Gündem
Giriş Tarihi : 08-11-2019 16:57

Üniveristeli gencin intiharında savcı HSK'ya şikayet edildi

Çocuk yaştan itibaren cinsel istismara maruz kalan Ahmet Emre Yıldır’ın ölümünden sorumlu olduğu öne sürülen Çorlu Savcısı Abdul Samet Yılmaz hakkında, Hakimler Savcılar Kurulu’na (HSK) şikâyette bulunuldu. Yıldır’ın aile adına yapılan şikâyet başvurusuna göre, Emre Yıldır’ın yaptığı savcılık başvurusunun üzerinden 52 gün geçmesine karşın her hangi bir işlemin yapılmadığı, bu durumun, bunalıma giren Yıldır’ın intiharına yol açtığı öne sürüldü.

Üniveristeli gencin intiharında savcı HSK'ya şikayet edildi

Ahmet Emre Yıldır, 9 yaşından 17 yaşına kadar istismara maruz kaldı. Askerlik dönüşü, kendisini istismar eden Vedat Tarhan ile yaptığı görüşmenin ses kaydını alan Yıldır, geçen 6 Mart günü savcılığa suç duyurusunda bulundu. Yıldır, savcılık başvurusu sonrası etkin bir soruşturmanın yapılması için beklemeye başladı.

Ahmet Emre Yıldır

Aradan geçen 52 güne rağmen, savcılık soruşturmasında her hangi bir gelişme olmadı. Ne Yıldır’ın ek ifadesi alındı ne şüpheli Tarhan’a ulaşıldı. Yıldır, yaptığı savcılık başvurusuna rağmen bir gelişmenin olmaması üzerine bunalıma girdi. Yıldır, yaptığı savcılık başvurusundan 52 gün sonra, 29 Nisan günü, ailesi ile yaşadığı apartmanın 15’inci katından atlayarak intihar etti.

Vedat Tarhan

Yıldır’ın ölümü sonrası soruşturma süreci hız kazandı. 30 Nisan günü gözaltına alınan Tarhan, 1 Mayıs günü tutuklandı. Şüpheli Vedat Tarhan hakkında müebbet hapis istemi ile dava açıldı. Tarhan hakkında Edirne Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılama süreci başlarken, Yıldır’ın ailesi, soruşturma sürecinde ihmali olduğu önü sürülen savcı hakkında HSK’ya şikâyette bulundu.

Vedat Tarhan

HIZLI VE ETKİLİ BİR SORUŞTURMA YAPILMADI

Ailenin Avukatı Merve Uçanok’un HSK başvuru dilekçesinde şöyle denildi: 

“Böylesi ciddi bir vakıada soruşturma sürecinin hızlı ve etkin bir şekilde ilerlememesi, Ahmet Emre Yıldır’ı intihara sürüklemiştir. Vedat Tarhan isimli şahsın Ahmet Emre Yıldır’a karşı cinsel istismar fiilini gerçekleştirdiği; Ahmet Emre Yıldır’ın aldığı ses kaydı, müşteki ve tanık beyanları ve Ahmet Emre Yıldır adına düzenlenen epikriz raporuyla sabittir. Bu deliller, savcılık tarafından yapılan ihmallerin kanıtıdır.

Suç duyurusunun ardından geçen bekleyiş sürecinde, Ahmet Emre Yıldır’ın yakınları da, geciken adaletin Emre’yi ne kadar yıprattığına şahitlik etmiştir. Ahmet Emre Yıldır’ın annesi olan müşteki Hülya Oya Yıldır, ‘Oğlum şikâyetçi olduktan sonra adaletten hep haber bekledi, ifadesinin alınmasını bekliyordu. İfadeye çağırmadıkları için anne ne olacak bu durum diyordu, baya düşünüyordu, her gün ağlıyordu’ şeklinde beyanda bulunmuştur.

Öncelikle ifade etmek gerekir ki, Ahmet Emre Yıldır’ın ailesi, suç duyurusunun ardından Emre’nin bekleyiş sürecine yakından tanıklık eden kişilerdir. Bu kişiler Emre ile birlikte umutla beklemiş, Emre’ye sürekli telkinlerde bulunmuşlardır. Ne var ki, soruşturmanın 52 gün boyunca ilerlememesi Emre’nin umutlarının tükenmesine sebep olmuştur. Emre’nin bu durumdan duyduğu rahatsızlığı, sıklıkla dile getirdiği müşteki beyanlarından anlaşılmaktadır.

52 GÜN BEKLEDİ RUH SAĞLIĞI BOZULDU

Ahmet Emre Yıldır, soruşturma sürecinde hiçbir işlem yapılmamasından dolayı duyduğu rahatsızlığı ve akabinde bu durumun getirdiği umutsuzluğu yakın çevresiyle ve doktoruyla paylaşmıştır. Savcılık tarafından 52 gün boyunca hiçbir işlem yapılmamasının Emre üzerindeki olumsuz etkisi tanık ifadelerinde görülmektedir. Uzunca bir süre Savcılık tarafından hiçbir işlem yapılmaması, 9 yaşından beri travma dolu bir hayat süren Ahmet Emre Yıldır’ın, ruh sağlığını iyice bozmuş ve onu depresyona ardından da intihara sürüklemiştir.

NE İFADESİ ALINDI NE SES KAYDININ AKIBETİ SORULDU

Soruşturma savcısı olan şikâyet edilen ne Ahmet Emre Yıldır’ın ifadesini almış, ne ses kaydı ya da ifade alınması için yazdığı talimatın akıbetini sormuş ne de bunlara ilişkin tekit yazısı yazmıştır. Yine intiharın sadece 1 gün sonrasında Emre Yıldır’ın aile üyelerinin müşteki sıfatı ile ifadelerine başvuran şikâyet edilen, bu 52 günlük süre boyunca bu kişilerden birini dahi ifadeye çağırmamış ya da bu hususta bir talimat yazmamıştır. Ayrıca şikâyet edilenin Ahmet Emre Yıldır’ın vefatının hemen bir gün sonrasında, müştekilerin çabaları sonucu işlemlere başlaması ve bu kişileri ifadeye çağırması, bu işlemin 52 gün içerisinde herhangi bir zamanda yapılabileceğini göstermektedir. Yine şüphelinin de aynı tarihte gözaltına alınıp tutuklamaya sevk edilmiş olması da bu durumun bir başka delilidir”

EMRE BUGÜN HAYATTA OLABİLİRDİ

HSK başvurusunun devamında ise şöyle denildi:

“Bu şekilde gelişen süreç içerisinde şikâyet edilen savcı Abdul Samet Yılmaz, soruşturmayı hızlı ve etkin şekilde yürütmemesi sebebiyle görevini ihmal etmiş ve bu ihmalin sonucu Ahmet Emre Yıldır’ın intiharına kadar gitmiştir. Yukarıda sunduğumuz müşteki ve tanık ifadelerinde de görüleceği üzere, şayet şikâyet edilen suç duyurusunun kendisine intikal ettiği ilk andan itibaren suç duyurusundaki iddianın vahametine uygun şekilde hareket etse ve titizlik gösterse, bugün Ahmet Emre Yıldır hayatta olabilirdi. Şikâyet edilen Cumhuriyet Savcısı Abdul Samet Yılmaz hakkında kamu davası açılmasını ve kendisine uygun görülecek yaptırımın uygulanmasını talep ederiz.”

 KRT
 

AdminAdmin