Mahkeme ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Yargı kararının şeklen yerine getirilip, bir başka işlem ile etkisiz hale getirilmesi, TCK 257/1.maddesinde yer alan görevi kötüye kullanma suçunu teşkil ettiği, aynı zamanda hukuki açıdan da tazminat sorumluluğu doğurduğu, ayrıca disiplin yönünden de yaptırım gerektirdiği yargı kararları ile sabittir.
Hak-hukuk tanımamazlığı, ihtirasları, nemelâzımcılığı ile bugünlerde Üniversite personelinin gündeminde ilk sırada yer alan Rektör Alim Yıldız yönetimindeki Sivas Cumhuriyet Üniversitesi hakkında savcılığa “kamu görevini kötüye kullanmak v.s” dolayı 4 adet suç duyurusunda bulunulduğu ve kısa süre içinde maddi manevi tazminat davalarının da açılacağı edilen bilgiler arasında.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında atanan rektör Alim Yıldız ve yönetimi kamu gücünü arkalarında sanarak mı mahkeme kararlarını uygulamıyor? Üniversitede birçok hukuksuz ve şaibeli durumla, her türlü personel mağduriyeti, Ulusal Tv’lere konu edilen yaşatılan zulüm, siyasi iktidarı yıpratan, oy kayıp ettiren uygulamalar ve eş dost, akraba yeğen kayırmacılığı ile gündeme gelen, anılan rektör Alim Yıldız’ın bir KHK ile şimdiye kadar görevden alınmaması ise sorgulanıyor.
Birçok çalışan hakkında İdari Mahkeme kararlarını uygulamayan ve suç duyuruları ile karşı karşıya kalan üniversite yönetimi YÖK’ün soruşturma izni vermesinden sonra kamu davasının açılacağı kesin gözüyle bakılıyor. 60 gün içinde de peş peşe maddi manevi tazminat davalarının da açılacağı bildirildi.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, mahkeme kararını 30 gün içinde uygulamayan yöneticinin manevi tazminata mahkum edilmesi için kastının olup olmadığının araştırılmasına gerek bulunmadığının, salt mahkeme kararının uygulanmamış olmasının manevi tazminat için yeterli olduğuna karar verdi.
Hukuk Genel kurulu ayrıca 30 günlük süre içinde işleme başlanılmasının olmasının da mahkeme kararının uygulandığı anlamına gelemeyeceğine karar vermiştir.
“…hasta ruhlu ve insanlıktan uzak…dostluk yoluyla varılabilecek çözümleri reddeden, didişme konusunda açgözlü, İdare Mahkemelerini işten başlarını alamaz hale getiren, yargı yerleri kendisini haksız çıkardığında da, genellikle bu kararları uygulamaktan kaçan… uyuşmazlıktan zevk alır gibi… müsadeye dayanan gücü de sanki en görkemli noktasına kendisinden isteneni geri çevirdiği zaman ulaşıyor sanılan … biraz daha cana yakın olma fikri bile kendisini kahreden …”
