŞ YASAKLANMALI

- Esnafa asgari bir geçim ödemesi yapılarak; işine ara verdirilen her çalışanımıza işsizlik maaşı düzenli ve anında ödenerek başta İstanbul'a giriş-çıkış kısıtlaması, en az SARS-CoV-2'nin kuluçka süresi olan 14 güne kadar toplumsal hareketliliğin azaltılması/sokağa çıkma kısıtlaması, temel/zorunlu ve acil mal ve hizmet üreten işler dışında bütün işlerde çalışmanın durdurulması olmak üzere virüsün yayılmasını azaltacak/durduracak önlemler hızla hayata geçirilmelidir.

- Esnek çalışma saatleri uygulaması devreye acilen sokulmalıdır.

- Okulların uzaktan eğitim ile bir süre daha devam etmesi bir zorunluluk halini almıştır.

YETERLİ AŞI TEMİN ADİLMELİ

- AVM, restoran, kafe vb. toplu kullanım alanlarıyla ilgili kararların gözden geçirilerek gerekli kısıtlamalar tekrar uygulanmalıdır.

- Devletin her vatandaşa maskeyi ücretsiz temin etmesi; maske kullanımının denetimlerinin artırılması gerekir.

- Sadece “Maske-Mesafe-Hijyen” önermesi ile pandemiyle başa çıkılamaz. Sürüntü testi ile Covid-19 tanısı almış hastalara uygulanacak izolasyon evde değil yurt ve otel gibi sistematik kontrolü mümkün alanlarda yapılmalıdır. Bu izolasyon kuralına uymayan hastalar toplum suçu işlemiş sayılır ve ona göre cezai işlem uygulanmalıdır.

- Grip mevsiminin gelmesi nedeniyle yeterli aşı temin edilmesi gerekir.

SALGINLA MÜCADELE SAHADA KAZANILIR

- Hastaneler pandemi hastanesi olanlar ve olmayanlar şeklinde iki ayrı gruba ayrılmalıdır. Covid-19 dışı hastaların aylardır ertelemek zorunda kaldıkları sağlık hizmeti ihtiyacı daha fazla bekletilemez. Bölge ve nüfus özellikleri dikkate alınarak “pandemi dışı hastaneler” belirlenmeli ve ilan edilmelidir.

- Salgınla mücadele hastanelerde değil, sahada kazanılır. Etkin bir filyasyon çalışması için birinci basamak sağlık hizmetlerindeki Aile Hekimliği-İlçe Sağlık Müdürlüğü ikiliği kaldırılmalı, Aile Sağlığı Merkezleri hızla bölge tabanlı olarak organize edilmelidir.

- Aylardır pandemi mücadelesi nedeniyle yorgun düşmüş sağlık çalışanlarının çalışma koşulları ve özlük hakları hızla düzeltilmelidir. Sağlıkçıların dönüşümlü çalışacak şekilde gerektiğinde izin kullanmaları teşvik edilmelidir.

- Mobil hastane istasyonları kurulmalı ve böylece belirlenmiş pandemi hastanelerine yığılmanın önüne geçilmesi hedeflenmelidir.


 
AdminAdmin