Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Bora Uysal tarafından yürütülen kazılara, Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkililerinin yanı sıra üniversite öğrencileri de katılıyor.
68 yıl aradan sonra 2015'te yeniden başlayan çalışmalar, Uysal ve ekibi tarafından sürdürülüyor.
Uysal, çalışma yaptıkların höyüğün, yerleşim merkezinde bulunduğunu, kazı çalışmalarının daha hızlı yapılabilmesi için kamulaştırılan evlerin, zaman içerisinde yıkılacağını belirtti.
Alanda 2015'den bu yana yaptıkları çalışmalar sonucu milattan önce bin 500'lü yıllara kadar indiklerini dile getiren Uysal, şöyle devam etti:
"Bu noktaya kadar gelen kültürel evrede, en üstte bir Roma yerleşmesi olduğunu biliyoruz. Ondan sonra Helenistik ve Geç Demir Çağı iskanı var. Sonra da Orta ve Erken Demir çağları geliyor. Demir devirleri bin 200 ile 330 yılları arasında tarihlendirilir. Demir Çağı'nın ardından daha derin tabakalar Hitit İmparatorluk devri, onun da erken ve geç safhalarını saptadık. Bu sene geldiğimiz noktada eski Hitit Devleti'nin var olduğu dönemlere kadar iniyoruz."
Uysal, bu sezonki kazı çalışmaları sonucu yaklaşık 3 bin yıllık urne (kap) mezar bulduklarını söyledi.
Demir devrinde yaşayan dönemin insanının ölülerini bulundukları yerde gömmeyi tercih ettiğini dile getiren Uysal, şöyle devam etti:
"Cesedin gömülmesi (inhumasyon) değil, cesedin yakılarak (kremasyon) gömülmesi tercih edilmiş. Yanmış insan kemikleriyle külleri de arkeolojide 'urne' diye adlandırdığımız çömlekler içerisine konmuş. Bu şekilde de tepeye yerleştirilmiş. Günümüzden 3 bin yıl öncesine tarihlendiriyoruz. Bu tür mezarların Anadolu'da çok daha öncesi var ama Batı Anadolu ve Doğu Anadolu'da, bu bölgelerde o kadar kazılmış değil. Türkiye'de bir tek bildiğimiz yer Geç Hitit kültürüyle alakalı kremasyon mezarlık alanı Gaziantep Karkamış'ta, ikincisi de Suriye'de var. Burası Anadolu'da ikinci, Ön-Asya coğrafyasında da dördüncü yer oluyor." ifadelerine yer verdi.
