Gündem
Giriş Tarihi : 24-07-2016 15:25

Darbe Süreci Üzerine Bir Değerlendirme

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Atatürk’ün önderliğinde Türk Milleti’ne dayalı ve anti emperyalist bir kimlik ile kurulmuştur. Kuruluş ilkeleri arasına; Cumhuriyetcilik, Milliyetçilik ve Laiklik temel dayanak olarak alınmış, ilerleyen süreçte demokratik hukuk devletinin inşa edilmesi için çok önemli bir dönüşüm hareketine gidilmiştir.

Darbe Süreci Üzerine Bir Değerlendirme

 

  Türk Dış Politikasıda bu çerçevede şekillendirilirken, emperyalist ülkelerle ilişkiler, eşitlik ekseninde şekillendirilmiş,  Türkiye Cumhuriyeti’nin kendi dinamikleri ekseninde bölge ülkelerinide dikkate alan bir anlayış içerisinde gerçekleştirilmeye çalışılan bu politika da  ciddi bir başarı sağlanmıştır. Atatürk Döneminde hiçbir bölge ülkesi ile düşmanlık oluşmazken, emperyalist ülkelerlede son derece seviyeli bir ilişkiler ağı geliştirilmiştir. Bu nedenle bugün bile batılı ülkeler Atatürk Dönemini büyük bir saygı ile anarlar.

  Ancak Atatürk sonrası başlayan süreçte geçmişte olduğu gibi emperyalist ülkelerin ittifaklarında yer alarak onların güdümünde şekillenen politik süreç nedeniyle 1947 tarihli Truman Doktrini ile başlayan dönüşüm evresinde, Türkiye ile ilgili hesapları olanlar kontrol edilebilir bir Türk tipi yaratmak adına harekete geçmişler, 1950 sonrası şekillendirdikleri bu projelerini, 1960 sonrasında kurumsal kimliğe dönüştürmüşlerdir.  1980 ihtilali ile düşünen ve ülkesi için mücadele eden sağda ve solda bütün Türk unsurların bertaraf edilmesi sonrası, çeşitli dini yapılanmalara destek verilerek yeni bir süreç başlatılmıştır. 

  Tüm  islam ülkeleri için planlanan bu süreç te bazı dini guruplar emperyalist ülkelerle işbirliği yaparak ülkelerinin aleyhinde aktif bir şekilde çalışırken, (Fetullah Gülen Hareketi gibi) bazıları ise buna karşı çıkarak daha radikal örgütlenmelere gitmişlerdir.(El Kaide, Hamas, Hizbullah gibi)

  Her ne şekilde olursa olsun bizim bilmemiz gereken gerçek bu hareketlerin hiçbirisi demokratik, laik, sosyal hukuk devletini kabul edebilecek yapılanmalar olmadığı gibi Türk kimliğinden de oldukça uzaklaşan yapılanmalar olarak karşımıza çıkmışlardır. Bu günde maalesef ülkemizde de faaliyetlerini sürdürmektedirler.

  Ülkemiz de 15 Temmuz  2016 tarihinde başlayan insanlık dışı darbe teşebbüsü sürecide bu toplumsal yapının bozulması sonrası gerçekleşen bir süreçtir.

  Bu neden ile bundan sonra alınacak tedbirlerde sadece bugün darbe teşebbüsünde bulunan FETÖ/PDY  ile sınırlı bir yeniden yapılanma olmamalıdır.

   Dikkat çekmeye çalıştığımız tüm bu unsurlar dikkate alınmalıdır. Yoksa Allah korusun bugün FETÖ  yarın başka bir örgütün ortaya çıkmasını sağlarız. Tıpkı orta Doğuda olduğu gibi.


Ay Yıldız Haber 

AdminAdmin