Gündem
Giriş Tarihi : 25-12-2017 16:18

Başkan Feyzioğlu: "696 sayılı KHK geri çekilsin"

TBB Başkanı Feyzioğlu: Sayın Cumhurbaşkanını ve Bakanlar Kurulunu, 696 sayılı KHK'yi topyekun ve derhal geri çekmeye davet ediyoruz

Başkan Feyzioğlu:

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, "Sayın Cumhurbaşkanını ve Bakanlar Kurulunu, 696 sayılı KHK'yi topyekun ve derhal geri çekmeye davet ediyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisinin konuyu milli bir mesele olarak ele almasını, her türlü siyasi parti kaygılarının üzerine çıkmasını ve acilen çözümlemesini, Anayasa Mahkemesinin 26 yıllık pırıl pırıl içtihadına, şanlı tarihine sahip çıkarak OHAL ile ilgili tek bir düzenleme dahi içermeyen bu KHK'yi iptal etmesini bekliyoruz." dedi.

Feyzioğlu, Türkiye Barolar Birliğindeki basın toplantısında, Olağanüstü Hal kapsamında çıkarılan 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin milli iradeyi yok saydığını ve güç kullanma yetkisini sivillere devrettiğini savundu.

Söz konusu KHK ile Meclis'in bir kez daha işlevsiz kılındığını ve milli iradenin yok sayıldığını iddia eden Feyzioğlu, "135 kanun maddesi kalıcı olarak değiştirilmiştir. Bu değişikliklerin hiçbiri OHAL ile ilgili değildir. Bundan daha vahimi şudur, bu KHK, insanların yaşam hakkını tehlikeye atmıştır." diye konuştu.

Feyzioğlu, KHK ile 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması için sivillerin silah dahil güç kullanmasının sağlandığını, ceza ve tazminat sorumluluğundan muaf tutulduğunu kaydeden Feyzioğlu, "Soruyorum, darbe teşebbüsünün devamı niteliğindeki eylemler ne demektir? Kim, neye göre bunu tespit edecektir? Bir kez daha soruyoruz, Türk Ceza Kanunu'ndaki mevcut düzenlemelerin ötesinde mutlak sorumsuzluk getiren bu düzenlemeyle kim, neyi amaçlamaktadır?" ifadelerini kullandı.

Bir ürünün taban fiyatını az bulan, kadınlara yönelik haksız bir uygulamayı yanlış gören bir grup vatandaşın demokratik protesto haklarını kullanmaları sırasında onlara birilerinin saldırması ve saldırganların "15 Temmuz'un devamını istiyorlardı onun için öldürdük." demeleri durumunda ne yapılacağını soran Feyzioğlu, şöyle konuştu:

"Bugün yetkili makamlardan gelen bir açıklama kaygımızı doğrulamıştır. 'Bu KHK'den terörle ilgili olmayanların endişe etmesine gerek yoktur.' demiştir yetkili. Demek ki bu KHK'yi eleştiren herkes onların gözünde terörle bağlantılıdır ki endişe etmektedir. Toplumsal kaosun ve şiddetin fitilini ateşlemek kolay, yangını söndürmek çok zordur. İnsanların yaşam hakkı tehlikededir. Güç kullanma yetkisi sadece devlete aittir. Devlet tarafından bile bu yetki kullanılırken hukukun evrenselleşmiş ilkelerine uygun davranılması gerekir. Bu KHK ile bu yetki, peşinen ve hiçbir kayıt ve şarta tabi tutulmaksızın başkalarına devredilmek istenmektedir."

Feyzioğlu, söz konusu uygulamanın sonuçları kestirilemeyen şiddet dalgasına sebebiyet verebileceğini değerlendirerek, şunları kaydetti:

"Bizi kardeş kavgasına sürükleyebilecek böyle bir düzenlemenin sonuçlarının, yetkili makamlarca öngörülmüş olduğuna inanmak dahi istemiyoruz. Umarım üzerinde düşünmeden, okumadan imzalamışlardır. Bu sebeple Sayın Cumhurbaşkanını ve Bakanlar Kurulunu 696 sayılı KHK'yi topyekun ve derhal geri çekmeye davet ediyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisinin konuyu milli bir mesele olarak ele almasını, her türlü siyasi parti kaygılarının üzerine çıkmasını ve acilen çözümlemesini, Anayasa Mahkemesinin 26 yıllık pırıl pırıl içtihadına, şanlı tarihine sahip çıkarak OHAL ile ilgili tek bir düzenleme dahi içermeyen bu KHK'yi iptal etmesini bekliyoruz. Bununla görevli olduğunu söylüyoruz."

- "En büyük haksızlık yargıyadır"

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Feyzioğlu, davet edilmeleri durumunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a söz konusu uygulamanın Türkiye'yi nereye sürükleyeceğine yönelik düşüncelerini anlatabileceklerini belirtti.

Maddenin geleceğe yönelik olduğunu ileri süren Feyzioğlu, soru üzerine KHK ile yapılan "tek tip" düzenlemesinin yargıyı peşin hükümlü göstereceğini savundu.

Feyzioğlu, "Bu, FETÖ'nün, PKK'nın, DHKP-C'nin ve terör örgütlerinin isteyeceği bir şeydir. Çünkü dünyaya dönüp diyeceklerdir ki 'Bakın, Türkiye'de, ABD'deki Guantanamo gibi insanlara da yargılanırken tek tip elbise giydiriyorlar. Çünkü yargılamaya çıkarken zaten Türk yargısı, suçlu diye bakıyor. Biz suçlu değiliz, siyasi iktidarın yargı eliyle bastırdığı muhalifleriz.' demek için bundan daha güzel bir gerekçe yok. Bir tane tişörtten yola çıkıp koskoca Türkiye Cumhuriyeti yargısı, muhalifleri ezmek üzere dizayn edilmiş, örgütlenmiş bir yapıya dönüştürülebilir mi? On binlerce namusuyla çalışan, fedakar avukata, hakime, savcıya haksızlık değil mi bu? En büyük haksızlık yargıyadır burada." ifadelerini kullandı.

AdminAdmin