İzzet Baysal’ın Bolu’ya armağanı ve emaneti olan AİBÜ’ün, illegal yapılanmalardan arınıp, tekrar bilim yuvası haline gelebilmesi için yeni Rektör adaylarının isimleri yavaş yavaş konuşulmaya başlandı.
13 YILDIR BOLU'DA
Kulislerde konuşulmaya başlayan isimlerin başında AİBÜ Tıp Fakültesi Üroloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Metin geliyor. 2003 yılında AİBÜ’de Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalında göreve başlayan Prof. Dr. Metin, 2005-2007 yılları arasında Tıp Fakültesi Dekanlığı görevinde bulunmuştu.
ŞANSI YÜKSEK
Yeni kararname ile Rektörlük seçimlerinin kaldırılması ve Rektör’ün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından atanacak olması dikkate alındığında Prof. Dr. Ahmet Metin’in şansını artırıyor.
AHMET METİN KİMDİR?
Ahmet Metin 1956 yılında Ziraat Mühendisi anne ve babanın çocukları olarak Ankara’da dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini 1962-1973 yılları arasında TED Ankara Kolejinde yaptı. 1973-1979 yılları arasında Ankara Tıp Fakültesinde okuyarak tıp doktorluğa adımını attı. 1980-1984 yıllarında GÜTF’de Üroloji asistanlığında bulunan Metin, aynı yıl üroloji uzmanı oldu. 1984-1985 yıllarında İzmit Askeri Hastanesinde Üroloji Uzmanı olarak askerlik görevini yapan Prof. Dr. Ahmet Metin, 1985-1988 yıllarında Ankara Yüksek İhtisas Hastanesinde mecburi hizmet ve başasistanlığı görevini yaptı. 1988-2003 yılları arasında da TCDD Ankara Hastanesi Üroloji Kliniğinde görev yapan Metin, 1991 yılında Üroloji Ana Bilim Dalı doçenti oldu.
2003 yılında Abant İzzet Baysal Üniversitesi Üroloji Ana Bilim Dalında göreve başladı. 2004 tarihinde Üroloji Ana Bilim Dalı Profesörü oldu. 2005-2007 yıllarında Abant İzzet Baysal Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı görevinde bulunan Metin, halen Abant İzzet Baysal Üniversitesi Üroloji Ana Bilim Dalı Başkanlığı görevini yürütmektedir. Evli ve iki çocuk babasıdır.
Durumun farklı olmadığı ifade edilen FETÖ’nün yuvası haline gelen diğer Üniversitelerde de bu anlamda nasıl bir yol izleneceği ve FETÖ/PDY ile mücadele zaaf gösteren, zayıf kalan FETÖ/PDY üyeliği veya iltisakı olduğu dile getirilen idarecilere, yöneticilere, öğretim üyelerine devletin yetkili mercileri tarafından nasıl bir müdahalede bulunulacağı merak konusu olmaya devam ediyor.
