Gündem
Giriş Tarihi : 11-02-2020 16:22

Kılıçdaroğlu: FETÖ'nün siyasi ayağı Erdoğan'dır

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, eski Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ'un askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasını düzenleyen yasa tasarısına ilişkin yaptığı açıklamaları ardından yeniden alevlenen 'FETÖ'nün siyasi ayağı' tartışmasına ilişkin açıklamalarda bulundu. "FETÖ'nün siyasi ayağını açıklayacağım" diyen Kılıçdaroğlu, 20 soru 20 cevap sıraladı. FETÖ'nün 2007 yılından sonra güç dengesini oturttuğunu ve örgütlenmesini sağladığını, Anayasa değişikliği sonrası FETÖ'nün kendisini devletin hâkimi olarak gördüğünü anlatan CHP lideri, "Devleti FETÖ’ye teslim eden kişinin adı Recep Tayyip Erdoğan’dır" dedi.

Kılıçdaroğlu: FETÖ'nün siyasi ayağı Erdoğan'dır

Devletin sırlarının bulunduğu 'kozmik odayı' Erdoğan'ın açtığını söyleyerek, "vatan hainliği" diyen CHP lideri Kılıçdaroğlu, iktidarın FETÖ ile gerçekten mücadele etmediğini ileri sürdü. "Herkes biliyor ki FETÖ ile samimi bir mücadele verilmiş değildir. Parası, kayındeperi olan dışarıda. Siyasi arkası olanların kılına dokunulmadı" diyen Kılıçdaroğlu, iktidarın elinde var olduğunu ileri sürdüğü bir ByLock listesinden bahsetti. Kılıçdaroğlu, "FETÖ’cü oldukları düşünülen 215 bin kişilik bir ByLock listesi var. Niye açıklamıyorlar bu listeyi? Neden korkuyorsunuz. Hiçbir ayıklama yapmadan açıklayın kardeşim. ByLock’u listesini açıklamıyorsan FETÖ’ye destek veriyorsun demektir" ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Mavi berelilerin sorunları var. Şöyle diyorlar: Aynı mevzide aynı patikada görevde nöbette tatbikatta, operasyonda, karada, denizde, havada, mühimmat ile üçlü dörtlü ranzalarda aynı şartlarda yattığımızı unutanlara sizin desteğiniz ile tekrar hatırlatabileceğimizi ümit ediyoruz. Sorunlarımıza duyarsız kalınması yoksulluk sınırının iki katı altında emekli maaşı alıyor olmak, üslere emekli maaşı bağlama oranı yüzde 75-80 iken bizlere yüzde 40 olması gönlümüzü çok incitiyor. Bizler siyasileri sadece şehit merasimlerinde değil, ekonomik, sosyal, hukuksal sorunlarımız olduğunda da yanımızda görmek istiyoruz. Ancak görüyoruz her defasında sorunlarımıza insani hassasiyet göremiyoruz. Bizler imtiyaz değil adalet istiyoruz' diyorlar. Şöyle küçük bir de kitapçığı bana verdiler. 

"Bilal'e anlatır gibi anlatacağım, kim bu siyasi ayak?"

"FETÖ'nün siyasi ayağını açıklayacağım, Bilal'e anlatır gibi anlatacağım. Kim bu siyasi ayak? Kim bu adam? FETÖ'yü bu kadar güçlendirenler kimlerdir? 20 soru, 20 cevap. Ama önce Cumhurbaşkanlığı'nın bir yayını var, OHAL İşlemleri İnceleme Faaliyet Raporu (2018) FETÖ ile ilgili şöyle diyor: Devletin tüm kılcal damarlarına sızdılar diyor. Devletin tüm kamu kurumlarını sonra da devleti ele geçirmeye çalıştılar. Rapor bu cümleleri içeriyor.

"Bir terör örgütü devletin tüm kılcal damarlarına nasıl sızar?"

Birinci sorumuz şu; bir terör örgütü devletin tüm kılcal damarlarına nasıl sızar? Bu soru önemli. Cumhurbaşkanlığı'na bağlı bir birin diyor ki FETÖ terör örgütünün elemanlarını devletin tüm kılcal damarlarına sızıyor diyor. FETÖ terör örgütünün elemanlarını devletin tüm kılcal damarlarına kim nasıl yerleştirdi? Polise, içişleri bakanlıklarına, paşalar, generaller, buralara nasıl yerleştiler? Buraya terör örgütünün elemanlarını yerleştirenlere FETÖ'nün siyasi ayağı diyoruz. 

Soru iki, bunu neden söylüyorum? Çünkü bu yetkiyi ancak belli kişi ve kurumlar kullanabilir.Bir yere eleman alma, kişi atama yetkisi herkesin elinde olan bir yetki değildir. Bu yetkiyi ancak belli kişi ve kurumlar kullanabilirler. Devltin en hassas noktalarına FETÖ'nün elemanlarını yerleştirenlere FETÖ'nün siyasi ayağı denir. 

Soru üç; bu yetkileri parlamentoda olan muhalefete ait partiler yerleştirebilir mi? Biz çıktık kürsüden yapmayın dedik.

Soru dört; iktidardaki parti madem ki bu atamaları yapmakta yasaya ve Anayasa'ya göre tek yetkili, bu parti terör örgütü üyelerini devletin kılcal damarlarına yerleştirirken, 'Efendim, ben bunların dürüst olduğunu sanıyordum, ben ihanet etmeyeceklerini, düşünüyordum diyebilir mi? Hiçbir yönetici hele hele devleti yöneten hiçbir yönetici de haberim yoktur' diyebilir mi? Sağlıklı işleyen bir devlette, liyakatin esas olduğu bir devlette bütün terör örgütlerini devletin istihbarat örgütleri izlerler. Devleti yöneten hiçbir yönetici de, 'Benim haberim yoktur' diyemez. Neden izlerler? Devlet bakidir. Devleti yöneten siyasi parti ise geçicidir. İktidar partisinin süresi vardır. Devleti baki kılan devletteki liyakat sistemidir. Devletin bürokrasisi devletin hafızasıdır. O nedenle her türlü istihbarat bilgisi devletin arşivine vardır. Devleti yöneten siyasi otoriteye bu istihbarat bilgileri belli dönem ve zaman aralıklarıyla bildirilir.

"FETÖ’nün faaliyetleri devlet tarafından izleniyor muydu?"

Soru beş; FETÖ’nün faaliyetleri devlet tarafından izleniyor muydu? Cevabı çok açık, evet izleniyordu. Eskiden beri. Benim bildiğim son rapor, 3 Nisan 1991 tarihli MİT raporu, Fethullah Gülen'in CIA  ilişkilerini o raporda yazmışlar. Dönemin iktidarına da sunmuşlar. Dikkatinizi çekerim. Fethullah Gülen hareketinin CIA ile olan bağlantısını 1991 yılında bu ülkenin namuslu bürokratları saptamış ve rapor haline dönüştürmüşlerdir.

"Soru altı; sadece 1991 yılında MİT rapor düzenledi? Hayır FETÖ'yü düzenli izlemiştir. Bir MİT müsteşarının bir gazeteciye 1 Ekim 1999'da yaptığı açıklama, aynen okuyorum: 'Milli eğitimle gençliği içişleri ile devlet içinde kadrolaşmayı, adalet ile kendilerine yönelik bir durum olursa bunu önlemeyi, sanayide de parayı kontrol etmeyi hedefliyorlar.' Bütün bunların sonunda devletin pek çok kademesinde yer almışlardır diyor. 

"FETÖ ile ilgili istihbaratı sadece MİT mi topluyordu?"

Soru yedi; FETÖ ile ilgili istihbaratı sadece MİT mi topluyordu? Devletin diğer istihbarat birimleri FETÖ ile ilgili bilgi toplamıyor muydu? Hayır. Emniyet, jandarma, milli istihbarat teşkilatı da FETÖ ile ilgili istihbaratı düzenli topluyordu.

"MGK 'FETÖ ile mücadele edilmeli, gerekli önlemler alınmalıdır' diye bir karar aldı mı?"

Soru sekiz; MGK 'FETÖ ile mücadele edilmeli, gerekli önlemler alınmalıdır' diye bir karar aldı mı? En son yukarı çıkacak. Bu olay oturulup tartışıldı, konuşuldu mu? FETÖ’nün bir terör örgütü olduğuna dair bir tespit yapıldı mı? Evet. 25 Ağustos 2004 tarihinde. 481 sayılı karar. O kararın başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bu da Milli Güvenlik Kurulu'nun kararıdır. 

TC‘nin bekasını koruyan geleceğini koruyan hangi siyasi parti olursa olsun bu ülkenin çıkarları için çalışması önceleyen en hassas kurum olan MGK karar alıyor. Gülen hareketi tehlikelidir, derhal içeride ve dışarıdaki faaliyetlerine karşı önlem alın diye. Kime bildiriyor? Hükûmete. Neden? Bakanlar orada, genel müdürler, müsteşarlar orada. Yürütme organlarına bunun duyurulması isteniyor.

"MGK kararına karşın dönemin hükûmeti ne yapmıştır?"

Soru dokuz; MGK kararına karşın dönemin hükûmeti ne yapmıştır? Başında Erdoğan vardır. MGK kararı geldi, altına da basmış imzayı. Ne yaptı? Dönemin müsteşarının yazdığı kitaptan size okuyorum:

'Tavsiye kararı başbakanlığa bildirildikten sonra, konuyu başbakanımıza açtım. Gelen yazıyı dosyasına kaldırmaya karar verdik. Bu karar metni, bakanlar kurulunda imzaya açılması hakkında hiçbir işlem yapılmadı. Konudan MGK toplantısına katılan bakanlar dışında kimsenin haberi olmadı. Onları endişeye sevk edecek bir sonucun doğmamasına özen gösterildi. Bütün toplumsal ve siyasi riski hükûmet adına sayın başbakan üstlendi.'

FETÖ’nün siyasi ayağı kim? Vicdanı olan herkese soruyorum; bu memleketi sevenler adına soruyorum; FETÖ’nün siyasi ayağı kim? Ben biliyorum neler söyleyeceğini. Nasıl bağıracağını da biliyorum. Çok bağırınca benim geri adım atacağımı sanıyor istediğin kadar bağır istersen borazanla da al. Ben bu millete doğruları söyleyeceğim. Erdoğan 3 Ağustos 2016’da ne diyor? Ayakları biraz yere basmış; ‘Dedik ki bir ortak yanımız vardı. Aynı menzile giden farklı yollardan giden bu yapıyla bambaşka niyetlerinin sinsi planların örtüsü olduğunu görmedik, göremedik’ diyor. Millete yalan söylüyor. Bir başbakan düşünün imzasını inkâr ediyor. MGK kararını inkar ediyor. Ve bu bu milletin bekası için çalışacak. Bu kişi biliyorsunuz büyük orta doğu projesinin eş başkanıdır, bu kişinin Türkiye’nin bekası diye bir sorunu yoktur. 12 yıl önce önüne konur MGK kurulu kararı sonra hiçbir şey yapmazsınız.

Soru on; MGK’nın bu kararına rağmen FETÖ devletin kılcal damarlarına sızmaya başladı mı veya devam etti mi? Sızma diyorum ama yerleştirme. Bu güzelim ülkeye ihanet etmeye devam ettiler. Devletin en kritik, en hassas kurumlarına FETÖ’nün elemanlarını bir bir yerleştirmeye devam ettiler. İçişleri Bakanlığı, ordu, Maliye Bakanlığı, TÜBİTAK, MİT, YÖK, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na, ÖSYM’ye, ve bu merkezden soruların çalınıp FETÖ’cülere verilmesine, ve bunun bilinmesine rağmen görülmemesine, iddianame hazırlamak işsteyen savcıya iddianame hazırlatılmamasına kadar, bütün bunların tamamı aşama aşama gerçekleşti.

"FETÖ’nün yürütme organının yetkilerini aşan talepleri nasıl yerine getirildi?"

Soru on bir, FETÖ’nün yürütme organının yetkilerini aşan talepleri nasıl yerine getirildi? TBMM FETÖ’nün taleplerini yerine getirmek için araç olarak kullanıldı. TBMM FETÖ'nün taleplerini yerine getirmek için araç olarak kullanıldı. Yasa ile kitleler halinde atamaların yapılmasının önü açıldı. 6110 saylı kanun, Yargıtay'a ve Danıştay’a hâkimtayin edildi. Yargıtay'a 160, Danıştay'a 51 FETÖ'cü tayin edildi. Ben bu kürsüden Yargıtay’a 160 militan atadınız diye isyan etmiştim. Onların şimdi çoğu cezaevinde, bazıları da kaçak. Kim haklı? Biz haklıyız. Bazen de KHK yetkisi alıyorlar. FETÖ'nün talepleri mi var, Pensilvanya'dan haber geldi. KHK yetkisi aldılar. Bakınız, devlette liyakatten söz etmiştim. Bir kişinin Danıştay, Yargıtay, Anayasa üyesi olması için belli bir süre o işi yapması lazım. KHK yetkisi aldılar. Danıştay ve Başsavcısı olmak için görev yapma sürelerini indirdiler. Yargıtay başkanı ve başsavcı seçilmek için gereken 8 yıllık süreyi 4’e indirdiler. Bunu yapan kim? Hangi başbakanın imzası var? (Bahçeli'ye) AK Partiye destek veren partinin liderine de sormak isterim; bunları ben görüyorum da sen mi görmüyorsun? Ülkeye bağlılığı başka bir partinin üzerinden yapıyorsanız kusura bakmayın, sizin milliyetçiliğiniz her ortamda tartışılır. Bu kavgaların tamamını biz verdik arkadaşlar. Bu yadsalar çıkarken bu kavgaların tamamını bu parti verdi.

"Toplu FETÖ’cü yerleştirme sadece Yargıtay ve Danıştay'da mı oldu?"

Soru on iki; toplu FETÖ’cü yerleştirme sadece Yargıtay ve Danıştay'da mı oldu? Hayır orduda da oldu. Üstelik 17-25 büyük rüşvet olayından sonra oldu. Bununla ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının hazırladığı bir iddianame var.

"Devleti FETÖ’ye teslim eden kişinin adı Recep Tayyip Erdoğan’dır"

Kimdir bu siyasi otorite? Bu siyasi otorite FETÖ’nün siyasi ayağıdır. Hükûmete yaptırıyor bunu. Parlamentoya geliyor, buradan zorla geçiriyor. Çoğunluğum var diyor. Milletvekilleri konusunda bir şey söylemek istemiyorum, AK Partili kardeşlerim için de bir şey söylemek istemiyorum ama devleti FETÖ’ye teslim eden kişinin adı Recep Tayyip Erdoğan’dır. Herkes bilmeli bunu.

"FETÖ ne zaman kendini devletin tek fiili, hakimi olarak görmeye başladı?"

Soru on dört; FETÖ ne zaman kendini devletin tek fiili, hakimi olarak görmeye başladı? Örgüt 2007 yılından sonra Erdoğan’ın sayesinde örgütlenmesini tamamlamış, güç dengesini lehine çevirmiş ve operasyon hünerlerini ortaya koymuştur. Ergenekon, Balyoz... Anayasa değişikliği örgütü devlet içinde çok ileriye taşımıştır. 12 Eylül 2010 sonrasında artık örgüt kendini devletin tek hakimi olarak görmeye başlamıştır. Bunu yaptıran kimdir? Erdoğan’dır. Anayasa değişiklikleri için ne diyordu Fethullah Gülen? ‘Ölüler bile mezarlarından çıkıp oy kullanmalı.’

2013 yılında 17-25 Erdoğan ve ailesinin yaptığı büyük rüşvet olaylarını hepimiz öğrendik. Yapılan yolsuzlukların tamamı doğrudur. Hortumun tamamı doğrudur. Bunu söyledim diye dava açtı. Avukatımız sağ olsun tapeleri getirin dedi, vay sen misin tapeleri isteyen, şimdi avukatı FETÖ’cülükten içeri atmaya çalışıyorlar. Sanıyor ki geri adım atacak Celal Bey. Bizde geri adım atmak yok."

17-25 büyük yolsuzluk olayından sonra MGK kurulan istihbarat örgütleri FETÖ ile ilgili raporlar verdiler mi?2.5 yıl geçiyor? 15 kez MGK toplanıyor ve FETÖ ile ilgili raporlar hükûmete yine veriliyor.

Devletin kozmik odasını yani devletin mahremini FETÖ unsurlarına kim açtı? Devletin bütün sırrı orada. Bir kişinin talimatıyla açıldı, Recep Tayyip Erdoğan. Şimdi bütün milletin vicdanına, ahlakına, adaletin sesleniyorum, devletin en mahrem olayını, devletin sırlarını bir terör örgütüne talimatla açtırmak vatan hainliği değil midir? FETÖ’nün siyasi ayağı, ne ayağı kardeşim, kokan bir ayağı.

Sayın İlker Başbuğ, FETÖ’nün siyasi ayağını açıkladı mı? Yok dersek yalan olur. Bunun ortaya çıkması için siyasi iktidarın ağırlığını ortaya koyması lazım.

Atanmak için tek şart vardı, FETÖ’cü olmak. Yine iddianameden: Devlet yönetiminde yalnız ehliyet liyakatle hareket edilmedi. Türkiye sırf Fethullah gülen cemaatinden olmanın atamada yeterli olduğu bir dönem yaşanmıştır.

FETÖ ile gerçekten mücadele ediliyor mu? FETÖ unsurları devletten temizlendi mi? Herkes biliyor ki FETÖ ile samimi bir mücadele verilmiş değildir. Parası, kayındeperi olan dışarıda. Siyasi arkası olanların kılına dokunulmadı. FETÖ’cü oldukları düşünülen 215 bin kişilik bir ByLock listesi var. Niye açıklamıyorlar bu listeyi? Neden korkuyorsunuz. Hiçbir ayıklama yapmadan açıklayın kardeşim. ByLock’u listesini açıklamıyorsan FETÖ’ye destek veriyorsun demektir.

Korktukları bir şey var darbe girişimi gecesine ait HTS kayıtlarını getirmiyorlar. Darbe girişimi başarılı olsaydı kimler başta olacaktı? Bu listeler Erdoğan’da. Niye açıklamaz? Bu darbe girişimi olsaydı kimin nerede olacağı belli değil miydi? Hangi gerekçeyle açıklamıyorlar? TBMM’de araştırma komisyonu yaptık, 15 Temmuz darbe girişiminin ayrıntılarını öğreneceğiz. Bütün olayları öğreneceğimiz iki kişi var dönemin MİT ve Genel Kurmay Başkanı, gelmediler. Erdoğan göndermedi. Niye? FETÖ’nün siyasi ayağı ortaya çıkar diye göndermedi.

FETÖ borsasını kimler kurdu. FETÖ borsasını kuranlar içinde Erdoğan’ın avukatları da var. Mal varlıklarını inceleyin dedim. Niye incelemiyorlar?

Fettah Tamince FETÖ’nün siyasi ayağı tarafından koruma altında. Kimse dokunamıyor. Polis bulamıyor ama televizyoncu rahatlıkla konuşabiliyor.

15 Temmuz Araştırma Komisyonu raporu niye gizli? Niye açıklamıyorlar? Darbe sonrasına girmedim. Açılırsa ona da bütün ayrıntılarıyla gireceğim. Şimdicik sadece FETÖ'nün siyasi ayağı, tepede oturuyor. Hiçbir tartışmaya yer vermeyecek şekilde açık ve net orada oturan kişi FETÖ'nün siyasi ayağıdır.


26 Haziran 2009’da TBMM gündemine getirilen teklifte TBMM tatile girmeden AKP milletvekilleri, Mustafa Elitaş, Ahmet Aydın, Mehmet Ceylan, Yahya Doğan ve Müfit Yetkin’in, "yeni madde ihdasına dair" önerge vermesiyle yapılan düzenleme Ergenekon, Balyoz, Kozmik Oda gibi kumpas davalarının yolunu açmıştı. Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ bu değişikliği hatırlatarak 'FETÖ’nün siyasi ayağı' açıklamasında bulunmuştu.

Başbuğ, Haber Global’de katıldığı programda, 'FETÖ’nün siyasi ayağı ile ilgili soruya yanıt verirken, 26 Haziran 2009’da TBMM’ye getirilen kanun teklifini veren siyasilerin araştırılmasını isterken, şunları söyledi:

“2008-2010 sürecinde Başbakan Erdoğan’a, ben ‘Bugün bizsek hedef yarın siz olacaksınız’ dedim. Daha ne diyebilirim ki daha nasıl uyarıda bulunabilirdim. 2002-2010 dönemi için MİT müsteşarlığından TSK'da şu FETÖ'cüdür diye isim istedim hiçbir istihbarat bilgisi gelmedi. Ordu içindeki isimleri istemem FETÖ'yü rahatsız etti. Biz ekonomik gücü var, siyaseti paylaşmak isteyecek dediğimizde bize denilen ‘Efendim ama bunların silahı yok ki’ diyenler şimdi ‘Yanıldık’ dediler. Türkiye uçurumdan döndü. FETÖ'nün siyasi ayağı yok dersek gerçeği inkar olur. Bunun yargının çıkarması ve siyasi iradenin ağırlığını koyması lazım. 26 Haziran 2009'da yasalar torba yasa olarak gündeme getiriliyor. Bu TSK ile ilgili bir kanun teklifi. Bu yasa 25 Haziran'ı 26'sına bağlayan gece yarısı oluyor. Bu yasa ile kimsenin haberi yok biz bundan 26 Haziran sabahı 2009'daki toplantıda haberimiz oluyor. Bahsedilen yasa teklifi askeri şahıslar askeri mahalde işlediği suçlarda dahil özel yetkili mahkemelerde yargılanacak. Bu bir kere anayasaya aykırı… Bu tamamen ne için Dursun Çiçek için. Bu olay medyada ‘AK Parti ile cemaati bitirme planı’ algısı olarak yapıldı. Sivil şahıslar her durumda askeri yerlerde yargılanmaz Özel yetkili mahkemelerde yargılanır. Bu kanun teklifini kim hazırladı tamamen FETÖ ile ilgili bu araştırılsın.”

Başbuğ'un açıklamasının ardından 'FETÖ'nün siyasi ayağı tartışması yeniden alevlendi.

AdminAdmin